İstanbul'un Tuzla ilçesinde bu yıl ikincisi düzenlenen Tuzla İstihdam Fuarı başladı. Aileler çocukları için istihdam fuarına koştu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2017 yılı Haziran döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 124 bin kişi artarak 3 milyon 251 bin kişi olduğunu açıklamıştı. İşsizlik oranında değişimin yaşanmadığıbelirtilerek yüzde 10,2 seviyesinde gerçekleştiği kaydedilmişti.
TIKLAYIN- İşsizlik rakamları açıklandı
Evrensel'den Uğur Zengin'in haberi aynen şöyle:
AKP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın, işsizlik konusunda istedikleri noktada olamadıklarını ifade edip, ‘Maalesef işsizliği çok düşüremedik’ dediği gün 2. Tuzla İstihdam Fuarı başladı. Tuzla Marina’da düzenlenen ‘fuar’ ülke gerçeğini de ortaya koyan bir noktada durdu. Kızı için iş arayan babadan, iş için başvuran kızına “AKP ilçe başkanının ismini yaz” diyen anneye, başvurduğu pek çok yerden kendilerine döneceklerini söyledikleri halde dönmediklerini söyleyen Forklift operatörüne kadar pek çok kişi fuara iş bulma umuduyla geldi. Fuarda 110 firma stant açtı. 2 bin 775 işçinin alınacağı başvuruda 11 bin 404 başvuru yapıldı.
Ne iş var sizde?
Gözünüzün gördüğü her yerde birileri bir form dolduruyor. ‘İşe başvuru’ formu! Fuara katılanlarla konuşunca şunu artık biliyorsunuz ki hiçbiri bu formlara umut bağlamıyor. O yüzden masada form dolduran kızına, “AKP ilçe başkanını yazsana kız” diyor bir anne. Ya da bir baba stantları geziyor, “Ne iş var sizde?” diye soruyor tek tek. “Kendiniz için mi iş arıyorsunuz” diye sorunca bir stant görevlisi, derdi anlaşılıyor:
“Hayır hayır kızım için.”
Yaş sınırı
Bir kadın da eşiyle gelmiş. Bir standa yanaşıp soruyor:
- Bilgi alabilir miyiz?
- Ağır iş bayanlara zor.
Hemen yan standa geçiyor. İş anlatılıyor, “Paketlenmesi, montajlanması...”
Daha önce benzer işte çalışmış, tecrübeli. Seviniyor. “Doldurun CV’yi değerlendirelim” deniyor bu kez. Sonra ayrıntılar, “Tuzla deri organizede. Servis var. Vardiya sistemi bayanlarda yok. Asgari ücret+belli miktarı yaptıktan sonra prim devreye giriyor.”
Kadının son sorusu “Yaş sınırı var mı?” oluyor. “Yaş sınırı yok” cevabı gelince, mahcup bir sevinç:
“45 yaşındayım çünkü.”
Çok yerde bu ‘sınıra’ takılmış olmalı.
Üniversiteli de ortaokul mezunu da
Uğur Savun, 31 yaşında. Evyap’ta forklift operatörü, Mert Gemi Hidrolik’te kaynakçı, 2007’de asker sonrası tekrar Evyap’ta kaynakçı. Evyap küçülmeye gidince işten atılmış. 2017 şubattan bu yana işsiz. 7 aylık süreçte 15-20 yere başvuru yapmış:
“‘Biz size geri dönüş yapacağız’ diyorlar ama dönüş yapan falan yok. Bir yer döndü, ‘Evrak verdik biz sizi çağıracağız’ dediler ama hâlâ çağıran yok."
- Burada ne diyorlar
- Daha yeni form doldurdum görüşme yapacağız ne diyecekler bilmiyoruz. Ama yine klasik cevap olacak formunuzu aldık, değerlendirmeye alacağız, en kısa zamanda size dönüş yapılacaktır (gülüyor).
- Buna gülüyoruz da çok acı değil mi?
- Ağlanacak halimize gülüyoruz açıkçası. Yapacak bir şey yok hayatı bu şekilde devam ettirmek zorunda kalıyorsun.
- Bu şekilde devam eden bir hayat nasıl senin için?
Monoton. Cepte para yok. Geçim derdi çok. Giderin çok gelirin hiç yok. Gelir olmadığı için sürekli borçlanıyorsun. Gelir olmadığı için de aile içinde sıkıntılar başlıyor. Senden istenilen bir şeyi cebinde bir şey olmadığı için alacak maddi imkanın yok. En basiti dışarıdayım, annem arıyor diyor ki “Gelirken ekmek al” o esnada ekmek alacak paran yok cebinde. Diyorsun ki param yok. Bu kez niye çalışmıyorsun diyor. Kendi ihtiyaçların oluyor onu karşılayamıyorsun. Sosyal faaliyetimiz olsun istiyoruz. Arkadaşımızın evine gitmek istiyoruz, bir yerde oturup çay içmek istiyoruz. Bunlar da biliyorsun maddiyata dayalı. O yüzden sıkıntılar yaşıyoruz.
"Biz sizi arayacağız"
7 aydır ne yapıyor? Günler nasıl geçiyor? Ya çay ocağında oturup gazete okumakla, kahvede arkadaşlarıyla okey oynamakla geçiyormuş. Sonra iş arıyor, iş görüşmelerine gidiyor. Biz sizi arayacağız diyorlar (gülüyor) ama arayan yok.
Geleceğe dair plan kurmasının önünde asgari ücret engeli var:
"Kardeşim açlıktan ölecek miyiz?"
“Kendi düzenini kurmak istiyorsun. Asgari ücret 1400 lira. Bu para bir kişinin tek başına zaten kendi gideri. İstediğimiz rakamı alamıyoruz. Bu ülkede ortaokul mezunu adama doğru düzgün iş yok. Kardeşim açlıktan ölecek miyiz? Hadi işe alıyorlar, vasıfsız eleman muamelesi yapıp 1400’e çalıştırıyorlar. Tamam ben bekarım, 1400 liraya idare ederim ama yarın öbür gün evlendiğimde nasıl geçineceğim? Şartlar her türlü çok kötü. Düzelmesini bekliyoruz ama ezelinden beri herkes bekliyor. Yetkililere sesleniyoruz, onlar da diyor ki 'İşverenle biz konuşuyoruz tamam diyorlar' işverenler de diyor ki ben bu parayı verirsem bu kadar eleman dökerim. İşveren de bu sefer bu kozu kullanıyorlar. Ersin Otomotiv, Pulver Kimya... günde 20 lira gider var en az (yol, çay) Arkadaşlara boyun eğeceğiz 50 lira versene, 100 lira versene... Olmadığı zaman anamdan 100 lira aldım, onu ödeyemiyorsun yüzün kızarıyor böyle durumlarla karşılaşıyoruz.”
Üniversiteden depoya
Tayfun Çakar da Üniversite mezunu. Kamu yönetimi okumuş. 3 senedir işsiz. Şu anda vasıfsız işçi arayan bir fuarda, önünde bir depoya işçi başvuru formu. “Bölümle alakalı birçok yere başvurdum geri dönüş alamadım” diyor.
- O yüzden daha çok farklı sektörlerde farklı bölümlere başvurdum.
- Ne mesela?
- Üretim olabilir, depo olabilir.
- İşçiliğe başvurdun yani. Kaç yere başvurdun?
- Bugün 5-6 yere başvurdum. Daha önce de pek çok yere başvurdum fakat onlardan da geri dönüş olmadı. Burada çoğunla vasıfsız eleman aldıkları için çok özelliğe bakmıyorlar. Askerliğini yapmadığın için seni hemen ikinci plana atıyorlar. Okul okuduğum için ben de askerliği ikinci plana attım. O yüzden geri dönüş olmuyor. Her şey pahalı olduğu için, çalışmam gerekiyor.
İnternetten ihracat-ithalat üzerine başvuru yapıyorum. Ama sanıyorum okuduğum bölümle ilgili bir şey yapamayacağım. Şu an hiç mutlu değilim.
Umut var mı peki?
Umut hiç yok. Türkiye’de o kadar çok insan var ki mezun ama işsiz. En azından askere kadar bir şey yapmak istiyorum, bir açık kapı olmasını istiyorum.
Üretim, kaynak... Ne gelirse
Yusuf Akçay da lise mezunu, 24 yaşında. Fuarda 6 yere başvurmuş. Üretim, kaynak... Ne gelirse. “Sadece form bırakıyoruz” diyor, “Bir şey demiyorlar. 6 aydır çalışmıyorum. Böyle yerlere geliyorum. Genelde buralardan buluyorum. Paran olmayınca hiçbir şey yapamıyorsun. Ücret olarak 1500 civarı veriyorlar. Seçim yapmıyorum ama.” Yusuf bunları söylerken bir yandan da İSMEK kursuna kaydoluyor.