Kültür-Sanat

61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde filmler, seyirciler ve ekipler bir araya geldi

Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen 61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde film gösterimleri başladı

07 Ekim 2024 13:23

T24 Kültür Sanat

61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin ilk gününde filmler beyaz perdeye yansırken, salonları dolduran seyirciler, film ekipleriyle de bir araya gelme imkanı buldu.

Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen 61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde film gösterimleri başladı.

Festivalin ilk gününde Ulusal Yarışma filmlerinden "Ayşe" ile "Galata", Ulusal Belgesel Özel Gösterim kapsamındaki "Gençlik Tiyatrosu" ile "Oya" ve Uluslararası Yarışma Dışı bölümünden "Dirty Boy"un gösterimleri sonrasında film ekipleri, seyircilerin sorularını cevapladı.

Ulusal Yarışma filmlerinden "Ayşe", down sendromlu kardeşiyle yaşarken aldığı evlilik teklifiyle bir dönemece gelen Ayşe'nin hikâyesini anlatıyor. AKM Aspendos Salonu'ndaki gösterimin ardından seyircilerin sorularını; yönetmen Necmi Sancak, senarist Ahmet Sancak ve oyuncular Menderes Samancılar, Binnur Kaya, Ali Seçkiner Alıcı ile Rıdvan Sancak cevapladı.

Menderes Samancılar, senaryoyu okuduğunda "filmin bir derdinin olduğu"nu gördüğü için projeyi memnuniyetle kabul ettiğini söyledi. "Rolün büyüğü küçüğü olmaz" prensibini hatırlatan Samancılar, "Dertlerimizi çözmek için bu tür projelerin içerisinde seve seve yer almak bizim de boynumuzun borcu" diye konuştu.

Sinema yapmanın gittikçe zorlaştığına dikkat çeken oyuncu Ali Seçkiner Alıcı ise "Binnur Kaya ve Menderes Samancılar'ı görünce kayıtsız şartsız "tamam" dedim" sözleriyle projeye dahil oluşunu anlattı. Alıcı, sözlerini "Orada bir usta var, burada oyunculuğuyla inanılmaz örnekler, karakterler sunmuş değerli bir kadın oyuncumuz var; bu iki etken çok önemli. Ayrıca ilk film olması çok önemli benim için" ifadelerini kullandı.

Filmi "Seyretmesi zor bir film" olarak niteleyen Binnur Kaya da "Filmi satan hiçbir şey yok içinde; müzik yok, estetik bir oyuncu yok. Akan jeneriği bile müziksiz okumak zorunda kalıyor insanlar. Okumak zorunda kalıyor diyorum çünkü genelde o akarken salondan gidilir. Bu anlamda Necmi'nin ahlakını çok beğendim. Cesareti için de ayrıca tebrik ediyorum. Riskli işlerin içinde olmayı seviyorum. Çünkü daha önce kimsenin denemediği şeyler denediler" dedi. Kaya, Rıdvan Sancak'la birlikte oynamayı ise "Herkes benim kadar şanlı olmaz. Rıdvan harika bir partnerdir, disiplinlidir" sözleriyle anlattı.

Filmin hikâyesini, kuzeni Fatma ve Rıdvan'dan esinlenerek yazdıklarını dile getiren yönetmen Necmi Sancak, 2-3 yıl filmi hayata geçirmek için çabaladıktan sonra Kaya'ya ulaştıklarını ve daha sonra senaryo üzerinde birlikte çalıştıklarını söyledi. Sancak, bu süreç için "Benim için çok öğreticiydi. Kendisi gerçekten bir ekol; hem sinema bilgisiyle hem kreatif yönüyle bana çok şey öğretti" ifadelerini kullandı.

Kalıplara sığmayanların hikâyesi: Galata

Günün bir diğer Ulusal Yarışma filmi "Galata"ydı. Skandal hayatıyla ünlü bir manken ve tesadüfen tanıştığı, evini terk eden bir adamın Galata sokaklarındaki yürüyüşlerinden bir şehir ve kimlik resmi çizen filmin, AKM Aspendos Salonu'ndaki gösterimin ardından seyircilerin sorularını; yönetmenler Kenan Mansur Doğru ve Umut Osman Demirkol, yapımcı Tayfur Aydın ile oyuncular Suyumbilge Dadalı, Sarp Bozkurt, Edanur Hancı ve Barış Kolik cevapladı.

Filmi, "En önemli çıkış noktası; bazı kalıplara sığmayan insanların dışlanmasından duyduğumuz rahatsızlıktı" diye özetleyen Demirkol, "Aykırı bulanabilecek, herkesin kabul edemeyeceği bazı şeyleri tartışan bir film. Adı zaten ‘Galata'; şehirle ilgili söylemek ve göstermek istediğimiz bir şey var! Buna da çok çalıştık; nasıl bir şehir algısı oluşturacağımızı, sinematografik olarak belgesele kaçmadan film içeresinde bunu nasıl verebileceğimizi. Kamera açılarımızdan tut, hangi objektifi kullanacağımıza, alan derinliğine kadar" dedi.

Demirkol'u onaylayan Kenan Mansur Doğru, "Zor bir filmdi. İzleyici için de çekim için de kendi içinde zorlu bir filmdi. Aslında bir şey denemeye çalıştık; hem oyunculuk olarak hem sanat olarak hem sinematogrif olarak hem müzik olarak kendimize bir dünya yaratmaya çalıştık işin özünde. Karşılık bulduysa ne mutlu" diye konuştu.

"Günahkâr Çocuk" filmi izlendi

Festivalin Avusturya'dan da bir konuğu vardı. Oyuncu, yazar ve yönetmen Doug Rao'nun ilk uzun metrajlı filmi "Günahkâr Çocuk" (Dirty Boy), Uluslararası Yarışma Dışı bölümünde Türkiye prömiyerini yaptı ve filmin başrol oyuncusu Stan Steinbichler, Paribu Cineverse Migros AVM Konyaaltı'ndaki gösterimin ardından soruları cevaplandı.

İçine kapanık bir şizofren olan Isaac'in, suçlandığı olayların ardındaki gizemi çözerek masumiyetini kanıtlama ve başkalarının hayatını kurtarma mücadelesini konu edinen filme hazırlık sürecini ve oynadığı karakteri, Steinbichler şöyle anlattı:

"İstismara uğramış kurbanlarla konuştum. Çok fazla sayıda kurbanla konuştum. Film, karakter açısından analizlerde oldukça derine iniyor. Uzun ve zor bir prova sürecinden geçtim. Bu sebeple set başladığı zaman çok zorlanmadım. Ama benim için en zoru, yirmi kere otuz kere kapı açmak gibi sahneler. Asıl zor olan, karakteri çıkarmaktı. Yani bir delilik yapacaksa bu çok klasik, klişe bir şey olmamalıydı. Ama beni çeken de buydu. Böyle bir farklı rol hem kişisel olarak hem de kariyer açısından önemli. Bir daha böyle önemli rol oynayabilir miyim; bilmiyorum."

1953 gençliğinden bugünün gençlerine bir emanet: Gençlik Tiyatrosu

Festivalin Belgesel Özel Gösterim programında yer alan "Gençlik Tiyatrosu"nun AKM Perge Salonu'ndaki söyleşisine, filmin yönetmeni Nurgül Bayram ve belgeselin katılımcılarından Aslı Öngören, Yasemin Arpa ve Kenan Mortan katıldı.

19 Mayıs 1953'te kurulan ve bugün "duayen" olarak anılan pek çok ismin yetişmesinde rolü olan Gençlik Tiyatrosu'nu anlatan belgeselin yönetmeni Nurgül Bayram, "Bu belgeseli gençler için yaptım. Bizim ustalarımız yani bugün tiyatroyu var edenler, yani çağdaş tiyatroyu, halkçı tiyatroyu ilk başlatan ekip, hangi şartlarda çalıştı? Türk tiyatro tarihinde burası eksikti. Cüneyt Türel'in, Metin Serezli'nin, Tuncel Kurtiz'in hafızalarında var olan fakat kendi aralarında konuştukları bir tarihti"  ifadelerini kullandı.

Yönetmenin hedefine katıldığını belirten Aslı Öngören ise "Onların gözünde hâlâ parlayan o ışığı umarım gençler görür. Çoğunda yok o. Çünkü annem bana şöyle demişti: 'Ben size çok üzülüyorum, bir sürü imkanınız var ama bizim dönemimizdeki o umut, sizin kuşakta daha az. Giderek de azalır diye çok kaygılıyım'" diye konuştu.

Yönetmene, "Dayanışma ve imece ruhunu yeniden bize tattırdığı, bizi bir araya getirdiği ve bunu cebinden ödediği için, bize bu 15 yılı kazandırdığı için kendisini coşkuyla selamlıyorum" sözleriyle teşekkür eden Mortan, belgesele ilişkin, "Nurgül gelir giderken benim rektörüm olan Yılmaz Büyükerşen hocayı gizli kamerayla filme çekti. Bunu sonra montajladı, küçük bir metin eklemesiyle hocaya sundu. Sanıyorum yakında Eskişehir'de bunun gösterimi olacak. Youtube'da da gösterileceğini biliyorum"  dedi.

90 dakikalık filmin ardında 900 sayfalık, kitap yazılabilecek kadar bir arka plan olduğunu dile getiren Yasemin Arpa, pandemi dönemine denk gelen çalışma süreçlerini, "Evde kapanmışız, kısılmışız. Oradan bir ütopya çağına tekrar ışınlamış gibi olduk" sözleriyle tarif etti. Belgeselin yapım süreci hakkındaki bir soru üzerine yönetmen, "Bir gün Can Kolukısa ile oturuyorduk; ‘Gençlik Tiyatrosu'nu biliyor musun?' dedi. Hiç bilmiyordum. İnternette de hiçbir belge bilgi yok. İstanbul Üniversitesi'ne gittim. Arşivde bir tek İstanbul Üniversitesi'nin kapısının fotoğrafını verdiler. Tek tek fotoğraftaki isimlerin peşine düştüm, 5 yıl sürdü" cevabını verdi.

Ulusal Belgesel Özel Gösterim programı kapsamında "Oya" filmi izleyicilerle buluştu

Ulusal Belgesel Özel Gösterim programı kapsamında "Oya" filmi izlendi. Filmin, AKM Perge Salonu'ndaki gösteriminin ardından gerçekleşen söyleşiye, yönetmen Sevinç Baloğlu, yapımcı Adnan Memiş ve proje koordinatörü Muhittin Uzal katıldı. Belgesel fikri kendisinden çıksa da projeyi hayata geçirebilmesinin ancak Sevinç Baloğlu'nun katılımıyla gerçekleştiğini dile getiren Adnan Memiş, "Sevinç hanımla ilk görüşmeden sonra elimdeki bütün malzemeyi kendisine gönderdim. Bir süre hiç ses çıkmadı. Tekrar görüştüğümüzde ise benden bin kat daha hakimdi konuya" diye konuştu. Proje koordinatörü Muhittin Uzal ise belgeselle hedeflerinin, bu sanatı dünyaya duyurmak olduğunu dile getirerek, "Adnan Memiş'in koleksiyonundan yola çıkarak değeri çok da bilinmeyen bu halk sanatını dünyaya duyurmak istiyoruz. Niye; bu, dünya insanlarının hepsinin sahip çıkması gereken bir miras" ifadelerini kullandı.


TIKLAYIN | Altın Portakal'da ödül alan Farah Zeynep Abdullah: Ödülümü, erkekçiliğin ve erkeklerin egemen olduğu bu düzende konuşmaktan korkmayan, pes etmeyen kadınlar için alıyorum

TIKLAYIN | Altın Portakal'ın açılış konuşmasını yapan Saadet Işıl Aksoy, katledilen Ayşenur ve İkbal'i andı: Hepimiz için adalet diliyorum

TIKLAYIN | Aşk-ı Memnu'nun unutulmaz ismi Gülsen Tuncer, Altın Portakal'a Filistin şalıyla katıldı: Suriye, Filistin, İran ve Lübnan için gözümüzde yaş var

Geçen yıl neler yaşandı?

Yönetmen Nejla Demirci, Kanun Hükmü/Decree başlıklı belgeselin, geçen yıl Altın Portakal'da yarışma seçkisinden "yargı sürecinde" iddiasıyla çıkarılmasını protesto etti. Durumu "belgesel sinemaya karşı darbe" olarak niteleyen yönetmen, festival yönetimini suçladı.

Yönetmen Nejla Demirci, "Kanun Hükmü/The Decree" belgeselinin 60. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin Ulusal Belgesel Yarışma Seçkisinden kaldırılmasını protesto etti.

Demirci, uygulamayı "hukuksuzluk" olarak niteleyerek, festival yönetimini sansürle suçladı. Sosyal medya hesabından açıklama yayımlauan Demirci, yaşananların "belgesel sinemaya bir darbe" olduğunu söyledi.

Kanun Hükmü/The Decree başlıklı belgeselin yönetmeni Demirci, açıklamada şunları kaydetti:

"Kanun Hükmünde Kararnameler ile kamu görevinden çıkarılan doktor Yasemin ve öğretmen Engin'in ihraç sonrası gösterdikleri mücadeleyi anlatan KANUN HÜKMÜ/ THE DECREE belgeselimiz ani bir karar ile 60. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin Ulusal Belgesel Yarışma Seçkisinden kaldırıldı. Doktor Yasemin Demirci ve öğretmen Engin Karataş hakkında kesinleşmiş herhangi bir yargılama söz konusu değilken festival mazeret olarak belgeselin bir karakterinin yargı sürecinde olduğunu iddia ediyor.

AYM'nin tazminat kararı

Belgeselimiz henüz yapım aşamasındayken yapımı yasaklanmış ve bu sebep ile yargıya başvurmuştuk. Nihayetinde AYM eserimi ifade özgürlüğü, bilim ve sanat özgürlüğü çerçevesinde değerlendirdi ve tarafıma tazminat ödenmesine karar verildi. Sinema faaliyetini topluma aktarmak için yola çıkmış bir festivalin 60. Yılında doğru olmayan ve dahi doğru olsa bile kendisini ilgilendirmeyen bir yargı süreci işten ayrılma işleminin hukuka aykırılığı ile ilgilidir.

Belgeselin konusu ise sivil direniş ve mücadele örneğidir. Mahkeme üzerinde belgesel filmin hiçbir baskı etkinliği yokken KHK ile öğretmeni işten çıkaran yönetimin fiili baskısı vardır. Filmin kaldırılma gerekçesi aldatmacadır, mahkemeyi etkileme potansiyeli mevcut iktidarda fazlasıyla vardır, filmler sadece toplumu bilgilendirme amaçlıdır.

Bu yaşanan hukuksuzluk, açık seçik sansürün muhatabı sanat özgürlüğünden yararlanması gereken Türkiye toplumudur. Hukuk, demokrasi isteyen Türkiye toplumu mağdur edilmiştir. Bu yaşanan Belgesel Sinemaya bir darbedir. Bunun sorumlusu Antalya Altın Portakal Film Festivalidir."

Altın Portakal ne demişti?

Yazılı açıklama yapan Antalya Altın Portakal Film Festivali Yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu, Ulusal Belgesel Film Yarışması bölümüne seçilen "Kanun Hükmü" filminde yer alan kişinin yargı sürecinin devam ettiği saptadıklarını öne sürmüştü.

Yargı süreci bitene kadar filmin festivalden çıkarıldığı duyuran Boyacıoğlu, "Bu nedenle yargıya intikal etmiş bir konuda yargılama sürecini ve tarafsızlığını etkilememek adına filmin bu yılki seçkiden çıkarılmasına karar verilmiştir. Biz; sinemanın bağımsızlığına, sanatçıların fikirlerini özgürce yansıtabilmesi gerektiğine yürekten inanıyoruz. Belgeselde yer alan kişi ile ilgili yargı süreci tamamlandıktan sonra Film, Antalya'da gösterilecektir" demişti.

Jüriler görev bıraktı, yönetmenler filmlerini çekti

60. Antalya Altın Portakal Film Festivali'ne katılan 27 filmin yönetmen ve yapımcıları ortak bildiri imzalamış, "Kanun Hükmü filmi, ulusal belgesel yarışmasındaki yerini alana dek filmlerimizle festivalde yer almayacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz" dedi. Zeki Demirkubuz da filmi Hayat'ı Altın Portakal'dan çektiğini açıkladı.

Daha önce de Kanun Hükmü belgeselinin festival seçkisinden çıkarılmasına tepki olarak jüri üyeleri görev bırakmıştı.

TIKLAYIN - Altın Portakal'da "KHK sansürü": İhraç edilenleri anlatan belgesel seçkiden çıkarıldı, yönetmen AYM kararını gösterdi

TIKLAYIN | "Kanun Hükmü" belgeselinin Altın Portakal Film Festivali'nin seçkisinden çıkarılmasına tepki olarak jüri üyeleri görev bıraktı

TIKLAYIN | 27 filmin yönetmen ve yapımcılarından 'Kanun Hükmü' kararı: Film eklenene kadar Altın Portakal'da yer almayacaklar

TIKLAYIN - Zeki Demirkubuz da filmi Hayat'ı Altın Portakal'dan çektiğini açıkladı

Yönetmenden Altın Portakal'a "sansür" davası

60'ncı Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin Ulusal Belgesel Film Yarışması'ndan çıkarılan "Kanun Hükmü" filminin yönetmeni Nejla Demirci, kararın iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle, festivali düzenleyen Antalya Büyükşehir Belediyesi'ne dava açtı.

Antalya İdare Mahkemesi'ne sunulan dava dilekçesinde, Antalya Büyükşehir Belediyesi'ne 30 bin liralık manevi tazminat cezası verilmesi ve belgeselin seçkiden çıkarıldığı 22 Eylül'den itibaren tazminata faiz işletilmesi talep edildi.

Kanun Hükmü programa geri alındı

Altın Portakal Film Festivali, Tepkilerin ardından sosyal paylaşım sitesi X'ten (Twitter) açıklama yapan filmin, yarışma seçkisine geri alınmasına karar verdiğini duyurdu.

"22.09.2023 tarihinde yapılan duyuru ile 60. Antalya Altın Portakal Film festivali Ulusal Belgesel Film Yarışması seçkisinden çıkarılan "Kanun Hükmü" adlı belgesel filmde yer alan kişi ile ilgili yargılama sürecinin devam etmediği tarafımızca belgelendiği için filmin yarışma seçkisine geri alınmasına karar verilmiştir."

Belgesel ikinci kez festivalden kaldırıldı

60. Altın Portakal Film Festivali'nde, Kanun Hükmü filmi ikinci kez seçkiden çıkarıldı. Festival Yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Filmin festivaldeki varlığı nedeniyle şahsım adına soruşturma açıldığı bilgisi tarafıma ulaşmıştır. Oldukça yüksek sesle tepkilerini dile getiren sinema sektöründen gereken desteği göremedik. Geldiğimiz noktada olayın sorumlusu ve suçlusu olarak gösterilmek isteniyoruz. Herhangi bir terör örgütünün destekçisi olarak kabul edilmemiz mümkün değildir" denildi.

TIKLAYIN - 'FETÖ' suçlamalarının ardından 'Kanun Hükmü' belgeseli Altın Portakal seçkisinden ikinci kez çıkarıldı!

TIKLAYIN - Kanun Hükmü'nün yönetmeni Nejla Demirci: Filmde herhangi bir suç unsuru olduğunu kimse söyleyemez, kendime lanet ediyorum

Kültür Bakanlığı'ndan açıklama

Sinemacıların filmlerini festivalden toplu bir şekilde çekmesinden bir gece sonra, Festival Yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu, yaptığı yeni bir açıklamayla Kanun Hükmü'nün seçkiye yeniden dahil edildiğini duyurmuştu. Filmin yeniden seçkiye dahil edilmesinin ardından festivalin destekçilerinden olan Kültür ve Turizm Bakanlığı ise karara tepki göstererek festivalden çekildiğini açıklamıştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 11 Ağustos'ta Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü'ne atanan oyuncu Tamer Karadağlı, Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde belgesel kategorisine yer alan "Kanun Hükmü" filminin programa tekrar alınmasının ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın festivalden çekilmesi hakkında, "Bakanlığımızın aldığı kararın arkasındayız" demişti. 

TIKLAYIN - Altın Portakal Film Festival Yetkilisi: Bundan sonra başımıza ne gelir bilmiyorum; Kafkaesk bir durunla karşı karşıyayız

TIKLAYIN | Altın Portakal Film Festivali: Kanun Hükmü belgeseli neden tartışma yarattı, Kültür ve Turizm Bakanlığı niçin festivalden çekildi?

TIKLAYIN | Kültür ve Turizm Bakanlığı, Altın Portakal Film Festivali'nden çekildi 

Festival iptal edildi, Başkan Böcek "malum film" dedi

"Kanun Hükmü" belgeselinin sansüre uğramasının ardından yaşanan süreçle tartışmaların odağı olan Antalya Altın Portakal Film Festivali iptal edildi. 1979 yılında Ömer Kavur'un yönettiği Yusuf ile Kenan, Yavuz Özkan'ın yönettiği Demiryol ve Yavuz Pağda'nın yönettiği Yolcular filmlerine uygulanan sansüre karşı yapımcı ve yönetmenlerin festivalden çekilme kararı almış, festival yönetimi ise sansüre karşı durarak 16. Altın Portakal Film Festivali'ni iptal etmişti. Altın Portakal, 44 yıl sonra ikinci kez sansür tartışmaları nedeniyle iptal edildi. 

Kararı, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek sosyal medya hesabından duyurdu. Kanun Hükmü belgeseli için "malum film" ifadesini kullanan Böcek, şöyle dedi:

"Başta festival yöneticisi olmak üzere tüm sanat ekibinin süreci yanlış yönettiği, kriz yönetimini yapamadığı tespit edilmiştir. Altın Portakal Film Festivali siyaset üstüdür.

Festivalimizi kimsenin siyasi emellerine malzeme ettirmeyeceğim. Ayrıca şahsıma ve belediyemize malum film üzerinden isnat edilen suçlamaların tamamını da gerçek muhataplarına aynen iade ediyorum. Az önce açıkladığım nedenler dolayısıyla, kendi kararıyla büyük bir karmaşaya yol açan festival yönetiminin ve oluşturdukları tüm sanat ekibinin görevlerine şu an itibarıyla son verilmiştir."