Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Bahçeli'nin sözlerinin ardından gündeme gelen AYM düzenlemesi hakkında, "Demokrasi ve hukukun üstünlüğüne kavuşmak için her türlü değişiklik yapılabilir. Bunu yapacak olan da milletin seçtiği parlamentodur" dedi.
Türk milleti adına karar veren yargı Türk milletine sırtını dönemez. Yargının 'pardon' deme lüksü yoktur" diyen Bakan Gül, "Ben yargıyım hesap vermem' anlayışı asla kabul edilemez" diye konuştu. Gül, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM), Ermenistan’ın Azerbaycan’a yönelik saldırıları çerçevesinde Türkiye aleyhine yaptığı ihtiyati tedbir başvurusu hakkında verdiği karara ilişkin olarak da, "Siyasi ve asla ülkemizden bilgi dahi alınmadan verilmiş bir karardır" değerlendirmesinde bulundu.
Ne olmuştu?AYM'nin 'Şehirler arası yollarda gösteri ve yürüyüş yapılamaz' hükmünü iptal etmesinin ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu yaptığı açıklamada, "Ana caddelerde, sokaklarda özgürce yürüyüş hakkının ortadan kaldırılmasını onayladınız. Polis koruması almana gerek yok. Bisikletinle işe git gel bakalım. Anayasa Mahkemesi Başkanı'na söylüyorum kendi arabamla tek başına gitmeye ben varım sen var mısın?" ifadelerini kullanmıştı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kendisine yönelik yaptığı açıklamasına isim vermeden yanıt vermişti. Arslan, "Yargı kararından ziyade kararı verenlere odaklanan ve eleştiri ötesine geçen ifadelerin fayda getirmeyeceği, zira eleştiriyi mecrasından uzaklaştıracağı açıktır" açıklamasını yapmıştı. Bahçeli Anayasa Mahkemesi'nin yeniden yapılandırılması gerektiğini savunmuştu. TIKLAYIN - Erdoğan'dan Bahçeli'nin AYM çağrısına destek: TBMM bir adım atarsa seve seve ben de buna katılırım |
Adalet Bakanı Gül, Anadolu Yayıncılar Derneği tarafından düzenli olarak gerçekleştirilen ‘Anadolu Sohbetleri’ kahvaltı programına katıldı. Ankara’daki basın yayın organlarının temsilcileriyle bir araya gelen Bakan Gül, kahvaltı programının ardından gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Adalet Bakanı Gül, hem dünya hem de Türkiye gündemindeki yoğunluktan bahsederek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde ortaya koyulan politikaların bölgenin barışında ve salgınla mücadelede önemli olduğundan bahsetti.
"Yargının 'pardon' demek gibi bir lüksü yok"
En kısa zamanda salgınla mücadelede başarıya ulaşılmasını temenni eden Bakan Gül, AK Parti döneminde gerçekleştirilen reformlar sonucu birçok alanda Türkiye’nin istikrara kavuştuğunu aktardı. Gül, “Azerbaycan’da, Suriye’de, Libya’da, Doğu Akdeniz’deki sorunlara baktığımızda Türkiye’nin vatandaşlarımızın çıkarlarını korumaya yönelik çok güçlü bir rol üstlendiğini görüyoruz. Reform iradesini güçlü bir şekilde ortaya koymak zaruretindeyiz. Özellikle siyasal, demokratik ve hukuksal sitem bakımından Türkiye’de acı hadiseler yaşandı. Türkiye’de yargı, siyasal egemen güçlerin, vesayetin aparatı olarak kullanıldı. Bunun acı örneklerini yaşadık. Yargının tek söz sahibi olarak, hukuk çerçevesinde kendisini tesir edeceği bir yapı, elzemdir. Bu konuda çok önemli uygulamalar yapıldı. Türk milleti adına karar veren hakim, savcı, yargı, Türk milletine sırtını dönemez. Bu milletin ihtiyaç ve beklentilerini dikkate almak zorundadır. Yargı’nın ‘Pardon’ deme gibi bir lüksü yok” ifadelerini kullandı.
"Türkiye bir hukuk devletidir ve demokraside süper güç yoktur"
Geçmiş zamanda yaşanan kötü hadiselerin Türkiye’ye çok şey kaybettirdiğini vurgulayan Gül, ‘Şu masada devlet yönetiliyor’ diyen bürokratları eleştirdi. Gül, “'Ben süper savcıyım’, ‘Ben süper hakimim’, ‘Süper mahkemeyim’ diyerek oturup, faturasını siyasetin ödediği bir meselede kalkıp kesip biçme, özensiz tutuklamalarla Türkiye çok şey kaybetti. Bunun yaşanmaması hepimizin boynunun borcu. Türkiye bir hukuk devletidir ve demokraside süper güç yoktur. Demokraside tek süper güç hukuktur. Hukukun üstünde yetkisi olduğunu iddia edenler kusura bakmasınlar. Milletin, adliyeye geldiğinde, burada adalete ulaşacağım duygusuyla girmesi ve çıkması çok önemli” diye konuştu.
"Bizim yargıdan beklentimiz masum insanların mağdur edilmemesi"
İnsanların yargıya güveninin olmamasının gelecek konusunda problemlere yol açtığına değinen Gül, “Ölçülülük, hukuk devleti ilkesinin temel yaklaşımıdır. Bunları korumak ve yaşatmak hepimizin görevidir. Hukuk, popüler gündemin malzemesi ve siyasal düşünceye göre şekillenecek bir aparat değildir. FETÖ’yle ilgili etkin bir mücadele veriyor yargımız. Bizim yargıdan beklentimiz, masum insanların mağdur edilmemesi. FETÖ bir terör örgütüdür, FETÖ’cülük bir zihniyettir. Bu zihniyetle de mücadele etmek lazım” dedi.
"Bir kimsenin hukuku, adaleti zedeleyici bir iş içine girmesi Türkiye'ye en büyük kötülüktür"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı Yargı Reformu’nu hatırlatan Gül, “Yargı Reformu, vatandaşın yargıya güvenini artırıcı çok önemli reformlar ortaya koydu. İnsanların hangi düşüncede, hangi partide, hangi inanışta olursa olsun tutunacağı tek dal yargıdır, hukuktur, adalettir. Bir kimsenin, hukuku, adaleti zedeleyici bir iş içine girmesi, Türkiye’ye en büyük kötülüktür. Adil olmak kadar adil görünmekte önemli” ifadelerine yer verdi.
"18 yılda çok önemli adımlar atıldı"
FETÖ terör örgütünün kripto bir örgüt olduğuna dikkat çeken Gül, “Normalde terör örgütleri eylemi yapar, yaptığı eylemi üstlenir ama bunlar yaptığı eylemi, ‘şu yaptı’ diye farklı bir gizleme üzerine yapılanıyor. ‘Bunların hepsini tespit ettik, attık’ diye bir yaklaşım yok. Amacımız; yargıya, adalete ilişkin herkesin yargısı. Bir siyasi partinin ya da bir düşüncenin değil. Bunu sağlamaya yönelik 18 yılda çok önemli adımlar atıldı” şeklinde konuştu.