CHP İstanbul Milletvekili Avukat Turan Aydoğan, Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde tutulan sığınmacıların avukatlarına erişemiyor olmasını Meclis gündemine taşıdı. 55 sığınmacının Covid-19 hastalığına yakalandığını ve akıbetleri hakkında şeffaf bir bilgi alınamadığını vurgulayan Aydoğan, avukatların da başvurmalarına rağmen müvekkilleri ile görüştürülmediğini ve yasal bir hakkın gasp edildiğini ifade etti.
CHP İstanbul Milletvekili aynı zamanda TBMM Adalet Komisyonu üyesi olan Avukat Turan Aydoğan Koronavirüs sürecinde sığınmacılar hakkında daha önce de soru önergesi, araştırma önergesi ve kanun teklifi sunduğunu hatırlatarak şunları söyledi: “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 14. Maddesi ‘Her insanın zulüm karşısında, başka ülkelere sığınmaya ve bu ülkelerde sığınmacı işlemi görmeye hakkı vardır.’ düzenlemesi ile sığınma hakkını temel bir hak olarak nitelendirir. Benzer biçimde, sosyal ve ekonomik haklar diğer bireylere olduğu gibi mültecilere de tanınır. Her mülteci sağlık hizmetlerinden yararlanabilmelidir. Bu haklar gerek Uluslararası Sözleşmelerle gerekse de iç hukukumuzda tanınmış haklardır. Bir insanın ve doğal olarak bir mültecinin avukatı ile görüştürülmemesi bu sözünü ettiğim sözleşmelerle de bizim kendi hukukumuzla da bağdaşmaz. Öğrendiğimiz kadarıyla Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde kalan 55 mülteci salgın hastalığa yakalanmış ve karantinada tutuluyor. Dolayısıyla bu insanların tedavi süreçleri, sağlık durumları takip edilebilmeli ve şeffaf biçimde ilgilileri ile paylaşılmalı.”
"İşbirliği içinde ilerlenmeli"
İzmir Barosu’ndan avukatların görüşme taleplerine olumlu yanıt gelmemesi üzerine konuyu İçişleri Bakanının yanıtlaması istemiyle Meclis’e taşıyan Aydoğan, “Bir mültecinin dışarıdaki akrabalarına gönderdiği mesaj üzerine Geri Gönderme Merkezi’ne başvuran avukatın müvekkiliyle görüştürülmediği, İzmir Barosu’nun adli yardımdan görevlendirdiği avukatların da mültecilerle görüştürülmediği edindiğimiz bilgiler dahilinde. Bu soru işaretleri ile ilerlenebilecek bir süreç değil. Daha evvel de salgın sürecinde mültecilerin sağlıklı ortamlarda yaşamadığını, sosyal mesafeyi sağlayacak bir ortamlarının olmadığını vurgulamış ve önlemlerin acilen alınması gerektiğini ifade etmiştik. Şimdi avukatların görüşme taleplerinin reddedilmesi elbette bizlerde soru işaretlerine neden oluyor. Bu sürecin her alanda olduğu gibi mülteciler açısından da şeffaf biçimde ilerlemesi gerektiğini vurgulamak istiyorum. Harmandalı Geri Gönderme Merkezinde ne oluyor bilemiyoruz? Bakanlık gerekli önlemleri aldıysa ve geri gönderme merkezlerinde sorun olmadığını söylüyorsa bunu bizlere de göstersin. Barolar bu konuda hassasiyetlerini koruyorlar. Barolarla temas halinde, süreci işbirliği çerçevesinde ilerletmek gerektiğini ifade etmek isterim.” dedi.