Opera tarihinin en ihtişamlı baş yapıtlarından ''Aida'', 250 kişilik dev kadrosuyla Başkent sahnelerine dönüyor. Guiseppe Verdi'nin 1871 tarihli eseri, 13 yıl aradan sonra 24 Ekimde ''perde'' diyecek.
Librettosu (eser metni) Antonio Ghislanzoni'nin imzasını taşıyan 138 yıllık eseri Vincenzo Grisostomi Travaglini sahneye koydu. Ankara Devlet Opera ve Balesi (ADOB) Orkestrasını Şef Rengim Gökmen'in yöneteceği eserin kostüm ve dekorları Savaş Camgöz'e ait. Koroyu Alessandro Cedrone'nin yöneteceği eserin koreografisini Sergei Tracenko, ışık düzenini Fuat Gök ile Stefano Prendello yaptı.
Konusu Mısır'da geçen ve Prenses Aida'nın hüzünlü öyküsünün işlendiği eserde, Komutan Radames'i Efe Kışlalı, Aida'yı dönüşümlü olarak Nilgün Akkerman ile Şebnem Oksal, Amneris'i Anna Chubuchenco ve Sim Tokyürek, Amonasro'yu Eralp Kıyıcı, Çetin Kıranbay ve Tuncer Tercan, Ramfis'i Tuncay Doğu, Mithat Karakelle ile Sabri Karabudak, Il Re'yi Özgür Savaş Gençtürk ile Mithat Karakelle, Un Messagero'yu Cem Akyüz, Okan Başel ve Emrah Sözer, Sacerdotessa'yı Seda Aracı, Begüm Mengü ve Bilge Yılmaz canlandırıyor.
İsmail Paşa, 150 bin franga sipariş etti
İtalyanca librettosu Fransız eski Mısır uzmanı Auguste Mariette tarafından yazılmış bir senaryodan uyarlanarak Antonio Ghislanzoni tarafından yazılan operanın prömiyeri, 24 Aralık 1871'de Kahire'deki Hidivlik Opera Evinde gerçekleştirildi.
Dünya opera tarihinin en önemli 20 opera eseri arasında yer alan, birçok ses ve video kaydı bulunan eserin ilk sahnelenmesi için Mısır Hidivi İsmail Paşa 150 bin Fransız Frankı karşılığında bu eseri sipariş verdi. Fakat Fransız-Prusya Savaşı nedeniyle eserin ilk sahnelenmesi gecikti.
Aida, Kahire'deki prömiyerinde seyirci tarafından çok beğenildi. Fakat seyircilerin hepsi özel davetle gelmiş, halka hiç bilet satılmamıştı. O nedenle eserinin Avrupa'da ilk oynanışının Milano'da La Scala Opers Evinde Şubat 1872'de yapılması için Verdi, operanın yapımına ve sahnelenmesine şahsen destek sağladı. Ünlü besteci, bu sahnelemeye bir prömiyer gibi dikkat ve itina gösterdi.
Etiyopyalı bir prenses olan Aida'nın kendi ülkesinde yakalanarak köle olarak Mısır'a getirilmesiyle başlayan eser, Komutan Radames'in, Aida'ya olan aşkı ile Firavun'a olan sadakatı arasında seçim yapamamasını o dönemin önemli olayları eşliğinde anlatıyor.
İkinci perdesindeki görkemli ''Zafer'' sahnesiyle hafızalara kazınan yapıt, dünyanın pek çok önemli opera evinde defalarca sahnelendi.
ADOB'un yeni sanat sezonundaki en iddialı prodüksiyonlarından olan ''Aida''nın görkemli bir şekilde sahneye gelmesi için hummalı bir çalışma sürdürülüyor.
Eser için ADOB'un ışık, seslendirme, süsleme, fotoğraf, dekor-boya, bayan kostüm, erkek kostüm, şapka-çiçek, aksesuar, marangoz, demir, kundura, point, peruka, mekanik, elektrik, cilt, plastik, bayan gardırop, erkek gardırop, triko ve kuru temizleme atölyelerinde eser için titiz bir çalışma sürdürülüyor.
Son olarak Aspendos Uluslararası Opera ve Bale Festivalinde sahnelenen yapıtın dekorları Başkent sahnesine uyarlanırken, kostümler de sanatçılara uyacak şekilde tadilattan geçiriliyor.
Işık düzeniyle ihtişam artacak
ADOB Başdekoratörü Savaş Camgöz, yapıtın 13 yıllık aradan sonra yeniden Başkent izleyicisiyle buluşacağını ifade etti.
Yapıtın Ankara'da 13-14 yıl önce sahnelendikten sonra 1999 yılında da Danimarka turnesine gittiğini anlatan Camgöz, dekorların sahneye göre uyarlandığını, Aspendos antik tiyatrosu çok geniş bir alan olduğundan bazı heykellerin Ankara sahnesine uygun biçimde hazırlandığını söyledi.
Eserin solistlerin yanı sıra, koro, bale, çocuk balesi ve figüranlardan oluşan 250 kişiye ulaşan bir kadrosunun bulunduğunu aktaran Camgöz, ''Fazla masraf olmaması için dekor ve kostümlerimizi yeniden gözden geçiriyoruz. Ancak bazı solistlerin yanında, figüranlar ve koro elemanlarında değişiklikler olduğu için kostümlerde tadilat yapıyoruz'' dedi.
Yapıtın kostüm ve dekorlarının ilk sahnelendiği günden bu yana kendisi tarafından yapıldığını dile getiren Camgöz, bu sahnelenişinde eserin ışık düzenine bazı yenilikler getirdiklerini kaydetti.
Daha modern ve estetik bir ışık düzeniyle eserin ihtişamını artıracaklarını anlatan Camgöz, seyirciyi bazı yeniliklerle ''Aida'' operasının ihtişamıyla yeniden buluşturacaklarını sözlerine ekledi.