16-23 Ekim 2016 tarihleri arasında yapılacak 53. Uluslararası Antalya Film Festivali ile ilgili bir tanıtım toplantısı düzenlendi. Toplantıya, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ve Festival Başkanı Menderes Türel ile Festival Direktörü Elif Dağdeviren, Mustafa Denizli, Deniz Çakır, Ceyda Ateş, Yılmaz Gruda, Yavuz Bingöl, Erdoğan Aktaş, Aslı Öymen, İsmail Küçükkaya ve Atilla Dorsay'ın da aralarında bulunduğu iş, sanat ve basın dünyasından birçok davetli katıldı.
İlk olarak söz alan Festival Direktörü Elif Dağdeviren tüm ekip arkadaşlarına teşekkür ederek yaptığı kısa konuşmanın ardından festival ile ilgili bilgi vermesi için Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’i kürsüye davet etti.
“Güneş tutulması olacak ve darbeler ile ilgili filmlerin gösterisi”
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, 15 Temmuz’un açtığı yaranın acısının tazeliğini devam ettirdiğini ve bunun uzun bir zaman alacağını söyledi. Yapmaları gereken çalışmaları yürüttüklerini ifade eden Türel, “Hatta daha büyük bir sorumlulukla ve hırsla çalışıyoruz. Bildiğiniz gibi tiyatroda ‘Show must go on’, yani perde kapanmaz denir. Antalya Film Festivali de 53 yılına daha güçlü, yeniliklerle dolu olarak giriyor. Önce en anlamlı konuyla başlayayım. Festival programına iki özel film programı, seçkisi konuldu. Bir seçkinin adı Güneş Tutulması olacak ve darbeler ile ilgili filmlerin gösterisi olacak. Bu bölümü 15 Temmuz’a, 15 Temmuz şehitlerimize atfediyoruz. Seçkinin ismi Güneş Tutulması da anlamlı bir isim. Şehitlerin her biri bir güneşti; kendilerini feda ettiler, ama Türkiye’nin yolunu aydınlattılar. İkinci seçki de yine oldukça anlamlı bir temaya sahiptir ve Mülteciler konusuna ayrılmıştır. Türkiye 3 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yaparken, dünyanın ibretlik ilgisizliği karşısında bizim bu konuyu gündeme getirmeye hakkımız var. Avrupa’nın önemli şehirlerinde ana caddelerde kaldırımlar üzerinde yatan ve el uzatılmayan mülteciler görülüyor. Savaştan veya açlıktan kaçan göçmenlere ayrılan bölümün başlığı ‘Hiçbir Yerin İnsanları’ olacak. Bu büyük insanlık dramına hem filmlerle ilgi çekeceğiz hem de sanatçılar bu konuda sanatçı duyarlılıklarını ortaya koyacaklar” dedi.
“Emel Sayın’a yaşam boyu başarı ödülü”
Her iki anlamlı seçki için komiteye özel olarak teşekkür eden Türel, “Festivalin merak edilen bir konusu özel ödüllerdir. Altın Portakal Emek Ödülleri bir zamanlar sinemanın olmazsa olmazları arasında yer alan, ancak her daim gölgede kalmış olan dublaj sanatçıları Altan Karındaş ile Toron Karacaoğlu’nun olacak. Altın Portakal Onur Ödülü’nü bu yıl, Yeşilçam’ın en önemli isimlerinden Yönetmen Feyzi Tuna ile yine hepimizin yakından tanıdığı usta oyuncu Yılmaz Gruda’ya takdim edeceğiz. Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü ise Allah vergisi sesini, beyazperdedeki oyunculuk başarısıyla birleştiren, bir dönem Yeşilçam’ın unutulmaz yıldızları arasında her zaman baş köşede yer alan Emel Sayın’a takdim ediyoruz. İnanıyorum ki, bu ödül hem sinema hem müzik sever milyonlarca Emel Sayın hayranını çok mutlu edecektir” diye konuştu.
“Ünlü aktör Gerard Depardieu’nün katılacağını duyurduk”
Altın Portakal’da iki önemli uzun vadeli büyük hedefinin bulunduğunu vurgulayan Türel, “Birisi Altın Portakalı yerelden veya ulusaldan, uluslararası, hatta küresel bir boyuta yükseltmektir. Yabancı sinemacıların katılımı, uluslararası yarışma bu çerçevede her yıl ağırlık kazanmaktadır. Bu yıl Festivale ünlü aktör Gerard Depardieu’nün katılacağını duyurduk. Diğer isimleri de önümüzdeki günlerde birer birer açıklayacağız. İkinci büyük hedefim de Antalya’nın bir sinema endüstrisi şehri olmasıdır. Bunun için Antalya Film Destek Fonu yarışmasını başlatmıştık. Tamamen veya kısmen Antalya’da çekilen filmler bu yarışmaya giriyor ve kazanana 100 bin TL ödül veriyoruz. Nitekim bu yarışmaya da 40 senaryo başvurmuştur. Yani sinemacılar da sözümüze güvenmektedir” ifadesini kullandı.
“Yeniliklerimizin Antalya’ya film endüstrisini çekmesi zaman alacaktır”
Bu yıl bu kapsamda önemli bir yenilik yaptıklarını FILM TMR (Film Talent Marketing Rounds) ismiyle sinema profesyonelleri için networking, iletişim ve pazarlama platformunu başlattıklarını söyleyen Türel, “Tabiki, Film forumu, film destek fonu gibi yeniliklerimizin Antalya’ya film endüstrisini çekmesi zaman alacaktır. Bu tür adımlar uzun soluklu adımlardır. Ama şu üç senedeki ilerleme bile bize çok doğru bir yönde doğru insanlarla ve doğru adımlarla yürüdüğümüzü göstermektedir. Antalya’nın bu organizasyonlarla film şehri haline gelmesini biliyorsunuz daha öncede basında kısmen yer aldı. Antalya’da gerçekleştireceğimiz Uluslararası nitelikte film platoları ile taçlandıracağız. Yani Hollywood da çekilmesi gereken bir filmin Antalya’da da aynı şartlarda çekilebileceği alt yapıyı Antalya’da hazırlıyoruz. Bunun projeleri son aşamaya geldi ve zannediyorum bu sene içerisinde Hollywood’u Antalya’da misafir edecek projenin ihalesini yaparak inşaatına başlamış olacağız” dedi.
“Güneş ışığının açısının film çekimi için en uygun olduğu iki şehir birisi Los Angeles, birisi Antalya”
Türel sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu sene mottomuz ‘Sinemanın ışığı Antalya’dan yükselir’ bu kendiliğinden ortaya çıkmadı. Çünkü bu kadar önemli sinema endüstrisinin üstatları arasında, önemli aktörleri arasında, sanatçıları arasında benim konuda teknik bir söz söylemeye haddim olmadığını biliyorum. Ama bize bu ilk kez iletildiğinde açıkçası ‘Hadi canım bu kadar da değildir’ demiştim. O da şuydu. Dünya’da güneş ışığının açısının film çekimi için en uygun olduğu iki şehir birisi Los Angeles, birisi Antalya. Bunu bize bu işin uzmanları ilettiğinde bende ‘Hadi canım sende’ demiştim. Ama sonradan bu işin hem üniversite düzeyinde hem de uzmanlarınca yapılan çalışmalarında doğru olduğu teyit edilince bize bizde bu sene ‘Sinemanın ışığı Antalya’dan yükselir’ mottosuyla film festivalimizi önemli bir yolculuğa çıkarttık. Böylelikle Antalya’yı her yönüyle bir sinema şehri haline dönüştürme gayemize bu uzun soluklu hedefe adım adım ilerliyoruz.”
Antalya’da bir ilk daha: Festival merkezi ve festival yolu
53. Uluslararası Antalya Film Festivali, 8 gün boyunca büyük küçük, genç yaşlı tüm sinemaseverleri Antalya’da buluşturmaya hazırlanırken, Cam Piramit’le Antalya Kültür Merkezi arasındaki Kral Yolu’nu Festival Yolu’na dönüştürüyor. Bu yıldan itibaren Cam Piramit, her festival döneminde sektör için devasa bir festival merkezine dönüştürülecek. Gündüz 12.00 ile gece 00.00 saatleri arasında açık olacak Festival Yolu’nda ise Antalyalılar her gün başka eğlenceli sürprizlerle karşılaşacak. Söyleşiler, yerli ve yabancı yıldızlarla imza saatleri, her akşam farklı bir grubun katılımıyla gerçekleşecek müzik dinletileri, atölyeler, sergiler, sosyal sorumluluk standları, loungelar, ürün satış noktalarının da bulunduğu alan, sinema salonlarıyla birlikte festivalin en hareketli buluşma noktalarından birisi olacak.