Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, HDP milletvekillerinin gözaltına alındığı sırada AB'ye Ankara ile yürütülen üyelik müzakerelerini derhal askıya alması için çağrı yapan Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Kati Piri'ye sert sözlerle karşılık verdi. Çelik, "Türkiye ile müzakereler kesilsin diyenler, emin olun bunlar Avrupa'nın dostu değiller, ırkçılar. Müzakereler kesilsin çağrısı, kendi ülkelerindeki marjinal partilerine oy kaptırmak istemeyen siyasetçilerin basiretsizliği, vizyonsuzluğudur" dedi.
AB büyükelçileriyle düzenlenen toplantıda konuşan Ömer Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle:
"Sürekli Türkiye karşıtlığı yapılması doğru bir siyaset tarzı değil. Türkiye'de dokunulmazlık belli milletvekillerine dönük olarak kapatılmadı, tüm vekiller için kaldırıldı. Seçilmişlere kanunlar çerçevesinde hareket ettiği sürece tabii ki dokunulmaz.
"Sivil siyasete geçmişten beri darbelerin yaraladığını söylüyoruz ama terör örgütlerinin de yaralamasına izin vermemeliyiz. Milli birlik ve kardeşlik süreci içerisinde kimliklere dönük yasakların ortadan kaldırılması ve terör örgütüne silah bıraktırılması çok yönlü politikalar izlenmiştir.
"Türkiye'yi terk etmesi gereken silahlı gruplar Türkiye'yi terk etmedi. Buna karşı çıkması gereken ilk parti HDP'dir. Bunun yerine terör örgütünden daha ileri bir dil kullanarak 'hendekler bizim kazanımımızdır' anlayışı teröristin cenazesine katılması. Bunların hepsi terör faaliyetidir.
"Kimsenin Meclis'i terk etmemesi lazım"
"Teröre sempati gösterilmesi söz konusu olamaz. Hiçbir Avrupa parlamentosunda TBMM'deki kadar ileri bir konuşma yapılmıyor orada her görüş dile getiriliyor. Pek çok Avrupa ülkesinde bu söylemlere müsaade bile edilmez.
"DAEŞ söz konusu olduğunda dünyayı ayağa kaldıracaksınız, bu doğrudur, DAEŞ kanlı ve vahşi bir terör örgütüdür… PKK söz konusu okunca sempati moduna geçeceksiniz… Bu kabul edilemez. Kimsenin meclisi terk etmemesi lazım.
"Bugün güçlü ilişkiler kurma günüdür"
"Türkiye AB ilişkilerini zedelemeye, buna zarar vermeye çalışanlara fırsatvermeyeceğiz. Türkiye’yi Avrupa ilişkilerinden kopmuş gibi göstermek boş bir iştir. Bugün Türkiye ile AB arasında yeni köprüler yeni diyalog kanalları, güçlü ilişkiler kurma günüdür.
"Türkiye AB ilişkileri için bütün alanları fırsata dönüştürebiliriz. Yapıcı eleştiriler ve pozitif ajandayla yepyeni bir dönem açabiliriz. Kimse kimseye ders vermeye kalkmasın parmak sallamasın. El sıkışalım aynı masa etrafında konuşmaya devam edelim.
Lüksemburg Dışişleri Bakanı'nın "Nazi benzetmesi" var. Bir de Kati Piri "Türkiye ile müzakereler kesilsin" demişti.
Lüksemburg Dışişleri Bakanı, Türkiye'yi çok iyi tanıyan birisidir burada bir tarih bilgisi eksikliği var. Uygulamalar Nazilerin yöntemlerine değil, Nazilerle yapılan mücadele sırasında ortaya konan uygulamalardır. Yani FETÖ'nün yanında Naziler çırak kalırlar, ilkokul öğrencisi kalırlar. Kendi halkını katletmiş bir örgüt, hiç kimse mücadeleden geri adım atacağımızı düşünmesin.
Bu konu tabii Türkiye'deki büyükelçiler hepsi dostumuz, iyiliğimizi istiyorlar. Darbe girişiminin ardından hemen TBMM'ye gittiler. Hatta bizi aradılar o zaman bakanlığımızı "Meclis'e bizi alırlar mı" diye. Ben çok olumlu karşıladım. 2002'den bu yana yaşanan gelişmeleri anlattım. Fakat bu konuyu ben gündeme getirdim. Türkiye terörle mücadele ederken ulusal polis gücü yok. DEAŞ'la biz baş ediyoruz. İlk defa bizim operasyonumuzla başarı sağlanıyor. NATO sınırları ilk defa DEAŞ'tan temizlendi. 65 ülkelik koalisyon bunu başaramadı. Böyle bir ortamda yapılması gereken şudur Avrupalı yetkililerin Türk kurumlarıyla dayanışma içerisinde olmaları gerekir, Charlie Hebdo saldırısıda olduğu gibi. Türkiye ile müzakereler kesilsin diyenler, emin olun bunlar Avrupa'nın dostu değiller, ırkçılar. Müzakereler kesilsin çağrısı, kendi ülkelerindeki marjinal partilerine oy kaptırmak istemeyen siyasetçilerin basiretsizliği, vizyonsuzluğudur.
Sayın Bakan, ölüm cezasının tekrar getirilmesi konusu gündeme geldi mi? Müzakerelerin askıya alınması ihtimalini nasıl değerlendirirsiniz?
Onlara da söyledim, vatandaşlarımızın tepkisine yanlış veya doğru diyemez. Vatandaşın talebi esastır. İdam cezasının gelip gelmeyeceği halkın iradesinin takdiri olacaktır, siyasetçiler halkın takdirine boyun eğmek zorunda. AB Bakanı olarak görüşüm AB ile müzakerelerin devam etmesi yönündedir, bunun kesilmesini istemem ama nihai kararı verecek olan halktır.
Rakka operasyonu başladı diye basına yansıdı, Türkiye'ye bilgi verme söz konusu mu? Başika'ya peşmergenin yürüyüşü söz konusu...
Burayı yakın takip ediyoruz, biliyorsun ABD Genelkurmay Başkanı da buradaydı. Suriye'de olduğu gibi görülen şudur; oralarda herkesin hesabı var. Herkes bildiğini okuyup diğerlerini dışarıda bırakarak kendi uydu devletini kurmak istiyor. Irak'ta Irakçıyız, Suriye'de Suriyeciyiz. Başika hem Kuzey Irak'ın hem Bağdat'ın hem Musul'un güvenliği için kurulmuştur. Güçlü bir şekilde diyalog sürüyor, Bağdat yöneyicilerle görüşmemizin devam etmesini diliyorum. Oradaki askeri varlığımız da gerektiği kadar kalacak