Ahmet Şık, Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki (TSK) cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimine ilişkin yazı dizisinin altıncı bölümünde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını ve sonraki gelişmeleri kaleme aldı.
Ahmet Şık'ın "Allah'ın büyük lütfu" başlığıyla yayımlanan (12 Aralık 2016) yazısı şöyle:
Türkiye’nin üzerinde jetlerin sesleri patlarken, Başbakan televizyona çıkıp “Bir kalkışma olduğunu” açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul’a indiğinde “Bu Allah’ın büyük lütfu” diyecekti.
Ankara ve İstanbul’da duyulan patlama seslerine anlam verilmeye çalışıldığı saatlerde Başbakan Yıldırım, olayları “kalkışma” diye niteleyerek TSK içerisinde bir grubun darbe girişiminde bulunduğunu duyuruyordu. Darbeciler ise “Yurtta Sulh Konseyi” imzalı bildiriyi silah zoruyla TRT’de okutuyordu.
Günlerdir ortalıkta görünmeyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, gece yarısından sonra önce tatilini yaptığı Marmaris’teki otelde ardından da CNN Türk canlı yayınında, yurttaşları kent meydanlarına ve havaalanlarına çağırıyor, vatandaşlardan darbeye karşı direnmelerini de istiyordu.
Darbeci askerler ise Erdoğan’ın yerini belirlemeye çalışıyordu. Darbeciler Erdoğan’ın yerini kesin olarak öğrendiğinde Cumhurbaşkanı kaldığı otelden ayrılmış İstanbul’a doğru hareket etmişti. İstanbul’a indiğinde ise “Bu hareket, Allah’ın bize büyük bir lütfudur” açıklamasını yapıyordu.
Erdoğan, 15 Temmuz gecesi ilk açıklamasını Marmaris’te kaldığı otelde yaptı.
Başbakan duyuruyor
* 15 TEMMUZ GECESİ
İstanbul’da düğünde bulunan dört general Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal’ın emriyle Eskişehir’deki Harekât Merkezi’ne gitmek üzere yola çıkarken düğün sahibi komutan Mehmet Şanver de, eski komutanı Akın Öztürk’ü aradı. Emre karşı hava trafiği olduğunu, alçak uçuş yapıldığını söylediği Öztürk, Akıncı Hava Üssü’nde olmasına rağmen bir şeyden haberi olmadığı karşılığını verdi. Orgeneral Ünal telefonu alarak Akın Öztürk’e, “Ankara’da uçak uçuruyorlar. Ne oluyor oralarda? Senin emirlerin hilafına darbe mi yapıyorlar?” diye sordu. Darbenin merkez üssündeki Öztürk’ün cevabı ilginçti: “Ben sadece gece uçuşu olduğunu zannediyorum, bir araştırayım.”
Bu arada komutanlar, darbecilerin kontrolünde olduğu anlaşılan Ankara’daki Hava Harekât Merkezi’nin etkisiz hale getirilmesi için uğraşıyordu. Askeri uçuşlara yönelik emirler Ankara’dan değil Eskişehir’deki Hava Harekât Merkezi’nden alınarak tüm üslere duyuruldu. Kısa süre içinde Ankara Akıncı, Adana İncirlik ve Balıkesir’deki üs dışında hiçbir yerde kontrolsüz uçuş kalmamıştı.
* 15 TEMMUZ SAAT 23.05
Ankara ve İstanbul’da patlama ve silah sesleri duyulduğu haberleri sosyal medyadan yayılırken, darbe girişimi olduğunu açıklayan ilk yetkili isim Başbakan Binali Yıldırım oldu. NTV kanalına telefonla bağlanan Başbakan Yıldırım, olayları “kalkışma” diye niteleyerek TSK içerisinde bir grubun darbe girişiminde bulunduğunu duyurdu.
Darbecilerin en kanlı saldırısı Gölbaşı’ndaki Polis Özel Harekât Daire Başkanlığı’na yönelik oldu. Hava saldırısı düzenleme kabiliyeti de olan ve darbecilere karşı en önemli silahlı direnişte bulunacak birim olan Özel Harekât’ın merkezine ilk saldırı saat 23.16’da gerçekleşti. Helikopter pistinin hedef alındığı darbecilerin düzenlediği ilk hava saldırısında 7 polis hayatını kaybetti. Esas kaybı yaşatan F-16’larla düzenlenen ikinci bombalı saldırı ise, daha ilk saldırının yangını dahi söndürülememişken 23.58’de oldu. Bu saldırıda da 43 polis can verdi.
* 16 TEMMUZ SAAT 00.13 / ANKARA - TRT STÜDYOSU
TRT’nin Ankara stüdyolarını basan bir grup darbeci, “Yurtta Sulh Konseyi” imzalı darbe bildirisini okuttu. Bildirinin okutulmasından kısa süre sonra TÜRKSAT, TRT’nin yayınını kesti.
Darbecilerin bir diğer hedefi olan Ankara Emniyet Müdürlüğü girişi, olası saldırılara karşı önlem için TOMA’larla kapatılmıştı. Darbeciler 00.21’de ele geçirmek istedikleri Emniyet Müdürlüğü önüne gelip, TOMA’ları tanklarla iterek kapatılan yolu açmaya başladı. Bu sırada yoğun silah sesleriyle birlikte çatışma başlasa da kısa süre içinde tanklar müdürülük girişini ele geçirmişti. Darbeciler çatışma sırasında “Teslim ol” çağrıları yaptıkları polislerin yanı sıra kendilerine karşı direnmek isteyen vatandaşların üzerine de ateş açtı.
Cumhurbaşkanı ilk kez ortaya çıkıyor
* 16 TEMMUZ SAAT 00.24 / MARMARİS
Her gün kameraların karşısına çıkıp konuşma âdeti olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şaşırtıcı biçimde 9 Temmuz’dan bu yana ortalıkta görünmüyordu. Darbecilerin öncelikli hedefi olan Erdoğan, gece boyunca yaşanan onca hengameye rağmen süren sessizliğini bozmaya karar verdiğinde saatler gece yarısını geçmişti. Güvenlik önlemleri alındıktan sonra Marmaris’teki yerel kanalların ve gazetecilerin karşısına çıkan Erdoğan’ın açıklamalarını hiçbir televizyon kanalı ve haber ajansı yayımlamadı.
Bu ilk açıklamasının birtakım teknik problemlerden ötürü yayımlanamadığı söylenen Erdoğan, ulusal yayın yapan bir televizyon kanalında ilk kez göründüğünde saatler 00.24 idi. CNN Türk Ankara Haber Müdürü Hande Fırat, akıllı telefonlar ile görüntülü konuşma özelliği sağlayan Facetime uygulaması aracılığıyla Erdoğan’ı canlı yayına bağlamıştı. Açıklamasında, kendisinden öncekiler gibi “TSK içindeki küçük bir azınlık” vurgusuyla darbe girişiminda bulunulduğunu belirten Erdoğan, kalkışmanın failini de “Paralel yapılanmanın teşvik ettiği harekettir” diyerek Gülen Cemaati olarak ilan etti. Erdoğan açıklamasında, kent meydanlarına ve havaalanlarına çağırdığı vatandaşlardan darbeye karşı direnmelerini de istedi.
Darbe kalkışmasını kimin kazanacağı artık belli olmuştu...
* 16 TEMMUZ SAAT 00.30 / İZMİR - ÇİĞLİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın nerede kaldığının kesinleşmesini beklerken Tuğgeneral Gökhan Sönmezateş ile Binbaşı Şükrü Seymen de planı gözden geçiriyorlardı. Plana göre ÖKK timleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı gözaltına alma operasyonu gerçekleştirecek, MAK ekibi ise güvenliği sağlayacaktı. Binbaşı Seymen’e göre, Cumhurbaşkanı ve yanında bulunan 3-4 kişilik koruma ekibi “tatil modunda oldukları için” 27 kişilik tim operasyonu kolaylıkla yapacaktı. Darbeci tuğgeneral, teçhizatlarını kuşanmakta olan timlerin yanına geldi. Geçmişteki askeri başarıları efsane gibi dilden dile dolaşan ve baskın timinde yer alan subayların herbirinde hayranlık ve saygı uyandıran Tuğgeneral Sönmezateş beklenen haberi verdi:
“Türk Silahlı Kuvvetleri ülke çapında yönetime el koydu. Sıkıyönetim ilan edildi. Bundan sonra emirler, benim de irtibatlı olduğum Genelkurmay Başkanlığı’ndan bizzat verilmektedir.”
* 16 TEMMUZ SAAT 00.40 / DALAMAN HAVAALANI
Darbecilerin hâlâ nerede olduğunu kesinleştirmeye çalıştıkları ve gerekirse çatışarak gözaltına almak istediği Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, televizyon yayınından kısa süre sonra Marmaris’ten ayrılmak için hazırlıkları tamamlamıştı. Beklenen haber sonunda geldi. Erdoğan’ı Marmaris’ten alarak İstanbul’a götürmek üzere İzmir Adnan Menderes Havaalanı’ndan kalkan uçak Dalaman Havaalanı’na inmişti. Hava trafiğini izlediklerinden kuşkulanılan darbecileri yanıltmak için Cumhurbaşkanlığı’na ait TC-ATA uçağı’na THY-8451 koduyla sivil uçak görünümü verilmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan televizyon kanalının canlı yayınına bağlanarak İstanbul’a gideceğini duyurmuş olmasına rağmen, operasyon timi hâlâ Marmaris’e gitmek için haber bekliyordu.
* 16 TEMMUZ SAAT 01.30 / İZMİR - ÇİĞLİ
Tuğgeneral Gökhan Sönmezateş’in en çok ihtiyaç duyduğu bilgi nihayet gelmişti. Akıncı Üssü’ndeki darbecilerden Yarbay Hüseyin Yılmaz, Cumhurbaşkanı’nın Marmaris İçmeler bölgesindeki Grand Yazıcı Club Turban Otel’de olduğunu bildirmişti. Aynı dakikalarda otelden havalanan helikopter Erdoğan ve ailesiyle birlikte Dalaman Havaalanı’na gidiyordu. Bu sırada Erdoğan’ın televizyon ekranından yaptığı çağrı karşılığını bulmuş ve vatandaşların gittiği en önemli adreslerden biri Atatürk Havalimanı olmuştu. 01.00’de havalimanının kontrol kulesini ele geçiren askerler de gözaltına alınmıştı. Erdoğan’ı taşıyan uçak, Atatürk Havalimanı’nın temizlendiği bilgisi verildikten sonra Dalaman’dan hareket etmişti. Saatler 03.18’i gösterirken TC-ATA uçağının tekerleri İstanbul’daki piste değdiğinde, Erdoğan’a suikast düzenleyecekleri iddia edilen timleri taşıyan helikopterler de Marmaris’ta alçalmaya başlamıştı.
* 16 TEMMUZ SAAT 03.20 / MARMARİS
Operasyon timini taşıyan helikopterler 1 saatin uzun süren bir uçuş sonunda Marmaris’e ulaşmıştı. Pilotlar verilen koordinatlarla, tutuklayacaklarını düşündükleri Cumhurbaşkanı’nın kaldığı otelin yakınına inmişti. Otelin yerini bilmeyen operasyon timinin yol üzerinde karşılaştıkları Atilla Barbaros Teoman’ın verdiği ifadeye göre, timde yer alanlardan birisi “Şerefsiz Tayyip’in villaları nerede?” diye sormuş o da korkarak yeri tarif etmişti. Suikast timi, vatandaş yardımıyla bulduğu ve Cumhurbaşkanı’nın kendileri gelmeden çok önce terk ettiği otele girdiğinde saat 03.30 olmuştu.
* 16 TEMMUZ SAAT 03.25 / İSTANBUL
Suikast timlerinin Marmaris’te kendisini aradığı dakikalarda Erdoğan da, uçağının 7 dakika önce iniş yaptığı Atatürk Havaalimanı’nda basın ordusunun karşısına çıkmıştı. Kalkışmanın failinin Gülen Cemaati olduğunu sıklıkla belirttiği konuşmasında Erdoğan iki önemli şey söylemişti. Kalkışma hazırlıklarının saatler öncesinden tespit edildiği anlamına gelen “Bugün bildiğiniz gibi öğleden sonra bir hareketlilik ne yazık ki silahlı kuvvetlerimizin içinde mevcuttu” cümlesini belki de ağzından kaçırmıştı. Erdoğan’ın ağzından kaçanlar bununla da sınırlı kalmamış ve eklemişti: “Bu hareket, Allah’ın bize büyük bir lütfudur.”