Başbakan Tayyip Erdoğan'ın siyasî başdanışmanı ve AKP Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan, AKP'nin yetkili kurulları kararını vermeden bir mutabakattan söz edilemeyeceğini söyledi. Akdoğan "Muhalefetin uzlaştığı metnin ucu çok açık. Kandil'den Ankara'ya bir metro hattı döşemek gibi bir durum ortaya çıkabilir" dedi.
Ahmet Dönmez'in Zaman gazetesindeki haberine göre; Başbakan Tayyip Erdoğan'ın siyasî başdanışmanı ve AKP Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan, tutuklu milletvekillerinin tahliye edilmesiyle ilgili çalışmalar konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Zaman'a konuşan Doç. Dr. Akdoğan, ortada henüz bir mutabakatın veya verilmiş bir kararın olmadığını söyledi. Muhalefetin üzerinde anlaştığı taslağın AKP'nin ilgili kurullarında görüşüleceğini belirten Akdoğan, oradan olumlu görüş çıkmadan 'anlaşma sağlandı', 'uzlaşıldı' denilemeyeceğinin altını çizdi. Kendi görüşlerini net şekilde ortaya koyarak söz konusu düzenlemenin hem hukukî hem de siyasî açıdan iyi irdelenmesi gerektiğini vurgulayan Akdoğan, basına yansıyan taslağın ciddi olumsuzluklara kapı açabileceğine dikkat çekti. "Muhalefetin uzlaştığı metnin ucu çok açık, farklı şekilde neticelenebilecek, olumsuz sonuçlar doğurabilecek bir metin gibi görünüyor. Kandil'den Ankara'ya bir metro hattı döşemek gibi bir durum ortaya çıkabilir." uyarısını yapan Akdoğan'a göre, toplumda tutuklu vekillerin bırakılması yönünde güçlü bir beklenti de yok.
Yalçın Akdoğan, Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in iyi niyetle bir çalışma başlattığını, ancak tutuklu şahısları aday yapan muhalefetin farklı niyetler içinde olabileceğini söyledi. Kamuoyunda Ergenekon, Balyoz ve KCK davalarının sulandırılmak istendiğine dair bir algının oluştuğunu hatırlattı. Ardından şöyle devam etti:
"Bu sorun bugün, bu hafta ortaya çıkmış bir sorun değil. İlk gün hangi noktadaysa bugün de aynı noktada durmaktadır. O günden bugüne ne değişti? Ortada değişen bir şey yok... Tutuklu vekilleri aday göstererek bile bile lades dediler ve bir oldu- bitti yapmaya çalıştılar. Hukuk keyfîlik de, dayatma da kabul etmez. CHP seçimlerden sonra bu durumu kabullenmişti. Hukukun vereceği bir karar olduğunu söylüyorlardı. Fakat daha sonra birden değiştiler ve farklı şeyler konuşmaya başladılar."
Bu konuda toplumun algısının da önem taşıdığını kaydeden Başbakan'ın Siyasi Başdanışmanı, "İşin hukukî boyutu var ve orada zaten bu kişilerin bırakılması söz konusu görünmediğinden farklı arayışlar ortaya çıktı, ama önerilerin de hukukî açıdan iyi değerlendirilmesi gerekir. Siyasî olarak baktığınızda da böyle bir siyasi iklim olduğunu söyleyemeyiz. Toplumun, bu konuda güçlü bir beklenti ortaya koyduğunu görmüyoruz. Yapılan araştırmalarda da bu çok açık bir şekilde görünüyor." şeklinde konuştu.
Bütün bu parametreleri AKP Merkez Yönetim Kurulu'nun (MYK) değerlendireceğini ve en doğru kararı vereceğini kaydeden Akdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun geçen hafta yaptığı, "Önümüzdeki hafta arkadaşlarımız aramızda olur." şeklindeki açıklamanın ise kendi temennisi olduğunu vurguladı. Başbakan Erdoğan'ın, "Sayın Başbakan, partiler bir noktaya varsın, ortaya çıkan çalışmayı biz değerlendiririz demişti. Onlar anlaşsın, biz de kabul edelim, demedi. Şu anda AK Parti'nin de içinde olduğu bir mutabakattan ya da AK Parti'nin de kabul ettiği bir metinden söz edilemez." ifadelerini kullandı.
Anayasa Mahkemesi iptal ederse ne olacak?
Muhalefet partilerinin üzerinde anlaştığı metin, Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu (CMK) 100. maddede değişiklik yapılmasını öngörüyor. Siyasî kulislerde, bu maddeye, 'Sadece bu yasama dönemini kapsar' şeklinde bir hüküm konulacağı ve cezaevlerinden ya da terör örgütü kamplarından Meclis'e bir koridor açılmasının önüne geçileceği şeklinde iddialar gündeme geliyor. Ancak Yalçın Akdoğan, bu senaryolara karşı da mesafeli. Gerekçesini şöyle izah etti: "Bu önerilerin hepsi tartışmaya açık konular. Bunlar ne getirir, ne götürür? Diyelim ki kanun bu şekilde değiştirildikten sonra Anayasa Mahkemesi'ne gidildi. Mahkeme bu geçici maddeleri iptal etti, belli endişelerle ortaya konmuş olan sınırlamalar veya engellemelerin hepsi bir anda ortadan kalkabilir. İstenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir. O zaman ne olacak?"