Gündem

Adaların Atları Platformu: İBB ve Tarım Bakanlığı atların çip numaralarını açıklasın, gereken denetimi derhal yapılsın

15 Mayıs 2021 18:56

Adaların Atları Platformu, İstanbul büyükşehir Belediyesi'nin Adalar'da faytonculuğun kaldırılmasının ardından satın aldıkları atlarla ilgili ortaya atılan "kayboldu" tartışmaları devam ederken, "Amaç atların iyiliği ise bu işin en önemli sorumlu kurumları olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Tarım Bakanlığı’nı atların çip numaralarını açıklamaya, çoktan yapılmış olması gereken denetimi derhal yapmaya çağırıyoruz" açıklamasını yaptı. 

Adaların Atları Platformu tarafından yapılan açıklamada, denetim sonuçlarının şeffaflıkla paylaşılması gerektiği vurgulanırken, "Hatay Dörtyol, İstanbul Kemerburgaz, Aydın İncirliova gibi, onlarca atın belediye veya şahıslar tarafından alındıktan sonra el değiştirdiği ve birilerinin yüz binlerce lirayı havadan kazandığı yerlerde, bu operasyonun sorumlularına soruşturma açılmasını talep ediyoruz. Büyükada İBB İspark ahırındaki atların hemen adada düzenli olarak dolaştırılmaya başlamasını istiyoruz" denildi. 

TIKLAYIN - İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden kayıp atlara ilişkin yeni açıklama

TIKLAYIN - İmamoğlu'nun "Kayıp atlar varsa bulacak olan Tarım Bakanlığı'dır" açıklamasına yanıt geldi: Sorumluluk İBB ve hayvan sahiplerinde

Platformdan yapılan açıklamanın tamamı şöyle:

"Atların yeni alıcılar tarafından bakılması gereken 1 yıllık süre dolmak üzere. Yetkili taraflar bizi bunun için mi oyalıyor?

İBB Adalar’dan gönderilen 860 at ile ilgili sorumluluğun Tarım ve Orman Bakanlığı’nda, Tarım ve Orman Bakanlığı ise sorumluluğun İBB’de olduğunu söylüyor. Bunca zaman kimse atlarla ilgilenmemiş, herkes bir başkasının sorumlu olduğunu ve ilgilendiğini mi zannetmiş?

Atlar sahipsiz, kimsenin umurunda olmadan yaşamaya çalışmış, yaşayamamış, kaybolmuş, yok edilmiş, vicdanlı insanların eline düşenler şans eseri hayatta ve iyi kalmış, öyle mi? Kötü koşullarda hâlâ yaşam mücadelesi verenler zorlu koşullara dayanmaya mı çalışıyor?

Atlar kimin umurunda? Bu karşılıklı suçlamalar, aklamaya çalışmalar esnasında bir kurum, bir kişi atları merak etti mi? Siz hiç yetkili ağızlardan şöyle bir soru duydunuz mu:

Atlar nasıl şimdi? Atlar iyi mi? En azından öncelikle kalan atları kurtarmak gerekmez mi?' Ya da yine yetkililerden, şöyle bir açıklama ile karşılaştınız mı? “Gönderilen atların şu anki yaşam koşullarını merak ediyoruz. Kötü durumda olanların derhal tespit edilmesi ve kurtarılması gerekiyor.' Ya da şu hiç merak edildi mi? '1179 attan kala kala 115 at kalmış. O atlar ne durumda? İyi olduklarının kanıtı İBB’nin videoları mı? Gözümüzle görmemiz gerekmez mi?” Ekrem İmamoğlu gidip atları görebilirsiniz diye bizzat açıklama yaptı, aynı gün ahırlara giden ada sakinleri her zamanki gibi yine içeri alınmadılar. İBB adına yapılan açıklamalar da, Tarım Bakanlığı / devlet yetkilileri adına yapılan açıklamalar da atların durumunda olumlu bir değişiklik sağlamak yerine ne yazık ki sadece kamuoyu algısını hedefliyor.

"Yanlışlıklarına işaret ettiğimiz halde dikkate alınmadık"

Adaların Atları Platformu olarak süreci objektif şekilde takip ettiğimiz ve taraf gözetmeden bütün yetkililere öneriler getirdiğimiz, yapılan işin yanlışlıklarına işaret ettiğimiz halde dikkate alınmadık. Adaların Atları olarak herhangi bir siyasi görüşe hizmet etmiyoruz. Bu işten herhangi bir çıkarımız yok.  Biz sadece atların yanındayız. Biz sadece atlar iyi olsun, iyi koşullarda yaşasın istedik ve hep bunu isteyeceğiz. Sorumluluğu diğerine atan ve atların yaşaması, yaşamaması ile ilgilenmeyenlere nasıl güveneceğiz? At ölüm sayısını bile farklı farklı açıklayan, elindeki canlı at sayısını aylarca net olarak söylememiş olan kurum bizde güven değil tedirginlik yaratıyor. Bu sebeple İspark Ahırlarındaki atlarla ilgili endişe duyuyoruz. Kamuoyunun kendi destek verdiği tarafa inanma isteği, sorgulama ve eleştiri eksikliği yönetimi iyileştirmiyor, kötü yönetilmeye imkan yaratıyor. Bu yüzden atların başına göz göre göre gelenler aslında insanlara, ülkemize dair çok şey anlatıyor. Takım tutar gibi kurumları mı tutuyoruz? Taraf olunan, yakın hissedilen yapı hatalı davrandıysa ve bu ortaya çıktıysa bunu kişiselleştirmeye lüzum var mı? Yanlışların gösterilmesi, saldırı veya çamur atma değildir. Bu yanlışın yani gerçeğin açıkça ortaya konulmasıdır ve bunu yaparken duygularla hareket edilemez, kol kırılsın yen içinde kalsın denilemez. İnkarla bu yanlışların örtülmesi daha büyük bir yanlış değil mi? Objektif olmak zorundayız. Yanlış yapana yanlış yaptın demek zorundayız. Keşke bu yanlışlar yapılmasaydı. Ama yapıldı.

Bu yüzden, İBB’nin elinde kala kala 115 at kalmışken, geçtiğimiz cuma günü bunlardan biri daha can verdi: Önemsenmemekten, ahır bölgesinden dışarı çıkmamaktan.

"İBB’nin atlarla ilgili çalışmaları atlardan anlayan bir ekipçe yönetilmiyo"

Şimdi sadece karşılıklı suçlamalar var. Listeler ve sayılarla sanki konu bir canlı değil de bir istatistiki veri gibi ortalarda dolaşıyor. Oradaki sayılar sayı değil aslında. Her biri at demek. 860 attan bahsediliyor. 860 atı gözünüzde canlandırabiliyor musunuz? 219 at, 224 at (İBB ölü sayısını farklı farklı açıklıyor) ölüsü düşünebiliyor musunuz? Bu sayıların ifade ettiğini gözünde canlandıran her insan dehşete düşer. Bu bir skandaldır. Üstelik bu 200’lü can kaybı sayıları sadece İBB’nin açıkladığı sayı. Fayton durdurulduğunda adada kayıt dışı olanlarla beraber en az 1700 at vardı, resmi rakamla 1380. 105 atın ruam olduğu iddiasıyla itlafının ardından İBB toplam 1179 at satın alana kadar, Ocak-Şubat 2020’de yüzlerce at, İstanbul Valiliği’nin koyduğu hukuk dışı karantinada ahırdan çıkarılmadıkları, sahipleri gereken ilgiyi göstermediği için öldü. İBB’nin satın almasından sonra ölen atlar ise, yine ahırdan çıkarılmamanın yanında, yeterli sayıda seyis alınmadığı, seyis başına 50’den çok at düşüp yem-su ihtiyaçlarının karşılanmasına bile vakit kalmadığı için, özensizlikten, sevgisizlikten, hareketsizlikten öldü. İBB açıklamalarında “çeşitli nedenlerden öldüler” denen “çeşitli nedenler” işte böyle tamamen önlenebilir nedenler. İBB’nin atlarla ilgili çalışmaları ne yazık ki hâlâ atlardan anlayan bir ekipçe yönetilmiyor. Atların gönderilmesi de dahil, atlarla ilgili bir çok iş, bir partinin ilçe başkanının sözüyle yapılıyor ve bu kişi İBB adına bir sorumluluğa ve yetkiye sahip değil. Adalar’da 2020 yılı içinde ölen at sayısı en az 708 (ruam iddiasıyla öldürülen 105 at dahil değil).

İBB ile Tarım Bakanlığı’nın birbirini suçlaması, atlar “özgürleştirildikten” (!) sonra sahipsiz bırakılmış olduklarını söylüyor. Atlar terkedilmiş çocuklar gibi. Her şey tribünler içinmiş. At kimsenin umrunda değilmiş. At bir metaymış yani. Bu anlayış bize çok ağır geliyor. Tribün yerine konan kamuoyunun tribün gibi davranmayı bırakmasını istiyoruz. Burada bir katliam sürüyor, lütfen size yalan söylenmesine izin vermeyin.

"Çip numaralarını açıklayabilecek olan İBB ve Tarım Bakanlığı bunu neden ısrarla yapmıyor?"

Biz neden 860 atın çip numaraları açıklansın istiyoruz? Bunun bir takip sistemi olmadığını, uyduyla atların yerini tespit edemediğini biliyoruz. Ancak Adalar’dan giden atların çip numaraları elimizde olmalı ki, bize gösterilen, gösterilecek olan atların üstündeki çip elimizdeki listede var mı, yok mu karşılaştırabilelim. İBB’nin at teslim listesinin dışındaki insanların elinde bu çip numaralarına sahip at bulursak, soralım, siz bunları nasıl edindiniz? Peki çip numaralarını açıklayabilecek olan İBB ve Tarım Bakanlığı bunu neden ısrarla yapmıyor? Kimi, neyi saklıyor?

Adaların atlarının ilk “sahiplendirme” tarihi 5 Haziran 2020. İmzalanan taahhütnameye göre alıcıların atlara en az 1 sene satmadan, devretmeden bakması gerekiyor. 1 sene süre dolmak üzere. Ondan sonra atları arasak da hesap sormak çok daha zor olacak. Bu sürenin dolmasını bekledikleri için bizi oyalıyorlar. Eğer faytonu kaldırma operasyonu gerçekten de atları “kurtarmak” için yapıldıysa, amaç atların iyiliği ise bu işin en önemli sorumlu kurumları olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Tarım Bakanlığı’nı atların çip numaralarını açıklamaya, çoktan yapılmış olması gereken denetimi derhal yapmaya çağırıyoruz. Denetim sonuçlarının şeffaflıkla paylaşmasını istiyoruz. Hatay Dörtyol, İstanbul Kemerburgaz, Aydın İncirliova gibi, onlarca atın belediye veya şahıslar tarafından alındıktan sonra el değiştirdiği ve birilerinin yüz binlerce lirayı havadan kazandığı yerlerde, bu operasyonun sorumlularına soruşturma açılmasını talep ediyoruz. Büyükada İBB İspark ahırındaki atların hemen adada düzenli olarak dolaştırılmaya başlamasını istiyoruz.

Bunlar yapılmazsa, faytonun kaldırılmasındaki tek amacın, imar planı olmayan Adalar ilçesinde hayatı hızlandırmak, ulaşımı kolaylaştırıp yapılaşmanın önünü açmak olduğu apaçık ortaya çıkacak. “Faytona binme atlar ölüyor” densin diye faytonları kasten denetimsiz bırakan ilçe tarım müdürü ile İBB Büyükada ahırı sorumlusunun halen görev başında olduklarını da hatırlatırız."