Sağlık

Akciğer kanseri

Akciğer kanseri, insanı vuran en ölümcül ve en yaygın kanser türlerinden biri olarak biliniyor. Bu tehlikeli kanser türünün başlıca sebepleri arasında ise sigara kullanımı geliyor.

08 Temmuz 2008 03:00
Akciğer kanseri, insanı vuran en ölümcül ve en yaygın kanser türlerinden biri olarak biliniyor. Bu tehlikeli kanser türünün başlıca sebepleri arasında ise sigara kullanımı geliyor.

Vücudun oksijen gereksinimini sağlayan akciğer de bütün organlar gibi birçok hücreden oluşur. Bu hücreler akciğerin normal olarak görevini yapabilmesi için ihtiyaç doğrultusunda bölünerek çoğalırlar.

Akciğer kanseri, yapısal olarak normal akciğer dokusundan olan hücrelerin ihtiyaç ve kontrol dışı çoğalarak akciğer içinde bir kitle (tümör) oluşturmasıdır. Burada oluşan kitle öncelikle bulunduğu ortamda büyür, daha ileriki aşamalarda ise çevre dokulara veya dolaşım yoluyla uzak oranlara yayılarak (karaciğer, kemik, beyin vb. gibi) hasara yol açarlar. Bu yayılmaya 'metastaz' adı verilir.

İKİ ANA GRUP VAR

Akciğer kanserleri mikroskop altında izlenen hücrelerin görüntüsüne göre, "küçük hücreli (yulaf hücreli) akciğer kanseri" ve "küçük hücreli dışı akciğer kanseri" olarak iki ana gruba ayrılır. Tüm akciğer kanserlerinin yüzde 75’ini oluşturan küçük hücreli dışı akciğer kanseri, 'yassı epitel hücreli', 'büyük hücreli' ve 'adeno kanser' olarak 3 gruptan oluşur.

Daha nadir görülen küçük hücreli akciğer kanseri ise oldukça hızlı seyirlidir ve tanı konduğu zaman çoğunlukla vücudun başka bölümlerine yayılmış durumda olur.

RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR?

- Sigara, puro, pipo (tütün) içimi: Akciğer kanserinin bugün ispatlanmış olan en önemli risk faktörüdür. Sosyo-ekonomik düzeyi gelişmiş ülkelerde sigara içiminin başarılı olarak önlenmesi sayesinde, bu ülkelerde akciğer kanseri sıklığı oldukça azalmuş durumda. Sigarayı bıraktıktan 5 yıl sonra risk azalıyor ancak tamamen bitmiyor. Sigarayı içmeyen ancak çevresinde içilen kişiler (pasif içiciler) de aynı şekilde bu riski taşıyorlar

- Asbest: Madenlerde, gemi yapımında, yalıtım malzemesi yapımında kullanılır. Solunum yollarında uzun süreli tahriş oluşturur.

- Radon: Evlerde, toprakta doğal olarak bulunan,kokusuz radyoaktif bir gazdır.

- Verem hastalığı (tüberküloz): Bu hastalığın yerleştiği akciğer alanında sonradan akciğer kanseri gelişebilir.

- Daha önceden akciğer kanseri geçirmiş olmak: Bir kere akciğer kanseri nedeniyle ameliyat olmuş, veya ışın tedavisi uygulanmış olanlarda ikinci bir kanser gelişme riski vardır. Sigara içmek bu riski ayrıca artırır.

ERKEN TANI MÜMKÜN MÜ?

Akciğer kanserinin ileri evrelere gelmeden erken teşhis edilmesi için şimdiye kadar düz akciğer filmleri (röntgenogram), balgamda tümör hücrelerinin aranması (sitoloji) ve yüksek riskli insanlarda 'bronkoskopi' denilen ucu ışıklı bir boruyla solunum yollarının incelenmesi gibi yöntemlerin kullanıldığı birçok çalışma yapılmıştır. Bunların hiçbiriyle akciğer kanserine bağlı ölümlerin azaltılamadığı görülmüştür.

BELİRTİLERİ NELERDİR?

Hastalık oldukça ileri aşamalara gelene kadar önemli şikayete yol açmayabilir. Bu sinsi karakter, akciğer kanserini bu kadar tehlikeli yapan en önemli faktördür. Eğer sigara kullanan ve buna bağlı kronik bronşiti olan biriyseniz, mevsimsel öksürük ve balgam şikayetlerinin süreklilik kazanması, balgamda kan görülmesi, giderek artan nefes darlığı, özellikle sırtta kürek kemiklerinin arasına veya omuzlara yayılan batıcı nitelikte göğüs ağrısı kanser için şüphe uyandırması gereken şikayetlerdir. Ancak hastalığın ilk aşamalarında ,çoğunlukla bunların hiçbiri olmadan, iştahsızlık, halsizlik, kilo kaybı ve terleme gibi şikayetler görülmektedir.Hiçbir bulgu vermeyen hasta grubu da az değildir.

TANI NASIL KONUR?

Düz akciğer röntgenleri ile akciğerde kitle görülen hastalara,öncelikle bilgisayarlı tomografi çekilir.Elde edilen üç boyutlu görüntü ile kitleye nasıl ulaşılabileceğine karar
verilir. Hastadan ya tomografi rehberliğinde ya da 'bronkoskopi' denilen ince, bükülebilir bir tüple akciğerine ulaşılarak iğneyle parça alınır. Bu işleme 'biyopsi' adı verilir. Kanser tanısı bu biyopsi örneğinin patoloji kliniğinde incelenmesi sonucunda kesinleşir. Doktorunuz şikayetlerinize göre ayrıca karın veya beyine yönelik bilgisayarlı tomografi veya manyetik rezonans görünüleme ve kemik taraması (tüm vücut kemik sintigrafisi) gibi tetkikler isteyebilir.

HASTALIK AŞAMALARI NELERDİR?

Kanser tanısı konduktan sonra hekiminiz öncelikle hastalığın yaygınlığını veya bir başka deyişle hangi aşamada olduğunu (evre) saptayacaktır.

- Hastalık sadece akciğerin küçük bir bölümündeyse evre I,
- en yakın lenf bezelerine atlamışsa evre II,
- akciğer içinde akciğeri saran zara veya iki akciğer arasındaki 'mediasten' denen boşluğa veya buradaki bezelere yayılmışsa evre III,
- karaciğer, kemik, böbrek üstü bezi gibi uzak organlara yayılmışsa evre IV olarak adlandırılır.

Doğru evreyi saptamak için hekiminizin akciğer röntgeni, toraks ve batın bilgisayarlı tomografi veya manyetik rezonans görüntülemesi, kemik taraması veya beyin
bilgisayarlı tomografisi istemesi gerekebilir.Hastalığın amaliyat için uygun evrede olup
olmadığını anlamak için 'mediastinoskopi' denilen, boyundan yapılan bir kesiyle mediasten boşluğuna ışıklı boruyla bakılması ve bu işlem sırasında lenf bezelerinden örnek alınmasını içeren bir tetkik ayrıca yapılabilir. Eğer akciğer zarının iki yaprağının arasında sıvı birikmişse, hekiminiz kaburgaların arasından bir iğneyle girerek bu sudan patolojik inceleme için örnek alacaktır .Bu işleme ise 'torasentez' adı verilir.

NASIL TEDAVİ EDİLİR?

* Küçük hücreli dışı akciğer kanseri tedavisi: Hastalığın erken evrelerinde (evre I ve II, bazı evre III hastalar) ameliyatla tümörlü doku, etraftan bir miktar sağlam doku çıkarılarak, bazen tüm bir akciğer lobu alınarak temizlenebilir. Genel olarak ameliyatla tamamen çıkarıldığı ve çevrede hiç hastalık kalmadığı durumlarda başka tedaviye gerek yoktur. Ameliyat sonrası hekiminiz sizi düzenli aralıklarla kontrole çağıracaktır. Nadiren ameliyat sonrasında bazı hastalara ışın tedavisi (radyoterapi) tavsiye edilebilir.

Ameliyatla çıkarılması mümkün olmayan evre III akciğer kanserinin esas tedavisi ışın tedavisi (radyoterapi) ve ilaç tedavisi (kemoterapi) ve radyoterapidir. Bu hastalarda iki yöntem sırayla uygulanır.

Evre IV akciğer kanserinde kemoterapi yaşam sürenizi 3-6 ay kadar uzatacak ve hastalığa ait şikayetlerin azalmasını sağlayacaktır. Ancak, bu evrede kesin tedavi kararı siz ve aileniz ile görüşüldükten sonra verilmelidir. Yaşamı çok uzatması beklenmeyen bir tedavi seçeneğinin yan etkileri nedeniyle hayat kalitenizi bozma olasılığı varsa hekiminizle bu konuyu tartışmanız uygun olacaktır. Evre IV hastalıkta, ışın tedavisi kansere bağlı ağrı, kanama veya kemiğe, beyne yayılma söz konusu ise uygulanır.

* Küçük hücreli akciğer kanseri tedavisi: Bu kanser türünün tedavisine hastalığın sınırlı veya yaygın oluşuna göre karar verilir. Sınırlı hastalıkta kemoterapi ve radyoterapi ardışık veya eşzamanlı olarak uygulanır. Hastalığın beyne yayılma olasılığı yüksek olduğundan ayrıca beyine koruyucu amaçlı radyoterapi yapılır. Nadiren çok küçük çaplı tümörlerde cerrahi uygulanabilir.

Yaygın hastalığın tedavisi ise kemoterapidir. Kemoterapiye çok duyarlı bir tümör olmasına rağmen tekrarlama riski çok yüksektir. Kemoterapi sonrası tekrarlamalarda hastanın şikayetlerine veya hastalığın yayılım bölgelerine göre radyoterapi uygulanabilir.

(KAYNAK: Tıbbi Onkoloji Derneği- http://www.kanser.org)