Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, AKP tabanının, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na bile liderlik vasfı kazandırabileceğini söyledi. "İsrail'le asla anlaşma yok' diyorlar. Tabandan alkış kıyamet yükseliyor. !İsrail’le anlaşmayı imzaladık' diyorlar. Taban yine alkış kıyamet. 'Rus uçağı yine ihlal yaparsa yine düşürürüz' diyorlar. Taban kendinden geçiyor. 'Aman Putin abi, al sana tazminat, yeter ki bizimle barış' diyorlar. Taban yine kendinden geçiyor" ifadesini kullanan Hakan, "Var ya, böyle bir tabanı olsa Kemal Kılıçdaroğlu bile bir anda liderlik vasfı kazanıverir" diye yazdı.
"İktidar medyasına bakarsan, İsrail önümüzde diz çöktü. Rusya önümüzde diz çöktü. Mısır ise diz çökmek üzere. Önümüze gelene diz çöktürüyormuşuz yani" diyen Hakan, "Keşke iktidar medyası ne içiyorsa biz de ondan içsek...Hayat bize de çok güzel olurdu" ifadesini kullandı.
Ahmet Hakan'ın, "Allah her partiye böyle bir taban nasip etsin" başlığıyla yayımlanan (29 Haziran 2016) yazısının ilgili bölümü şöyle:
"İsrail'le asla anlaşma yok" diyorlar.
Tabandan alkış kıyamet yükseliyor.
“İsrail’le anlaşmayı imzaladık” diyorlar.
Taban yine alkış kıyamet...
“Ey Sisi! Ey Sisi! Ey Sisi” diyorlar.
Taban coşuyor.
“Sisi’yle anlaşıyoruz” diyorlar.
Taban yine coşuyor.
“Rus uçağı yine ihlal yaparsa yine düşürürüz” diyorlar.
Taban kendinden geçiyor.
“Aman Putin abi, al sana tazminat, yeter ki bizimle barış” diyorlar.
Taban yine kendinden geçiyor.
“Değerli yalnızlık” diyorlar.
Taban pek memnun oluyor.
“Düşmanları azaltıp dostları çoğaltacağız” diyorlar.
Taban yine pek memnun...
“Ey Amerika” diyorlar.
Taban ayağa kalkıyor.
“Teşekkürler Obama Reis” diyorlar.
Taban yine ayakta...
Var ya...
Böyle bir tabanı olsa...
Kemal Kılıçdaroğlu bile bir anda liderlik vasfı kazanıverir.
Diz çökme mi var, diz çöktürme mi?
Yandaşlara bakarsanız: Türkiye, İsrail’e diz çöktürdü. Muhaliflere bakarsanız: İsrail, Türkiye’ye diz çöktürdü. Yıldırım’a bakarsanız: Abluka kalktı. Netanyahu’ya bakarsanız: Abluka kalkmadı. İsrail basınının bir kısmına bakarsanız: İsrail, Türkiye’ye diz çöktü. İsrail basınının bir kısmına bakarsanız: Türkiye, İsrail’e diz çöktü.
Siz bunların hiçbirine bakmayın.
Olup biten şunlardan ibarettir:
Türkiye’nin İsrail’le anlaşmak için üç şartı vardı: Özür, tazminat ve Gazze ablukasının kaldırılması.
İsrail, daha önce özür dilemişti. Tazminat şartını da yerine getirecek.
Abluka meselesine gelince... İsrail’in ablukayla ilgili tutumunda bir değişiklik yok. Türkiye, Gazze’ye yardımları eskiden olduğu gibi yine Aşdod Limanı’na gönderecek, İsrail bunları kontrol edecek ve sakıncalı bulmadıklarını Gazze’ye gönderecek.
Hamas meselesine gelince... İsrail, Hamas’ın Türkiye’deki bürosunun kapatılmasını istiyordu. Türkiye bunu kabul etmedi.
Ancak Türkiye’nin İsrail’e Hamas’ın Türkiye’deki faaliyetlerinin İsrail açısından tehdit teşkil etmeyeceğine dair güvence verdiği söyleniyor.
Mavi Marmara saldırısında ölen Türk vatandaşlarının yakınlarına tazminat ödenecek, onlar da dava açmayacaklar. Anlaşmada bu da var. Ancak hukuki olarak bu nasıl sağlanacak, işin bu kısmı belirsiz.
Kısacası...
Kimse kimseyi kandırmasın: Ne diz çökme var ne diz çöktürme!
Sadece anlaşma var.
İki taraf da bulundukları yerden birer adım geri çekilerek bir anlaşmaya imza attı, hepsi bu.
Bunlar ne içiyorlarsa ben de ondan istiyorum
İktidar medyasına bakarsan...
İsrail önümüzde diz çöktü.
Rusya önümüzde diz çöktü.
Mısır ise... Diz çökmek üzere.
Önümüze gelene diz çöktürüyormuşuz yani.
Belki de sırada Esad vardır.
Kim bilir?
O da diz çöküp her an Esed’likten Esad’lığa terfi edebilir.
Seviniyoruz tabii bu diz çökmelere ve diz çöktürmelere.
Ama... Fakat... Lakin...İktidar medyası ne içiyorsa...Biz içemediğimiz için...Aklımıza şunlar geliyor:
Neden bunca zamandır diz çökmediler de aniden hep beraber diz çökmeye karar verdiler?
Yoksa Ahmet Davutoğlu’nun gidip yerine Binali Yıldırım’ın geçmesini mi beklediler?
Yoksa... Yoksa... Gizlice uranyum zenginleştirmesine falan mı imza attık?
Keşke iktidar medyası ne içiyorsa biz de ondan içsek...Hayat bize de çok güzel olurdu.