Politika

Ahmet Türk: Pazarlık yapmıyoruz, hakkımızı istiyoruz

Ahmet Türk, çözüm süreciyle birlikte tarihi bir dönemden geçildiğini belirterek, 'Barıştan söz edenler, kardeşlikten söz edenler, bugün sorumluluk almak zorundadır' dedi

20 Nisan 2013 19:14


DTK'nın olağanüstü toplantısında konuşan Eşbaşkan Ahmet Türk, hükümetle pazarlık yapmadıklarını, haklarını savunduklarını söyledi. Türk, samimiyet sorgulamasına da girilmemesini istedi.

Mardin Bağımsız Milletvekili ve Demokratik Toplum Kongresi Genel Başkanı Ahmet Türk, çözüm süreciyle birlikte tarihi bir dönemden geçildiğini belirterek, "Barıştan söz edenler, kardeşlikten söz edenler, bugün sorumluluk almak zorundadır. Bu tarihi fırsatı doğru bir şekilde değerlendirmezlerse, katkı sunmazlarsa tarihin huzurunda, Kürt halkının huzurunda vebal ve günah altında kalacaklar" dedi.

Doğan Haber Ajansı'nda yer alan habere göre, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Diyarbakır'da olağanüstü toplanıp, çözüm sürecini değerlendirdi. BDP Diyarbakır İl Başkanlığı Vedat Aydın Konferans Salonu'nda yapılan toplantıya BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, DTK Eşbaşkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk ile BDP milletvekilleri katıldı.

 

'Özgürlüklerin temşnatı Öcalan'

 

Toplantının açılış konuşmasını yapan Ahmet Türk, sürecin mimarının Abdullah Öcalan olduğunu ifade ederek, "Bu süreci başlatan, halkları kucaklaştırmaya çalışan, özgürlüklerin teminatı sayın Abdullah Öcalan'a teşekkür ediyoruz" dedi. Tarihi bir dönemden geçildiğini ve Kürt sorununun yeni bir döneme girdiğini belirten Türk, "Kürt sorununun çözümünden barıştan söz ediliyorsa, bugüne kadar inkar ve red edilen bir halkın taleplerinin esas alınması gerektiğini, herkesin bilmesi ve görmesi gerekmektedir" dedi.

 

'Barıştan söz edenler sorumluluk almak zorundadır'

 

Barışın iki tarafı olması gerektiğini belirten Ahmet Türk, süreçleri bir tarafın ilerletmesi veya bu süreci ben götürürüm mantığının yanlış olacağını söyledi. Türk, "Barıştan söz edenler, kardeşlikten söz edenler, bugün sorumluluk almak zorundadır. Bu tarihi fırsatı doğru bir şekilde değerlendirmezlerse, katkı sunmazlarsa tarihin huzurunda, Kürt halkının huzurunda vebal ve günah altında kalacaklar" diye konuştu.

 

'Asla taviz vermeyeceğiz'

 

Öcalan'ın 21 Mart'ta gönderdiği mesajın barış konusundaki samimiyetini açığa çıkardığını belirten Türk şunları söyledi: "Bugün top hükümette ve devlettedir. Kürt halkının beklentileri vardır. Bazıları 'Pazarlık yapmayız' diyor. Biz pazarlık istemiyoruz ve yapmıyoruz. İnkar edilen bir halkın hakkını, hukukunu savunuyoruz. Sonuna kadar da savunacağız, asla taviz vermeyeceğiz. Bir hakkı savunmak, o hakkı elde etmek için verdiğimiz mücadeleyi bir pazarlık olarak gündeme taşımak abesle iştigaldir. Yılların inkarını ortadan kaldırmaya yönelik, mücadele ediyoruz. Pazarlık için mücadele etmiyoruz. Yüz yıllık sorunların bir kaç gün içinde çözülmeyeceğini çok iyi biliyoruz. Burada önemli olan topluma güven vermektir. Karşılıklı güven ortamını oluşturabilirsek bu süreç sağlıklı yürütecektir."

 

'Kürt mücadelesi değişim, dönüşüm göstermwk zorundadır'

 

Kürt halkının önemli sınavlardan geçtiğini belirten Ahmet Türk, artık kimsenin Kürtleri kandıramayacağını söyledi. Türk, "Hükümet yeni oyunlar peşinde mi? diye soranlar olacaktır. İhtimal dahilindedir. Tüm bunları hesaplayacağız. Kürt mücadelesi zaman içinde değişim, dönüşüm göstermek zorundadır" diye konuştu.

 

'Katkı suanabilecek aktörler olmalı'

 

Avrupalı parlamenterlerin Öcalan'ın attığı adımı önemli bulduğunu ifade eden Ahmet Türk, barışı yapacak olanların Türkler ve Kürtler olduğunu belirtti. Türk, "Dışarıdan birileri gelip barışı sağlasın mantığı içinde değiliz. Ama küçülen dünyada uluslararası ilişkiler vardır. Ortadoğu'da istikrar isteniyorsa, katkı sunabilecek aktörler olmalıdır" diye konuştu.

 

'Kürt halkının geleceği için çok önemli bir projedir'

 

Kürt sorununun Ortadoğu sorunu olduğunu belirten Türk, Kürtler istikrara, özgürlüğe kavuşmadığı müddetçe Ortadoğu'ya istikrarın gelmeyeceğini söyledi. Bu sorunun Kıbrıs ve Filistin sorunlarından daha büyük olduğunu ifade eden Türk, "Sıra bizde, başımızı kendimiz kaşıyacağız. Öncülüğünü biz yapacağız. Bu Kürt halkının geleceği için çok önemli bir projedir. Biz bu ülkede yeni bir dönemin önünü açmaya çalışıyoruz" dedi.

 

'Halkın kafasını karıştırmayalım'

 

Hükümetin ne kadar samimi olup olmadığının kendileri için önemi olmadığını belirten Türk, şöyle devam etti: "Samimi olmadığını söylemek istemiyorum. Hatta çok samimi olsa da, toplumsal muhalefeti dengelemeye yönelik zaman zaman, adım adım süreci ilerletebilir. Onun tartışmasına girmeyelim. Hükümet samimidir, değildir tartışmasıyla halkımızın kafasını karıştırmayalım. Gerektiğinde samimiyetsizliğin cevabını, samimiyetin ödülünü de veririz. Demokratik zemini güçlü hale getirmek için çalışma yürütmek ve süreci götürmek durumundayız. Bundan sonraki süreç biraz da bizim sorumluluğumuzda. Halen büyük tereddütler var bizde. Bunu da çok açık ifade etmek istiyoruz. Mesela Resulullah'ın Kutlu Doğum Haftası'nda daha aktif olabilirdik. Diyanet İşleri Başkanı bir toplantı yapıyor. Kılıçdaroğlu katılıyor ve konuşma yapıyor. MHP konuşuyor, Erdoğan katılıyor. Ama biz burada tereddütteyiz. Bizden Newroz alanlarının verilmesi istendi, tereddüt gösterdik. Bizim halkımızdır onlar. Bu konuda da açık olmamız lazım. İmkanları sağlamamız lazımdı. Bundan sonra hükümet bölgeye gelecek, ilişkilerimiz ne olacak? Bazı kesimlerle toplantılar yapacak. Çağırdıkları zaman yan yana olacak mıyız, ayrı ayrı mı görüşeceğiz? Bütün bunları tartışmamız lazım. Bu süreçte tartışmalar veya farklı bakışlar değerlendirmeler ortadan kalkmalı."

 

Geri çekilme için KCK'nın açıklamasını beklemek gerekir

 

BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak da, geri çekilme süreci ile ilgili gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yapılan iletişim ve tartışmaların müzakerenin bir parçası olduğunu ve süreç boyunca devam edeceğini belirten Kışanak, şöyle dedi: "Çözmeye çalıştığımız sorun kocaman bir Kürt sorunudur. Bunun bütün boyutlarıyla çözülmesi gerekiyor. Bu nedenle süreci sadece geri çekilmeden ibaret gibi algılamak, İmralı ve Kandil'deki görüşmelerin sadece geri çekilmeyle sınırlı algılanması yanlıştır. Bu toplantılar bundan sonra devam edecek. Geri çekilmeyle ilgili biz mektubu götürdük. KCK yöneticileri bize ifade ettiler ve kamuoyuna açıkladılar. 'Mektup bize ulaştı. Biz bunu kendi içimizde tartışıp mümkün olan en kısa sürede kamuoyunu tatmin edecek açıklama yapacağız' dediler. Artık yapılması gereken günlerle ilgili spekülatif haberler yerine KCK yönetiminden yapılacak açıklamayı beklemektir. Bizimle yaptıkları görüşmede gördük. Kendileri sürecin ilerlemesi konusunda tam bir irade sahibiler. Süreci başarıyla götürmek için ellerinden gelen bütün katkıyı yapacaklarını söylediler. Mümkün olan en kısa zamanda, bir kaç gün içinde kamuoyuna gerekli açıklamayı yapacaklarını söylediler. Bunu beklemek lazım. Bizim yaptığımız son görüşme bu sürecin bir parçasıydı. Bundan sonra bu ilerlemenin devam edeceğine inanıyoruz."

 

'Açıklamaları teminat olarak kabul ediyoruz'

 

Kışanak, geri çekilme ile ilgili hükümetin yaptığı açıklamayı çok önemli bulduklarını belirterek, "Sayın Başbakan'ın, Hayati Yazıcı'nın, Bekir Bozdağ'ın açıklamaları son derece önemli. Biz bunları teminat olarak kabul ediyoruz. Olası geri çekilme sürecinde ve çatışmasızlık halinde yaşanabilecek herhangi bir çatışmanın, operasyonun sorumluluğunu hükümet üzerine almıştır. Yaptıkları açıklamayla kendilerini bir teminat olarak ortaya koymuşlardır. Bu yaklaşımı önemli buluyorum ve gereğinin yapılacağına inanmak istiyoruz. Hiç kimsenin burnu kanamamalı ve süreci sekteye uğratacak herhangi bir operasyon, çatışma sözkonusu olmamalı. Bu konuda hükümetin açıklamalarını teminat olarak kabul ediyoruz. Yaşanabilecek olumsuzlukta hükümet, başbakan, içişleri bakanı ve o ilin valisi sorumlu olacaktır. Olası geri çekilme sürecinde herhangi bir çatışma ve operasyon yaşanmayacağının garantisi olarak görmek istiyoruz" diye konuştu.