Sözcü gazetesi yazarı Can Ataklı, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün İyi Parti veya CHP ile ortaklığa sıcak bakmayacağını belirterek, "Ne CHP ne İyi Parti böyle bir formüle asla sıcak bakmayacağı gibi Abdullah Gül'ün de böyle bir maceraya atılmayacağı ortadadır. Buna karşı Ankara'daki haber kaynaklarımdan aldığım bilgilere göre iktidarı asıl korkutan Gül'ün yeni bir parti kurması" dedi.
Can Ataklı'nın Sözcü'deki yazısından (15 Ocak 2018) ilgili bölüm şöyle:
Siyasette bir “Abdullah Gül muamması” yaşıyoruz. Adı hemen her gün medyada uzun zamandır. Hakkında söylenen en önemli iddia cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olacağı. Kendisinin ise ne böyle bir beyanı var ne de iması. Buna karşı yazılanlardan, söylenenlerden de hiç rahatsız olmuyor. Bir taraf belli ki açıkça tahrik ediyor. Abdullah Gül'ü Erdoğan'a karşı kışkırtmaya ve karşı çıkmaya davet ediyor üstü kapalı cümlelerle. Gül'ün bir twitinden ya da cuma namazı çıkışında söylediği kısacık bir cümleden yola çıkarak “derin siyasetler” oluşturuyorlar. İktidar kanadı ise Gül'ü karalama, itibarsızlaştırma çabasında. Ancak biraz çekindiği de görülüyor. AKP genel başkanının Gül'ü yerin dibine çeken konuşmalarından sonra gözlediğim kadarıyla AKP içinde çapı çok büyük olmayan ama tehlike arzeden bir rahatsızlık var. AKP'ye bunca hizmet etmiş üstelik 7 yıl Cumhurbaşkanlığı makamında oturmuş bir kişinin bir çırpıda harcanıvermesi ve ağır hakaretlere uğraması partililerin bir bölümünde “biz bu kadar vefasız mıyız” mırıldanmalarına neden oluyor. İşte bu nedenle sanıyorum Numan Kurtulmuş'a “konuş” denmiş. O da Abdullah Gül'ü rahatsız etmeyecek bir tonlama ile “Benim bildiğim Gül aday olmaz” açıklaması yaptı. Yandaş medyanın tamamı bu haberi yayınladı. Kim bilir belki AKP genel başkanının Gül'e son ihtarıdır bu. “Bak son kez uyarıyorum, adımını ona göre at” havası buldum Kurtulmuş'un yumuşak yaklaşımında. Tabii kamuoyunda da bir kesim Gül'ün aday olup olmayacağını tartışıyor da, merakım şu ki “Gül istese bile nereden aday olacaktır?” İktidar ve yandaşları Gül'ü “çatı aday” olarak sunmak istiyor. Yani muhalefetin ortak adayı olacak Gül, tıpkı Ekmeleddin İhsanoğlu gibi. Akla mantığa uygun değil bu. İktidarın amacı muhalefeti özellikle CHP'yi çok çaresiz göstermek, “kendi içinden aday bile çıkaramıyor” propagandasıyla aynı anda hem Gül'ü hem de CHP'yi saf dışı etmek. Muhalefetin bir “çatı aday” formülünde anlaşma olasılığı sıfıra yakındır, böyle bir durumda Gül'ün “çatı adaylığı” ise kesinlikle sıfırdır. Ne CHP ne İyi Parti böyle bir formüle asla sıcak bakmayacağı gibi Abdullah Gül'ün de böyle bir macerayaatılmayacağı ortadadır. Buna karşı Ankara'daki haber kaynaklarımdan aldığım bilgilere göre iktidarı asıl korkutan Gül'ün yeni bir parti kurması. Daha önce de yazdığım gibi Gül'ü bu konuda yüreklendiren bazı güçler de var. Basitçe şöyle düşünülüyor.
“1- Erdoğan çok güçlendi ve tutulamaz hale geldi. 2- Erdoğan'ın bu tek adam tavrı Türkiye'yi ekonomik olarak derin bir sıkıntıya sokacaktır. 3- Aynı anda dış politikada da ağır başarısızlık olasılığı çok yüksektir. 4- Türkiye'nin bu girdaptan çıkarılması için muhalefet yetersizdir. 5- Kriz ancak yine AKP içinden çıkacak yeni bir oluşumla aşılabilir. 6- Bunu oluşturma potansiyeli şu anda Abdullah Gül'de vardır. 7- Bu kez iktidar tek parti de olmayabilir, geniş tabanlı bir uzlaşma hükümeti kurulabilir.” Düşünce bu. Bana göre ham hayal. Çünkü öncelikle Gül'de bu tür bir potansiyel yok. Bana göre Gülancak bir fili durum sonrası görev almayı düşünmekte ve amaçlamaktadır. Sonuç; Gül'ün Cumhurbaşkanı adayı olması mümkün değildir. AKP'den ayrılacak bir grupla yeni bir parti denemeye kalkması ise az da olsa ihtimaldir.