Kültür-Sanat

Acılar değil, mutluluk içinde bir çocukluktu

Hürriyet gazetesi yazarı Cengiz Semercioğlu, ünlü müzisyen ve şarkıcı Levent Yüksel ile bir söyleşi için bir araya geldiler.

24 Eylül 2010 03:00

T24- Hürriyet gazetesi yazarı Cengiz Semercioğlu, ünlü müzisyen ve şarkıcı Levent Yüksel ile bir söyleşi için bir araya geldiler. Söyleşide Levent Yüksel, çocukluğundan, kariyerine, özel hayatından, birçok konuya ilişkin açıklamada bulundu.


İşte Cengiz Semercioğlu'nun Levent yüksel ile yapmış olduğu söyleşi:
(24 Eylül 2010)


Önce son şarkısı “Aşk Mümkün müdür Hâlâ”yı çok beğendim, sonra gazetelerde çıkan ilginç çocukluk hikayesini okudum... Yıllardır uzaktan tanıdığım Levent Yüksel nasıl bir adam diye merak ettim. Cihangir’den komşum olur, kapısını çaldım...


Sertab Erener’le yıllarca evli kaldın, şimdi kız arkadaşınla aynı evi paylaşıyorsun. Evlilik hayatı mı zor, beraber yaşamak mı?

- Evlilik hayatı daha zor. Çünkü evlilik hayatında her şeyi teke indiriyorsun; eşyalarını, arkadaşlarını... Eşyalar birleştirilirken bir kısmı atılıyor, arkadaşlar birleştirilirken de bir kısmı atılıyor. Ayrılık dediğin zaman da acayip zor geliyor. Yani eşyaları mı ayıracaksın, arkadaşları mı? Birlikte yaşarken öyle bir şey söz konusu değil. Birliktesin ama herkesin hayatı kendine...


Öyleyse bir daha evlenmezsin...      
 
- Bir kere yeter. Ama çocuk olacaksa da evlilik şart. “Analı babalı büyüsün” diye boşuna söylememişler.   


Çocuk istiyor musun?   

- Tabii ki istiyorum.


Kaç yaşındasın?

- 47 olacağım 21 Ekim’de.


Baba olma yaşın geldi yani...

- Evet, istiyorum. Kız çocuk istiyorum. Enteresan bir şey çocuk isteme durumu. Bazen ağlayan bir çocuk görüyorum, “Aman alın şunu başımdan” diyorum. Ama çok sevimli bir çocuk gördüğümde de “Bu modelin aynısından istiyorum” diyorum. Kısmet artık...


Senin çocukluk hikayen de enteresan. Daha önce defalarca anlatmana rağmen neden bu kadar ilgi gördü yine?

- Vallahi onu ben de bilemedim.


Jack Nicholson’ın hikayesini okudun mu? Seninkine çok benziyor...

- Evet, onun da benim gibi anne dediği kişi annesi değilmiş...


Ortada dram falan yok

Ama sende fazlası var.

- Baba dediğim kişi de büyükbabammış. Gerçek babamı 35’imde buldum ama kısa süre sonra rahmetli oldu falan... Bunların hepsi bir dram gibi yansıtıldı ama ortada dram falan yok. Tam aksine çok mutlu bir çocukluğum oldu benim...


Nasıl bir aileydi seninki?

- Annem (anneannem) Antepli, babam (dedem) Mersinli, gerçek annem ise Kahramanmaraşlı... Süper bir aileydi. Çekirdek aile... “Acılar içinde geçmiş çocukluk” falan dediler. Ne acısı ya? Ben çocukluğumda acı macı bilmiyorum. Ben çok şımarık büyüdüm, şımartıldım. Süper bir eğitim aldım annemden babamdan. Ve gurur duyuyorum onlarla. Onlar da benimle duyarlardı.


Bunu film yapacağın doğru mu peki?

- Öyle bir şey yok, belki biyografik bir kitap yazabilirim. Bana enteresan geliyor ama diğer insanlara gelir mi bilmiyorum. Bir arkadaşıma anlattığımda “Seninki ne ki, dur ben sana kendi hikâyemi anlatayım” dedi. Bir anlatmaya başladı, hakikaten ağzım açık kaldı. Yani herkesin hikayesi kendine ilginç.


Sen tek çocuk musun evde?

- Hayır. Dört tane büyük kardeşim var, ben en küçük olduğum için tek çocuğum zannediyorum.


Diğer kardeşlerinle görüşüyor musun?

- Kardeşlerim dediğim annemin (anneannemin) ilk evliliğinden olan çocukları falan. Hiç alakam yok onlarla. Yıllar önce biriyle tanıştım, kardeşimmiş. “Bana arka çıkar mısın” dedi, bir daha görüşmedik. Bunların hepsini yazmak isterim ama daha vakit var.


Özlüyor musun çekirdek aileyi?

- Ben kalabalıklar içinde büyümedim. Belki de o yüzden yalnızlıktan çok hoşlanan bir adamım. Yalnızca yalnız kalayım isterim. Hiç tavsiye etmiyorum kimseye ama ben beceriyorum.


Oyunculuk bana göre değil

Evde de yalnız kalmayı seviyor musun?

- Bayılıyorum...


Ne yapıyorsun? Oyun, bilgisayar falan?

- Bilgisayara bakıyorum, zaten bilgisayar üzerinde bizim işimiz. İş yapmak istemediğim zaman çok güzel bir Kadıköy manzaram var, oradan manzaraya bakıyorum. Sonra TV izliyorum...


Ne izliyorsun genelde?

- Ben belgesel izliyorum. Son olarak herkes gibi basket maçlarına taktım.


Dizi müziği konusunda neden hiç çalışman olmadı?

- Hiç yapmadım. Teklif de gelmedi hiç. Teklif gelse böyle bir şeyi çok düşünürüm. Çünkü dizi müziği yapan arkadaşlarım var. Başka hiçbir şey yapamıyorlar. Nefes alacak vakitleri yok adamların. Dizilerden kazandıkları parayı harcayacak vakitleri bile yok. Bu yüzden teklif gelse çok düşünürüm...


Oyunculuğu hiç düşündün mü?

- Bir kere denedim...


Nerede?

- “Kavak Yelleri”nde... Konuk oyuncu oldum. Çok zor iş. Beklemekle geçiyor hayatları oyuncuların. Sahneler hazırlanırken, set hazırlanırken hep beklemek zorundasın. Oyunculuk bana göre değil.


Yeni albüm kasımda çıkacak

Sence eskisi kadar iyi şarkı çıkıyor mu?

- Vallahi ben bulmaya çalışıyorum. Bulmak amacıyla dört senedir bekliyorum. Dört sene sonra da iki şarkılık albüm çıktı. Bizde o “albüm yapmadığın zaman yok oluyorsun” durumu var.


“Medcezir” albümünü aştığını düşünüyor musun?

- “Medcezir”den bu yana üzerimde bir baskı var şarkı seçerken. Neden? Çünkü “Medcezir”in çıtası çok yüksek. Ama “Medcezir”den sonra “Zalim”, “Yas”, “Karaağaç” gibi şarkılar da çıkardım elbette. Bunca senedir sadece “Medcezir”le ayakta durmadım herhalde...


Hiç söz yazmayacak mısın?

- Yapamıyorum... Toplam 150 kelimeden oluşan bir Türkçem var, hepsi hepsi bu yani. Yabancı dilim falan da yok. Ben konuşmaya yönelik bir adam değilim, ben müzik adamıyım.


Kitap da okumuyormuşsun. Gazete, dergi falan da mı okumazsın?

- Yok, hiç kitap okuyamıyorum. Böyle 10 sayfa okuyorum, sonra birden ayılıyorum, kendime geliyorum. “Bir dakika ben bu kitabın neresinde kaldım” diye geri gitmeye başlıyorum. Gazete, dergi falan okurum ama.


“Aşk Mümkün müdür Hâlâ”nın sözleri Murathan Mungan’ın. Onun şiirlerini de mi okumadın?

- Onu okudum, şiirlerini biliyorum. “Aşk Mümkün müdür Hâlâ”nın müziğini çok sevmiş, söz yazmayı kendi istedi...


Yeni albümü ne zaman çıkaracaksın?

- Kasımın ortası gibi düşünüyoruz. Üç tane şarkım eksik, onları da Sezen Aksu’dan almayı planlıyorum. Buradan duyurulur. İnsanlar heveslenip üç şarkısı eksikmiş diye şarkı vermeye kalkmasın bana. Ben Sezen Aksu’dan alacağım o şarkıları.


Müzik kanalları bikinili kadından geçilmiyor

Türkçe müzik kanallarını izliyor musun?

- İzlemiyorum, çünkü bazı müzik kanalları tamamen seks içerikli.


Bundan neden rahatsız oluyorsun?

- Yapılan iş belli, birkaç bikinili kadın falan... Bazıları da böyle ‘hey hey’li, halay çekiliyor... Popüler kültür bu kadar aşağılık değil. Zaten çok da yok, üç-dört tane kanalımız var bizim. Yabancılardan da bir MTV vardı ama onlar da siyah müziğine daha fazla ağırlık veriyorlar, çok izlemiyorum.


Bergüzar Korel’le düet yapmak isterim

Düet yapmak istediğin biri var mı?

- Düete mesafeli değilim ama düet yapmak için hakikatten güzel bir düet şarkısına ihtiyaç var. Bergüzar Korel’le yapabilirim mesela. Çünkü çok iyi sesi var.


Erkek sanatçıyla düet?

- Hiç düşünmedim. Bunu ilk söyleyen sensin... Erkek erkeğe de olur ama ben maalesef biraz üstünde kalıyorum onların. Karşımdakini ezmek gibi oluyor. Bunu da istemem. O yüzden erkek erkeğe düet istemiyorum. Murat Boz’la Soner Sarıkabadayı gibi bunu iyi yapanlar da var ama...