Adalet Bakanı Sadullah Ergin, dün İstanbul’da bir grup gazete yöneticisi ve köşe yazarıyla bir araya gelerek Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda yapılması tasarlanan değişikliğe ilişkin taslağın ayrıntılarını açıkladı. Ergin, taslağın toplumda mümkün olduğunca geniş bir şekilde tartışılmasını arzuladıklarını belirterek, bu çerçevede hazırlık çalışmasını CHP, MHP ve DTP’ye de götüreceklerini bildirdi.
“Bu taslak olmazsa olmaz değil, müzakereye açığız” diyen Bakan Ergin’in yaptığı açıklamaların satır başları şöyle:
Üyeleri kim seçecek: Ergin’in açıklamasına göre, yeni düzende HSYK’nın üyeleri başlıca 4 kaynaktan gelecek.
1) HÜKÜMET: Adalet Bakanı yine başkan kalırken, bakanlık müsteşarı kurul üyeliğine yeni modelde de devam edecek.
2) CUMHURBAŞKANI: Bir grup üye cumhurbaşkanı tarafından avukatlar, üst düzey yöneticiler arasından seçilecek.
3) TBMM: Bazı üyeler hukukçu öğretim üyeleri arasından TBMM tarafından seçilecek.
4) YARGI: A) Yargıtay, B) Danıştay genel kurulları seçtikleri üyeleri HSYK’ya gönderirken, C) ilk kez birinci sınıf adli yargı hâkim ve savcıların kendi aralarından seçecekleri üyeler ile D) yine ilk kez birinci sınıf idari yargı hâkim ve savcıları arasından seçilecek üyeler de HSYK üyesi olacak.
Geniş temsil sağlandı
Bakan, yapılan düzenlemenin Batı’daki örneklerle ve ayrıca 1961 Anayasası ile getirilen modelle uyumlu olduğunu hatırlattı, “Böylelikle HSYK’nın geniş temsile dayanması ve demokratik meşruiyeti de taşıması yolundaki beklentileri karşılamış bulunuyoruz” dedi. Ayrıca getirilen düzenlemeyle, disiplin suçlarıyla ilgili HSYK kararları için yargı yolu açılıyor. İdari kararlarda ise HSYK’nın genel kuruluna itiraz edilebiliyor.
Üye sayısı belli değil
Ergin, hangi gruba kaç üye kontenjanı ayrılacağı konusunda rakamlara girmekten, ayrıca toplam üye sayısını telaffuz etmekten kaçındı. Bakan, üye sayısının ve bunların gruplara göre dağılımının daha sonra yapılacak görüşmelerde belirlenebileceğini söyledi. Bununla birlikte varsayımlardan söz ederken 21 kişilik bir örnek telaffuz etmesi dikkat çekti.
Salt çoğunluk yargı mensuplarında
Kurulun tam sayısı belli olmasa da kesinlik taşıyan bir nokta, salt çoğunluğun mutlak yargı içinden seçimle gelen üyelerde kalacağının bakan tarafından belirtilmesi oldu. Bakanlık çevrelerinde yine varsayım olarak üçte iki-üçte bir dağılımına atıf yapılıyor. Bu durumda bakan ve müsteşar ile cumhurbaşkanı ve TBMM kontenjanlarından gelen üyelerin toplamının azınlıkta kalması gerekiyor.
TBMM’deki seçim nitelikli oy mu?
Önem taşıyan bir nokta, TBMM’den gelen üyelerin salt çoğunlukla mı, yoksa nitelikli oyla mı seçileceği. Üçte iki çoğunluk gibi nitelikli oy aranması TBMM’de iktidarla muhalefetin uzlaşmalarını zorunlu kılıyor. Avrupa Yargıçlar Konseyi raporlarında da parlamentodan üye gönderilmesi halinde, bu üyelerin nitelikli oyla seçilmesi isteniyor. Adalet Bakanı Ergin, seçimin hangi esasla yapılacağı yolundaki soruya “Bu konuda verilmiş bir karar yok. Bu konuşulabilir” dedi.
Planı revize edebiliriz
Bakanın bu çerçevede planın müzakere yoluyla değişikliğe açık olduğunu vurgulaması da dikkat çekti. Bakan, “Sunduğumuz plan bir tabu değildir. Gelecek öneriler çerçevesinde revize edilebilir. Bunlar olmazsa olmazlar değil. Bunlar tartışma içinde olgunlaştırılabilecek parametrelerdir” ifadelerini kullandı.
Diyalog istedi
Ergin, dünkü açıklamaları sırasında sıkça diyalog gereğine atıf yaptı ve reform paketinin geçirilebilmesi için toplumun geniş kesimlerinin dahil olduğu bir tartışmanın yapılabilmesinin önemini vurguladı, “Ancak tartışarak sonuç alabiliriz, birbirimizi köprüde tutarak değil. Uygun zeminlerde tartışmayı başarmalıyız” diye konuştu.
Anayasa değişikliği gerekiyor
Bakan, bir soru üzerine HSYK taslağının hayata geçirilebilmesi için anayasa değişikliğinin zorunlu olduğunu hatırlattı. Bu durumda referandumsuz anayasa değişikliği için 367 oy gerekiyor. AKP’nin 338 milletvekili olduğu için muhakkak CHP ya da MHP’den birinin desteğini yanına çekmesi şart. Bakan, bu çerçevede taslağı CHP, MHP ve DTP’ye götüreceklerini açıkladı.
Referanduma gidebilir mi?
Destek için gerekli 367 sayısını tutturamazsa, hükümetin anayasa değişikliğini en az 330 oyla geçirip ardından referanduma götürme seçeneği de bulunuyor. Bakan, dün “CHP ya da MHP’nin desteğini alamazsanız değişikliği referanduma götürür müsünüz?”sorusuna “Muhataplarımıza konuyu götürmeden referandumu konuşmak doğru olmaz. Önce onların tutumunu öğrenelim. Sonra duruma bakarız” yanıtını verdi.
AB başlığı açılması için gerekli
Ergin, HSYK’daki değişiklikleri de içeren yargı reformu taslağının İngilizceye çevrilerek AB Komisyonu’na gönderildiğini bildirdi. AB’nin Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinde kapatılması gereken 35 başlıktan biri olan yargı faslının müzakereye açılabilmesi için yolsuzlukla mücadele stratejisinin belirlenmesi gibi bir dizi adımla birlikte yargı reformu taslağının da taahhüt edilmesi gerekiyordu. Ergin, “Başlığın açılabilmesi için önemli bir eşiği geride bırakmış bulunuyoruz. Bu reform AB süreci bakımından çok önemli” dedi.
Teftiş yetkisi HSYK'ya
Mevcut sistemde Türkiye’nin aldığı en önemli eleştiri, hâkim ve savcıların teftişinin HSYK değil Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu tarafından yapılmasıydı. Yeni sistemde hâkim ve savcıların denetimi bakanlıktan alınarak doğrudan HSYK’ya veriliyor. Bu durumda mevcut uygulamada bir yargıç hakkında soruşturma açılabilmesi için bakanın onayı gerekirken, yeni sistemde kurul doğrudan kendisi yetkili oluyor. Ayrıca, mevcut uygulamada HSYK kararlarına itiraz yolu kapalı. Taslak ise disiplin suçlarıyla ilgili kararlarda yargıya itiraz yolunu açıyor. Ancak tayin, terfi gibi idari kararlara itiraz yalnızca HSYK Genel Kurulu’na yapılabilecek.
Eleştirilerin odak noktası
Adalet Bakanı yine başkan
Hükümet, Adalet Bakanı’nın HSYK üyeliğinden çekilmesi yolunda Avrupa’dan gelen talepleri karşılıksız bırakarak, taslakta bu konuda geri adım atmadı.
Türkiye’nin HSYK konusunda Avrupa’dan aldığı en önemli eleştiri Adalet Bakanı’nın kurula başkanlık etmesi. İlginçtir ki, bakanın dün gazetecilere dağıttığı bazı metinlerde de bu konudaki eleştiri ve beklentiler açıkça gün ışığına çıktı.
AB’nin Türkiye ile ilgili ilerleme raporlarında bu husus her seferinde vurgulanıyor. Ergin’in dün gazetecilere dağıttığı bilgi notunda, AB Komisyonu 2008 ilerleme raporundaki “yargının bağımsızlığı konusunda HSYK’nın oluşumunda bir gelişme kaydedilmemiştir” ifadesi aynen yer aldı.
Bakan, aynı zamanda AB Komisyonu’nun 2008 İstişari Ziyaret Raporu’nu da açıkladı. Bu raporda da “bakanın kuruldan çıkarılması ve kurulun başkanlığının Adalet Bakanlığı Müsteşarı’na devredilmesi” isteniyor.
Bakanın dağıttığı bir başka rapor özeti de Avrupa Yargıçlar Konseyi’nin 2007 tarihli görüşü oldu. Bu görüşte de “yargı kurullarının yürütme erklerinden bağımsız ve onların kontrolüne tabi olmadan çalışması gerektiği” vurgulanıyor.