Hürriyet gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman’ın “Laiklik yeni anayasada olmamalıdır" sözlerinin ardından başlayan tartışmaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yeni anayasada AKP’nin laiklik ilkesini ortadan kaldırmak gibi bir niyeti olmadığını belirten Selvi, yeni anayasada “İslam dinine ve Allah inancına vurgu yapılacak” dedi.
AKP’lilerin en çok korktuğu şeyin toplumda “Bunların asıl niyeti laiklik ilkesini ortadan kaldırmak” düşüncesinin yayılması olduğunu belirten Selvi, İsmail Kahraman’ın sözleri nedeniyle korktuklarının başlarına geldiğini vurguladı. Selvi, “AK Parti, “dindar anayasa” tartışmasına girmek istemiyor. Ama anayasalar toplumsal mutabakatı sağlayan en üst metinlerdir. Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzde 99’u Müslüman olduğuna göre, İslam dinine ve Allah inancına bir vurgu yapılması tartışılıyor.” ifadelerini kullandı.
Abdülkadir Selvi’nin bugün (27 Nisan 2016) yayımlanan “Anayasada sürprizler var” başlıklı yazısı şöyle:
Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın, "Yeni anayasada laiklik tarifi olmamalıdır" sözleri anayasa tartışmasının fitilini yeniden ateşledi. Ama bu kez farklı bir şekilde.
Dün Meclis’te grup toplantıları vardı.
Başbakan Davutoğlu, grup toplantısına her zamanki gibi hızlı adımlarla gitti. Ancak çıkışta gazetecilerle birkaç kez karşılaştı ama her defasında soru sorma girişimlerini ustaca savuşturdu.
Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop ise, “Laikliğin anayasa metninden çıkarılmasını tartışmış bile değiliz” dedi.
Peki Meclis Başkanı’nın önerisi nereden çıktı? Dün AK Parti kulislerinde bu sorunun cevabını araştırdım.
Korktukları başlarına geldi
Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın, yeni anayasa sürecinde iki kritik müdahalesi oldu.
1-) Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun devamını sağlayamadı. Oysa kendisinden önceki Meclis başkanı Cemil Çiçek, masanın dağılmamasını başarmıştı.
2-) Yeni anayasa çalışmasında AK Parti’nin en hassas olduğu nokta laiklikle ilgiliydi. AK Parti, yeni anayasa hazırlarken toplumun, “Bunların asıl niyeti laiklik ilkesini ortadan kaldırmak” diye düşünmesini istemiyordu. AK Parti’nin en çok korktuğu şey, Meclis Başkanı İsmail Kahraman sayesinde başına geldi.
Anayasa çalışmalarından bir anekdotu paylaşmak istiyorum.
AK Parti’nin anayasa çalışmalarını yürüten heyette bir üye söz alıyor. “Şimdi şeytanın avukatlığını yapacağım” diye söze başlıyor. Anayasadan laiklik ilkesinin kaldırılmasını öneriyor. Bu öneriye üyelerin tamamı itiraz ediyor.
Erdoğan Mısır’da önermişti
Ak Partililerin itirazları iki noktada toplanıyor.
1-) Yeni anayasa için halkımızın bize güven duyması ve çok geniş bir toplumsal mutabakatın sağlanması gerekiyor. Halkımız laiklik konusunda hassastır. Bu, toplumsal mutabakatı bozar.
2-) Ortadoğu’da mezhep savaşlarının yaşandığı bir dönemde laiklik ilkesinin ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı. Cumhurbaşkanımız Mısır ziyaretinde laiklik önerisinde bulundu.
AK Parti kulislerinde laiklikle ilgili yapılan değerlendirmeleri de yansıtmak isterim.
Laiklik, Türkiye’deki yanlış uygulamalara neden oldu. Laiklik ilkesine dayanılarak partiler kapatıldı, başörtüsü yasağı başta olmak üzere din ve vicdan hürriyetinin aleyhine olan uygulamaların dayanağı olarak gösterildi. Yeni anayasa yapılırken, laikliğin özgürlükçü yorumu tartışılabilir. Ama laiklik ilkesi yeni anayasada yer alacak.
Yeni anayasa çok gündeme geldi ama başkanlık sisteminin gölgesinde kaldığı için tartışılamadı. Kutuplaşmaya kurban oldu. Darbe anayasasından kurtuluyoruz, sivil anayasa yapıyoruz gibi iddialı hedeflerle yola çıkarken, anayasayı başlangıç bölümünden temel esaslara kadar tartışmamız gerekiyor. Bu açıdan Başbakan Davutoğlu’nun, “Biraz demlenmeye bırakmak lazım” şeklindeki yaklaşımı yerinde.
1982 Anayasası’nın tutanaklarına baktığımızda en ciddi tartışmalardan birinin anayasanın başlangıç bölümünde yaşandığı görülüyor. Darbe Anayasası’nda dahi bu denli tartışma yaşanmışken, sivil anayasayla ilgili tartışma neden yapılmasın.
Allah’a ve İslam’a vurgu
Yeni anayasada çarpıcı iki bölüm yer alacak.
1-) Kapsayıcı ve kuşatıcı bir başlangıç kısmı olacak.
2-) İslam dinine ve Allah inancına vurgu yapılacak.
İddialı bir ‘başlangıç bölümü’ hazırlanıyor.
Bölgemizde etnik ve mezhep savaşlarının yaşandığı bir zaman diliminde, ülkemizin din, ırk ve mezhep üzerinden bölünmeye çalışıldığı bir sırada yeni anayasanın başlangıç bölümünde dinleri, dilleri, ırkları ve mezhepleri kapsayıcı bir metin yer alacak. Zamanın ruhuna göre bir metin kaleme alınacak. Etnik köken, farklı din ve mezheplerin tehdit değil zenginlik kaynağı olduğu yer alacak.
Başlangıç bölümünde, milletimizin birlik ve bütünlüğünün simgesi olan değerlere vurgu yapılacak. Şeyh Edebali, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, Mevlana, Ahmed-i Hani ve Atatürk, milletin birlik ve beraberliğinin simgesi olarak başlangıç bölümünde yer alacaklar.
AK Parti, “dindar anayasa” tartışmasına girmek istemiyor. Ama anayasalar toplumsal mutabakatı sağlayan en üst metinlerdir. Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzde 99’u Müslüman olduğuna göre, İslam dinine ve Allah inancına bir vurgu yapılması tartışılıyor.