Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Adalet Komisyonu'nda görüşülen teklifin güvenlik tedbirleri ile uzaktan yakından alakası yok. Güvenlik paketi sonra gelecek" dedi.
Bozdağ, Adalet Komisyonu'nda bugün görüşülen teklifin, güvenlik tedbirleri olarak sunulmasına tepki gösterdi ve “Tamamen hakim ve savcılarımızın özlük haklarını düzenleyen, noterlerle ilgili düzenlemeler içeren, daha önce TBMM'ye sunulmuş teklifle, ona ilaveten Ceza Muhakemesi Kanunu'nda, TCK'da bazı değişiklikler öngören bir tekliftir. Bunun kamuoyunda anlatıldığı gibi, son dakikalarda verildiği gibi güvenlik paketi ile alakası yoktur" ifadelerini kullandı. Bakan Bozdağ, dün gece gönderilen yasa teklifinin "Paralel yapı ile mücadele için getirildiği" yönünde bir algı var sorusuna, “Bu algıyı birileri oluşturuyor. Onu o yalancılara sorun" yanıtını verdi. Adalet Komisyonu toplantısı uzun tartışmaların ardından ertelendi. Komisyon çıkışında bakan Bozdağ, ‘güvenlik’ paketinin daha sonra gönderileceğini söyledi.
Adalet Komisyonu hakim ve savcılara özlük haklarında iyileştirmeler öngören yasa teklifi ile dün gece Meclis’e gönderilen yeni yargı paketi konularında toplandı. Toplantı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan
Bozdağ şunları söyledi:
"Bugün basında yer alan haberlere baktığımızda, değerli basın mensuplarının teklifi okumadan haber yaptıklarını görüyorum. Çünkü bu teklif (Adalet Komisyonu'nda bugün görüşülen teklif) güvenlik tedbirlerini içeren bir teklif olarak kamuoyuna lanse edildi. Bunun güvenlik tedbirleri ile uzaktan yakından alakası yok. Tamamen hakim ve savcılarımızın özlük haklarını düzenleyen, noterlerle ilgili düzenlemeler içeren, daha önce TBMM'ye sunulmuş teklifle, ona ilaveten Ceza Muhakemesi Kanunu'nda, TCK'da bazı değişiklikler öngören bir tekliftir. Bunun kamuoyunda anlatıldığı gibi, son dakikalarda verildiği gibi güvenlik paketi ile alakası yoktur" dedi.
‘Onu o yalancılara sorun’
Bakan Bozdağ, "Kamuoyunda, 'bu düzenleme paralel yapı ile mücadele için getirildi' diye bir algı oluştu. Bu algı doğru mudur?" sorusuna, "Bu algıyı birileri oluşturuyor. Onu o yalancılara sorun" yanıtını verdi. Bir gazetecinin "Daha önce, birtakım tedbir kararlarının alınması için somut delil gerekiyordu. Şimdi makul şüphe yeniden getiriliyor. Yap-boz gibi bir görüntü oluşturuldu" sözleri üzerine Bozdağ, şöyle konuştu:
‘Yap boz eleştirisi yapılabilir’
"Yap-boz eleştirisi yapılabilir ona itirazımız yok ama uygulamada maalesef buradaki somut delil, kuvvetli şüpheyi teyit eden bir delil esasında aramayı gerektirecek şeyi ispat eden değil... Yani şüphenin varlığını gösteren bir delilden bahsediliyor. Bir yere araba gidiyor, polis geliyor, 'şurada araba var arama yapmamız lazım' birtakım veriler sunuyor; yani bir şeyi ispat için değil, şüphesi var, bu şüphe nedeniyle arama yapmak istiyor. Ama maalesef uygulamada buradaki somut delili aramayı gerekli kılacak, ispatlayacak veya aranacak şeyi ispatlayacak delil gibi yorumlayan uygulamalar oldu. Yaşanan bazı olaylar nedeniyle de kamuoyuna yansıdı. Polis arama talebini savcılığa iletiyor, savcılık hakimliklere iletiyor, maalesef bazı yerlerdeki hakimlikler bu noktada arama kararlarını bu madde gerekçesiyle vermemişlerdir. Bunun da birtakım olumsuz etkileri olmuştur.
Biz buradaki düzenlemeyi daha önce yaparken, aramaların keyfi yapılmaması için koyduk ve somut delili de kuvvetli şüphenin üzerine bina ettiğimiz bir delil olarak, yoksa ispat eden bir delil olarak değil. Bir şüpheniz varsa onu gösterecek emareler somut olsun, ispat edecek değil. Ama maalesef uygulama ispat edecek delil gibi algıladığı için uygulamada ortaya çıkan sorunlarla alakalıdır. Yoksa yapılan işin şeyi, başka bir yerle irtibatlandırılması doğru değildir."
'Yeğenini danışman yaptı' iddiası
Adalet Bakanı Bozdağ, "paralel yapının bol iftira attığını, dün de kendisi için iftirada bulunduklarını" belirterek şunları söyledi:
"Güya ben yeğenimi danışman yapmışım. Bu kadar ahlaksızlık olmaz. Benim yeğenim olmayan, uzaktan yakından akrabam dahi olmayan, danışmanım da olmayan birisi. Peşpeşe giriyorlar. 'Bekir Bozdağ danışmanını şunu yaptı.' Ben bu yalancılara ne diyeyim? Mahkemeye veriyorum, avukatıma talimat verdim, suç duyurusunda bulunacak. Başka biri başka... Onun için bu tür falana karşı, filana karşı yapılıyor... Bunlar bol bol iftira yapıyorlar. Onlara cevap vermeyeceğim artık, çünkü iftiralara cevap verecek, vakit kaybedecek halimiz yok."