İstanbul Teknik Üniversitesi’nin bu yılki okul birincisi Afganistanlı öğrenci Shokrullah (Şükrü) Sorosh oldu. İnşaat Mühendisliği Bölümü’nü 3.99 not ortalamasıyla bitiren Sorosh, ailesinin üniversiteye gidebilmiş ilk üyesi. Birinciliğini mezuniyet töreninden 3 gün önce öğrenen Sorosh'un ailesi törene gelemedi.
Shokrullah Sorosh, 1994 yılında Afganistan’ın Gazne şehrinin bir köyünde dünyaya geldi. Savaş boyunca köylerinde çatışmalardan uzak yaşadı. Savaş bittikten sonra 2007’de ailesiyle Kabil’e taşındı. Babası liseyi birincilikle bitirmiş başarılı bir öğrenciydi. Ancak ülkenin zor koşulları nedeniyle eğitimine devam edememişti. Kuyumculuk ve hayvancılıkla geçiniyordu. Shokrullah’ın iki ağabeyi de liseyi birincilikle bitirdi ama babalarıyla aynı kaderi paylaştı. Shokrullah ise ailenin bu döngüyü kıran ilk üyesi olduğunu anlatıyor:
Ailemden ilk kez uzak kaldım
“Babam beni hep teşvik ediyordu. Bana ‘Afganistan’daki eğitim seviyesi o kadar iyi değil. Bir tür burs kazanırsan senin için daha iyi olur’ diyordu. Ben de onun için hep çok çalışıyordum. Liseyi birincilikle bitirdikten sonra üniversite sınavına girdim. En yüksek puanı alanlardan oldum. Türkiye’de okumak için Afganistan Devlet Bursu’nu alarak İTÜ’ye girmeye hak kazandım. Önce Kabil Üniversitesi’nde bir sene inşaat mühendisliği okudum. Bir dönem sonra 2013’te Türkiye’ye geldim. Önce bir sene İngilizce hazırlık okudum. Aslında İngilizcem vardı ama ortama alışmak istedim. İlk günler zordu. Ailemden ilk kez uzaktım. Kimse İngilizce bilmiyordu. Benim de Türkçe öğrenmem gerekiyordu.”
Başarın sırrı düzen ve dostlar
Shokrullah, zor zamanları üniversitede tanıştığı Türk arkadaşları sayesinde aşmış. Başarısının iki sırrından biri olarak bunu söylüyor: “Bana hep destek oldular. İlk etapta okul birincisi olmak gibi bir hedefim yoktu. Zaman geçtikçe kendimdeki potansiyelin farkına vardım. Birinci dönem ortalamam 3.95’ti; ‘Böyle devam edersen okul birincisi olursun’ dediler. Afganistan’da bir dönem okuduğumdan dersleri karşılaştırınca anladım ki İTÜ gerçekten harika. Başarımın ikinci sırrı derslere düzenli çalışmak. Bunun için pek çok şeyden feragat ettim. Sınavlar, proje ve ödevlerle çok yoğundum. Sınav zamanı sosyalleşmeyi bırakıp sonra geri dönüyordum. Yemekleri ve kültürü sevdim ama en çok Türk arkadaşlarımı sevdim. Onlar sayesinde Türkçe öğrendim. İstanbul dışında Nevşehir’de tarihi kalıntıları, Bursa’da da iskender ve kayağı çok sevdim. En büyük zorluksa ailemden uzak olmaktı. Ağabeyim ve küçük kardeşim evlendi, onların düğününe gidemedim.”
Ailesi törene gelemedi
Shokrullah, okul birincisi olduğunu geçen hafta cuma yapılan mezuniyet töreninden yalnızca üç gün önce öğrenmiş. Duygularını, “Hayatımın en mutlu anlarından biriydi...” diye anlatıyor. Tek üzüntüsü ailesinin törene gelememesi olmuş. Peki bundan sonra ne yapacak? Programı yoğun. Yazı Japonya’da bir deprem araştırma projesinde çalışarak geçirecek. Sonrasıyla ilgili planlarını şöyle anlatıyor: “Yüksek lisans ve doktora yapmak istiyorum. Güncel araştırmalarda da çalışmak istiyorum. Türkiye’deki üniversitelerde iyi araştırma imkanları var. Afganistan’da böyle bir imkan yok. Herkes için en iyi şekilde faydalı olmak istiyorum. Hem kendi ülkem hem insanlar hem bilim dünyası için çalışacağım.”
Herkes mecburen yurt dışına gidiyor
Shokrullah Sorosh, ülkesi Afganistan’dan Türkiye’ye gelen mültecilerle ilgili düşüncelerini de şöyle anlatıyor: “Nazi Almanyası döneminde de pek çok Alman profesör Türkiye’ye göç etmişti. O yüzden göçü normal karşılıyorum.
Kimse bu duruma düşmek istemez. Herkes mecburen yurtdışına gidiyor. Aynı durum Afganistan için de geçerli. Belki oradan profesörler gelmiyor ama normal insanlar burada yaşamak, kendilerini ve ailelerini kurtarmak istiyorlar. Ölmekten kaçan insanlara karşı şeyler söylemeyi anlayamıyorum.”
İnşallah kardeşlerim de buraya gelecek
Shokrullah, küçük kız ve erkek kardeşlerine de şimdiden örnek olduğunu anlatıyor: “Bir kardeşim cerrah, diğeri elektrik mühendisi olmak istiyor. İnşallah onlar da buraya gelecek. Bizzat tanıklık etmesek de Afganistan’da patlamalar oluyor. Benim gibi kardeşlerim de ‘Daha iyi bir ortamda olmak istiyoruz’ diyorlar.”