Karadeniz Teknik Üniversitesi Hastanesi’nde görev yapan bir hizmetlinin radyasyona maruz kaldığı gerekçesiyle açtığı davada Danıştay’ın “yıpranma” hakkı tanıması, bu konuda adım atılmasını bekleyen sağlık çalışanlarını umutlandırdı
Emekli Sandığı Kanunu ve Sosyal Güvenlik Kanunu uyarınca, tehlikeli ve yıpratıcı mesleklerde çalışanlar için “yıpranma” hakkı tanınıyor.
Bu mesleklerde, çalışılan sürelere ilave yapılarak çalışanların daha erken emekli olmaları sağlanıyor. sağlık çalışanları da yıpranma hakkından yararlanmak için uzun süredir mücadele ediyor.
Habertürk gazetesinin haberine göre, Karadeniz Teknik Üniversitesi Hastanesi’nde görev yapan Türk Sağlık- Sen üyesi bir hizmetli, ameliyathanede üroloji bölümünde kullanılan “skopi” cihazından kaynaklı radyasyona maruz kaldığını belirterek dava açtı.
Hizmetli, 2005 yılından beri ameliyathanede çalıştığını belirterek o tarihten itibaren yıpranma payı verilmesi için yaptığı başvurunun hastane yönetimince kabul edilmemesi üzerine hakkını mahkemede aradı.
Hastane, davacının radyasyon görevlisi sayılamayacağını, gün içinde aralıklarla sadece yarım saat radyasyona maruz kaldığını savundu. Trabzon İdare Mahkemesi, hastanenin bu savunmasına dayanarak talebi reddetti.
“Yasanın amacına uygun örnek”
Temyiz üzerine dosyayı görüşen Danıştay 11. Dairesi, davacıyı haklı buldu. Danıştay kararında, Emekli Sandığı Kanunu’nda “Mesleği gereği röntgen, radyum ve benzeri iyonizan radyasyonlarla ilgili bilfiil çalışan tabip, teknisyen, sağlık memuru, radyasyon fizikçisi, teknisyeni ve iyonizan radyasyonla bilfiil çalışan bilumum personel ve yardımcılarının, mesleği icabı bu radyasyon laboratuvarlarında geçen hizmet sürelerinin her yılına 3 ay fiili hizmet süresi zammı verileceğinin” öngörüldüğü vurgulandı.
Kararda, çalışanların fiilen yürütmekle görevlendirildikleri işler nedeniyle sağlıklarının riske maruz kalması durumunda yıpranma payından yararlandırılmalarının yasanın amacına uygun olduğu ifade edildi.
Bu durumda davacının radyasyonlu ortamdaki çalışmaları dikkate alınarak her 360 günlük çalışmaya 90 gün yıpranma hakkı verilecek ve daha erken emekli olması sağlanacak. 2014’te hazırlanan yasa taslağında sadece nöbet tutulan günlerin yıpranma hesabında dikkate alınmasının öngörülmesi, sağlık çalışanlarında hayal kırıklığı yaratmıştı.
En çok yeraltı işçileri yıpranıyor
360 gün fiili çalışma karşılığı elde edilen ilave süreler, mesleklere göre şöyle:
60 GÜN: Kurşun ve arsenik işleri, cam fabrikası ve atölyeleri, çimento fabrikaları, kok fabrikalarıyla termik santrallar, alüminyum fabrikaları, döküm fabrikaları, su altındaki işler, itfaiye ve yangın söndürme işlerinde çalışanlar.
90 GÜN: Cıva üretimi işleri, demir ve çelik fabrikaları, asit üretimi yapan fabrika ve atölyeler, radyoaktif ve radyoiyonizan maddelerle yapılan işler, Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Genel Müdürlüğü, Milli İstihbarat Teşkilatı mensupları, basın ve gazetecilik mesleğinde çalışanlar, milletvekilleri.
180 GÜN: Maden ocakları, kanalizasyon ve tünel yapımı gibi yeraltı işlerinde çalışanlar.
Yıpranmak için en az 10 yıl çalışmak gerekli
Yıpranma hakkından yararlanabilmek için güvenlik görevlilerinin en az 1800 gün (5 yıl), diğer çalışanların ise 3600 gün (10 yıl) yasa kapsamındaki işlerde çalışmaları gerekiyor. Milletvekilleri, yıpranma konusunda da bazı kolaylıklardan yararlanıyor. Onların yıpranma hakkı elde edebilmek için on yıl çalışmaları gerekmiyor. Üç yılı aşmamak üzere çalışma sürelerinin tamamı erken emeklilik hakkı veriyor. Örneğin sadece bir dönem (4 yıl) görev yapan milletvekili, normalden 3 yıl erken emekli olabiliyor.