Sonbahar yağmurları, ağaç ve bodur ağaçların dikimi için en uygun aylarda olduğumuzu müjdeliyor. Yangınların kasıp kavurduğu ülkemizde, kaybedilen ağaçları da düşünecek olursanız olayın ciddiyeti ortaya çıkıyor.
Kuşkusuz aynı üzüntüyü siz de yaşıyorsunuz. Bu nedenle ağaç dikimine daha büyük bir özen göstereceğinizden eminim. Tabii iş sadece dikmekle bitmiyor. Diktikten sonra bakımlarını yapmak, ilgilenmek de oldukça önemli. Siz de bahçenize ağaç dikmek istiyorsanız işe, içinde bulunduğunuz iklim koşullarını değerlendirerek başlamanızı öneririm.
Seçiminizi doğru yapın
Herkesin gönlünde yatan ağaç başkadır. Ama tıpkı diğer bitkilerde olduğu gibi ağaç dikerken de heveslerinize yenilmeyin. En doğru ağacı seçmek için küçük bir araştırma şart.
Özellikle de günümüz koşullarında, küresel iklim değişikliğinin dünyayı tehdit ettiği bu dönemde, yaşadığınız bölgenin iklim özelliklerini dikkate almalısınız. Nerede yaşıyorsunuz? Yazların kuru ve sıcak geçtiği az yağış alan güneyde mi? Yoksa yağışın daha bol olduğu kışları serin geçen bölgelerde mi? Bahçenizin konumu nedir? Sert, kuzey, kuzeybatı rüzgârlarına mı açık? Yoksa yakıcı güney rüzgârlarına mı?
Söz konusu ağaç dikimi olunca, ne yazık ki işiniz bunlarla da bitmiyor. Bahçenizin büyüklüğü ve mevcut ağaçlarla yeni dikilecek olanların komşuluk ilişkileri de çok önemli. Ayrıca dikim sırasında fide halinde olan ağaçların, büyüdükçe kaplayacakları alanlar nedense hep göz ardı edilir. Oysa seçim yaparken olgunluk dönemlerinde alacakları en ve boyları da mutlaka düşünmek gerekir. Aksi takdirde büyüdükçe onları kesmeniz bile gerekebilir.
Bu nedenle önlemlerinizi mutlaka önceden alın. Sonra boşu boşuna üzülmeyin derim. Çünkü her dikilen ağaç duygusal bir yatırımdır. Ben de acemilik günlerimde benzer hatalar yapmıştım. İki metre arayla beş adet gülibrişim ağacı dikmiştim. İki sene içinde durumu görüp araştırdım ve en az yedi metre arayla dikilmeleri gerektiğini öğrendim. Çünkü gülibrişim ağacı enine doğru yayılan ve çok dal budak saran bir ağaçtır.
Çözümü çok sıkı bir budama yapıp aralarını açmakta ve diğerlerini başka yerlere taşımakta bulmuştum. Geç kalsaydım hepsini kaybedebilirdim. Bu nedenle siz de önlemlerinizi önceden alın ki sonradan üzülmeyesiniz.
Ev ve ağacın uyumunu sağlayın
Evinizin önünün aydınlık olmasını istiyorsanız, kışın yaprağını döken ağaçlar dikmelisiniz. Örneğin, ıhlamur, erguvan, çınar, atkestanesi… Bu şekilde karanlık kış günlerinde eviniz aydınlık kalır. Çam, köknar, servi gibi yaprak dökmeyen iğne yapraklıları da daha uzak noktalara dikerseniz sorun çözülmüş olur. Suyu az olan, yeterli yağış almayan bölgelerde salkım söğüt dikmek doğru bir seçim olmaz. Hem ağaç hem de siz üzülürsünüz. Küçük bir bahçeye okaliptüs ya da karabiber ağacı dikmek gibi bir hataya da düşmeyin. Zira tüm tesisat kanalınız için tehdit oluşturacağı gibi diğer ağaçlarınızın da suyunu çekerler unutmayın.
Gelelim bu ay neler dikebileceğinize
İbreliler adıyla bilinen ağaçlardan son yıllarda bahçelere sıkça dikilen altuni servi Cupressus macrocarpa goldrest, leylandi Cupressocyparis, Arizona servisi Cupressus arizonica var’ı dikmek için ekim ayı oldukça uygun.
Ancak ağaç dikimi oldukça geniş bir konu olduğu için ben önümüzdeki ay da size bu konuda yol göstermeye ve kafanızdaki soruları gidermeye devam edeceğim.
Dikim işlemi:
Fidenin saksı içinde kalan kök kısmının iki misli büyüklüğünde bir çukur açın. Toprağınız ağır ve killiyse geçirgenliğini sağlamak için dip kısmına bolca mıcır dökün. Dikim toprağı olarak kullanmak için 1/3 orman gübresi ve 1/3 bahçe toprağını, bir ölçü ince kumla karıştırın. Bu karışımın üzerine bir bahçe küreği organik gübre ekleyin.
Ağacın köklerini yakmaması için gübrenin üzerini yeniden toprakla örtün. Saksısından özenle çıkardığınız ağacı, yüzeyi toprakla aynı hizaya gelecek şekilde çukura yerleştirin. Daha sonra kalan toprakla örtün. Derin bir sulama çukuru açın ve birkaç gün arka arkaya sulayın. Yağmurlar başladıktan sonra sulamayı kesin.