CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere, Adıyaman'daki depremzedelerin sorunlarını TBMM'de düzenlediği basın toplantısında anlattı.
Tutdere, “Sayın Cumhurbaşkanı deprem sonrasında 27 Mart’ta ‘Hiçbir Adıyamanlı hemşerimizi mağdur etmeyeceğiz’ demişti. Seçim bitti, Adıyamanlılar bu hükümete her zamanki gibi yüksek oranda destek verdi. Ancak sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Erdoğan’ın sözü havada kaldı. Adıyamanlı mağdur. Adıyamanlı çadırda yaşıyor. Adıyamanlı bir bardak suya hasret. Adıyamanlıya bir konteyner dahi veremediniz. Adıyamanlının köy evlerine bir türlü başlamadınız. Adıyamanlıyı yine yalnız bıraktınız. Deprem sırasında yalnız kalan Adıyaman yine sahipsiz yine yalnız. Hükümet olarak bu sözünüzün gereğini yerine getirin” dedi.
Tutdere'nin düzenlediği basın toplantısındaki konuşmasından satır başları...
“Binde fazla insan hala çadırlarda yaşıyor, insanların dayanacak gücü kalmadı”
“Adıyaman'da yaklaşık 63 bin 626 bağımsız bölüm yıkıldı, tamamen kullanılamaz hale geldi. Depremin ilk saatlerinden bu yana en önemli sorun olan barınma sorunu hala devam ediyor. Maalesef bütün çabalarımıza ve iktidar yetkilileri tarafından verilen sözlere rağmen barınma sorunu henüz çözülmüş değil. Adıyaman'da şu an 40 dereceyi aşan sıcaklarda çocuklar, kadınlar, yaşlılar, 5 binden fazla insan hâlâ çadırlarda yaşıyor. Hükümet aradan uzun süre geçmiş olmasına rağmen barınma sorununu çözemedi. Buradan Cumhurbaşkanlığı’na ve AFAD’a açıkça çağrı yapıyoruz: Adıyaman'daki konteyner ihtiyacını acilen karşılayın, insanların dayanacak gücü kalmadı.
"Ev sahiplerine konteyner konusunda öncelik verildi"
Ev sahiplerine konteyner konusunda öncelik verildi. Ancak deprem sırasında kirada bulunan yurttaşlar konteynere ulaşamıyorlar. Kiracıların konteyner talebi ve konteynere ulaşma hakkı bugüne kadar yerine getirilmedi. Bir kez daha hükümete çağrı yapıyoruz: Kiracılar da afetzededir, kiracılar da depremzededir. Onların da barınma ihtiyacı var ve konteyner taleplerini mutlaka hükümetin karşılaması gerekiyor. Az hasarlı evlerdeki kiracılar da ev sahiplerinin baskısı altında. Ev sahipleri artan kira fiyatlarını da fırsat bilerek kiracıları evlerden çıkarıyorlar. Hem ev sahiplerinin baskısı hem de konteyner yetersizliği, kiracıları Adıyaman'da ve diğer illerde canından bezdirmiş durumdadır. Kiracılar başlığını hükümetin ayrı bir şekilde değerlendirip mutlaka çözüme kavuşturması gerekiyor.
“Kira yardımlarının hiçbir anlamı kalmadı"
Deprem bölgelerinde hükümet göğsünü gere gere ev sahiplerine 5 bin TL, kiracılar da 3 bin TL kira yardımı yaptığını söylüyor. Ancak bu rakamlar gerçekten artık komik bir hale geldi. Artan enflasyon ve Türk lirasının değer kaybı karşısında artık bu yardımların hiçbir anlamı kalmadı, Düşünün Adıyaman gibi yerlerde dahi en düşük kira 7-8 binden 10 binden başlıyor. Sizin vermiş olduğunuz 3 bin liralık kira desteği artık kira desteği olmaktan öte bir bahşişe dönmüş, karşılığı olmayan bir yardıma dönüşmüş durumda. Kira destek oranlarının da güncellenmesi ve piyasa fiyatlarına uygun hale getirilmesi gerekiyor.
“Konteyner kentlerde su yok”
Adıyaman'da en can yakıcı meselelerinin başında da içme suyu sorunu geliyor. Adıyaman yerle bir oldu, kısmen konteyner kentler kuruldu ancak konteyner kentlerde su yok. Vatandaş temiz suya erişemiyor. Bugün Vartana’da, Altınşehir’de birçok köyde, Sincik’in köylerinde dahi içme suyu yok. İktidar seçim öncesinde çok vaatlerde bulundu, hayatı toz pembe gösterdi, yapacağız edeceğiz dedi. 6 ay geçmiş bugün Adıyaman'da depremzede bir bardak suya muhtaç. Devlet Su işleri Genel Müdürlüğü bu memlekette niye var? Neden siz vatandaşın içme suyu sorununu çözemiyorsunuz? Bir kez daha çağrı yapıyoruz hükümete: İçme suyu sorununu çözün! 40 dereceyi aşan sıcaklıklarda vatandaş suya erişemezse nasıl yaşayacak?
Deprem bölgelerinde hayat koşulları ağırlaşıyor. Ekonomik kriz, eksik kamu yatırımları ve kamunun işlerindeki eksikler nedeniyle sorunlar devam ediyor. Koşullar vatandaş için gittikçe ağırlaşıyor. Biz hükümeti, deprem bölgelerindeki yurttaşları unutmamaya ve seçim öncesi verdikleri sözleri yerine getirmeye, vatandaşlarımızın yaralarını sarmaya davet ediyoruz.” (ANKA)