Yaşam

4 kardeşi 'aşırı anne sevgisi' ölüme götürmüş

Kahramanmaraş’ta yaşları 22 ile 33 arasındaki 2’si kız 4 kardeşin, babalarına ait bağevinin farklı odalarında...

23 Nisan 2011 03:00
T24 - Kahramanmaraş’ta yaşları 22 ile 33 arasındaki 2’si kız 4 kardeşin, babalarına ait bağevinin farklı odalarında iple tavana asılı cesetleri bulundu. Annelerinin ölümünün ardından yetişkin 4 kardeşin birlikte intihar etmesinin ardından "Anneye hastalık derecesinde düşkünlük" çıktı. 



Sosyal çevreleri olmayıp, avukat babaları ile de bağları kopuk olan, hayatta tek bağları olarak anneleri Neyran Sağocak'ı gören 4 kardeşin, "O ölürse biz de ölürüz" düşüncesiyle hayatlarına son verdiği, annelerinin ölümünden sonra 2 kez daha toplu intihar girişiminde bulundukları ortaya çıktı.

Türkiye'yi sarsan 4 kardeşin toplu intiharı dün akşam Kahramanmaraş'ın merkeze bağlı Dereli Köyü Alıçsekisi mevkiindeki bağevinde meydana geldi. İddiaya göre, bu hazin öykü şöyle yaşandı:Kentin tanınmış simalarından Kahramanmaraş Barosu'na üye 64 yaşındaki Av. Necdet Sağocak ile ikinci evliliğini yapan 63 yaşındaki heykeltıraş Neyran Sağocak'ın bu evlilikten 2'si kız 4 çocukları oldu.

Daha önceki evliliğinden de 2 çocuğu bulunan Neyran Sağocak ile eşi Necdet Sağocak, tarih, felsefe ve mitolojiye düşkünlükleri nedeniyle çocuklarına Raden, Beraris, Rulin ve Sajen adlarını verdiler. Sosyal çevreden uzak büyüyen ve hayatta tek bağları anneleri olan 4 kardeşten Beraris ile Raden üniversite eğitimi aldı. Diğerleri de üniversiteye hazırlanırken geçtiğimiz ocak ayında astıma bağlı nefes darlığı rahatsızlığı nedeniyle fenalaşan anneleri Neyran Sağocak, tedavi için İstanbul'a götürüldü. 5 ayrı hastanede kontrol edilen Neyran Sağocak, tedavisi için İstanbul'da kaldı, çocukları da İstanbul'a gidip annelerini yalnız bırakmadı. Annelerinin durumunun ağır olmasından etkilenen 31 yaşındaki Raden, 26 yaşındaki Beraris ile kız kardeşleri 30 yaşındaki Rulin ve 27 yaşındaki Sajen Sağocak, iletişimleri zayıf olduğu babalarına "Annemiz ölürse biz de ölürüz" dedi. Hastalık derecesinde düşkün oldukları annelerinin rahatsızlığının artması üzerine psikolojileri bozulan 4 kardeş, 15 Nisan'da annelerinin ölümüyle yıkıldı. Neyran Sağocak'ın ailesinin İstanbul'da yaşaması nedeniyle cenazesi de Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verildi.


İlk intihar girişimi İstanbul'da

Hayattaki tek varlıklarını kaybeden 4 kardeş, annelerini toprağa verdikten sonra aynı gün, İstanbul'da konakladıkları otel odasında alkolle birlikte çok sayıda uyku ilacı içti. Yaklaşık 10 saat sonra uyanan 4 kardeş, gittikleri ormanlık alanda da intihar etmek isteyince annelerinin ilk eşinden olan üvey ablaları Berja tarafından ikna edildi. Gelişmelerden haberdar edilen baba Necdet Sağocak, tanıdık bir psikolog ile görüşerek ne yapması gerektiğini sordu. Psikolog tavsiyesi ile sakinleştirici ilaç alıp, çocuklarının içtiği kolalı içeceklere attı. İlaçların etkisiyle sık sık uyuyan çocuklar, birkaç gün sonra bu durumu fark edince babalarının verdiği içecekleri içmemeye başladı. Cenaze işlemleri tamamlandıktan sonra 4 kardeş, babaları ile birlikte Kahramanmaraş'a döndü, ancak, çocukların "Bu evde annemizin hatırası var burada kalamayız" sözü üzerine aile, girişinde aslan heykeli olan bağ evine yerleşti. Baba Necdet Sağocak, çocuklarının intihar eğilimi nedeniyle evdeki ruhsatlı tabancayı gizleyip, intihar edebilecekleri malzemeleri de ortadan kaldırdı. Baba Sağocak, işte olduğu sırada sık sık bağ evinin bekçisi Hayri Tepebaşılı'dan çocuklarını takip ettirip durumlarını sordu, olay günü de çocuklarından birinin cep telefonuna "İntihar ederseniz işte o zaman anneniz ölür" diye mesaj attı.



O günün son mesajı


Bu mesaja öfkelendiği anlaşılan 4 kardeşin 3'ü cep telefonlarını kırıp, attı. Dün akşam üzeri bağevinde yemek yiyen 4 kardeş, bağ evine birlikte geldikleri Beraris'e ait 34 BER 49 plakalı otomobilin kapılarını açıp yüksek sesle müzik dinlemeye başladı, ardından 4 kardeşten kız olan Sajen, evin arka tarafında bulunan kulübede, erkek olan Beraris, evin giriş bölümündeki holde, İstanbul Beykoz'da kısa dönem askerlik yapıp, annesinin ölümü nedeniyle izin alan Raden evin sağ tarafında bulunan küçük kulübede ve kız olan Rulin de evin girişinde iple kendini astı. Bu arada baba Necdet Sağocak, görevli Hayri Tepebaşılı'yı arayarak çocukları kontrol etmesini istedi.

Eve gelen Tepebaşılı, girişte ilk cesedi ardından da diğerlerini görünce şoka girdi ve durumu önce jandarmaya, sonra babaya bildirdi. Olay yerine gelen jandarma ve polis ekiplerinin yaptığı incelemenin ardından 4 kardeşin cesetleri Kahramanmaraş Devlet Hastanesi morguna konuldu. Evde yapılan incelemede kardeşlerin evin ön kısmındaki terasta oturdukları, alkolsüz içecek içip çerez yedikleri ve çok çok miktarda sigara içtikleri dikkat çekti. Terasta ayrıca yere düşen sigara paketleri ile kırık soda şişeleri görüldü. Evin içinin da dağınık olduğu da gözden kaçmadı. Bağ evinin önünde park edilmiş, Beraris'e ait otomobilin içinde de yiyecek içecek artıkları bulunduğu görüldü.


Yan yana defnedildiler

Yapılan otopsinin ardından 4 kardeşin cenazeleri yakınlarına teslim edildi. Ulucami'de kılınan cenaze namazının ardından Şeyh Adil Mezarlığı'na götürülen cenazeler, yan yana açılan mezarlarda toprağa verildi. Baba Necdet Sağocak'ın katılmadığı cenaze töreninde, asker olan Raden Sağocak'ın cenazesini askerler taşıdı.




Baba: Annelerine çok düşkünlerdi

Yaşanabilecek en büyük acıyı yaşamakta olan 4 çocuğunun ölümüyle şok hali süren baba Necdet Sağocak, fenalaşınca dün gece özel bir hastaneye götürüldü. Burada sakinleştirici iğne yapılan baba tekrar evine döndü ve bugün sabah taziyeleri kabul etmeye başladı. Büyük şok yaşayan baba Sağocak, DHA'ya konuşurken, Sağlık durumunun iyi olmadığını, uzun konuşamayacağını, yaşamlarına son veren 4 çocuğunun anneleri Neyran'a aşırı bir ilgi ve bağlılıklarının bulunduğunu ve bu nedenle yaşamlarına son verdiklerini tahmin ettiğini söyledi. Eşi Neyran'ın yakınlarını ziyaret için gittiği İstanbul'da rahatsızlanması üzerine tedavi altına alındığını belirten Sağocak, "Eşim orada vefat etti. Kendisi oralı olduğu için İstanbul'da defnettik. Çocukların annelerine karşı aşırı bir ilgi ve bağlılıkları vardı. Vefat edince çok etkilendiler" dedi. Eşinin hastalığından itibaren çocuklarının da yaşamlarına son verebilecekleri şeklinde kendisinde bir intiba oluştuğunu ve bu nedenle kendileri ile daha yakından ilgilendiğini anlatan Sağocak şunları kaydetti:



"Eşim 15 Nisan'da vefat etti. Bizde cenazeyi defnettikten sonra otomobil ile Kahramanmaraş'a döndük. Çocuklar beni eve bıraktıktan sonra yeniden İstanbul'da gittiler. Sonradan geri geldiler. Daha sonradan öğrendiğime göre, İstanbul'da iken bir kez konyak içerisine uyku ilacı alarak uyumuşlar, ama bir şey olmamış. Daha sonra da bir ormanlık alana giderek orada intihar etmek istemişler. Üvey kız kardeşleri Berja kendilerine engel olmuş. Bunun üzerine de Kahramanmaraş'ta intihar etmeye karar vermişler.



Buraya geldiklerinde evde anneleri ile anıları olduklarını ve bu nedenle de olayın meydana geldiği bağ evinde kalmayı düşündüklerini söylediler. Ben de intihar fikrinden vazgeçerler iyi olur düşüncesi ile buna olumlu baktım. Orada bir çalışanımız da vardı. Ben de günlük olarak gidip geliyordum. İntihar fikrinde kararlı hale gelirler düşüncesi ile üstlerine fazla gitmedim ve bu işe polis filan karıştırmak istemedim. Hayli iyilerdi ve düzelmeye başlamışlardı. Kardeşlerin üzerinde Beraris'in büyük etkisi vardı. Cep telefonlarını kırdıkları için sadece bir telefonları vardı. Onlara, 'Eğer intihar ederek yaşamınıza son verirseniz anneniz asıl o zaman ölür' şeklinde mesaj atmıştım. Ama intihar ederek yaşamlarına son vermeleri beni hayli yıktı. Çocuklarımın intihar etmesinde Beraris'in etkisi olduğunu düşünüyorum. Çünkü onun hepsi üzerinde ikna edici gücü vardı. Tek pişmanlığım olaya polisi karıştırmamam. Polis olayın içine girerse intihar kararlarını pekiştirir diye düşündüm. Elimizden geleni yaptık. Ama bu uzun süreli bir şey. Benimle iletişimleri zayıftı. Hep annelerine yöneldiler, ben kendime çekmeye çalıştımsa da bunu hiç başaramadım. Benimle zaman zaman sadece Beraris ve Saje konuşurdu."


Komşuları: Kimseyle görüşmezlerdi

Bu arada ailenin kapı komşuları olayın şoku ile sarsıldıklarını belirtirken, adını vermeyen bir kadın komşusu, çocukların dünya ile ilişkisinin olmadığını söyledi. Neyran Sağocak'ın sadece kendisi ile görüştüğünü belirten komşu, "Neyran hanım tam bir İstanbul hanımefendisiydi. Çocukları ona karşı aşırı bağlı ve saygılıydı. Hiç bir zaman annelerine 'Sen' diye hitap etmemiştir. 'siz' diye hitap ederlerdi. Çocukların dünyada iletişim kurduğu tek insan anneleriydi. Şunu söyleyebilirim onların hayata tek bağları anneleriydi. Annelerini kaybetmek onlara zor geldi. Çünkü hayattaki tek bağlarını kaybettiler. BU olayda başka bir sosyal, ideoloji veya tarikat gibi bir bağ yok ve aranmamalı. Tek neden çocukların annelerine hastalık derecesinde düşkünlükleridir. Babaları da sosyal bir insan olmadığı için çocuklar onla da iletişim kurmazladır. Çocukları hemen hemen hiç görmezdik" dedi.

Av. Necdet Sağocak'ın birlikte çalıştığı meslektaşı Emine Ağaoğlu da, çocukların annelerine çok düşkün olduğunu belirterek, "Bunlar eğitimli çocuklar, ailelerine ve özellikle annelerine çok düşkündüler. Anneleri öldükten sonra da psikolojileri bozuldu. Biri bir karar verdiği zaman diğeri buna uyar. Çok üzgünüz, intiharlarda başka bir neden aramaya gerek yok. Çocukların annelerine aşırı düşkünlüğünden başka bir sorun yok" diye konuştu.


Annenin ikinci evliliği

İstanbul'da büyüyen ancak Osmaniye'nin Bahçe İlçesi nüfusuna kayıtlı olan anne Neyran Sağocak, İstanbul Kız Lisesi Resim Bölümü mezunu. İlk evliliğini 1971'de Kahramanmaraş'ın Türkoğlu ilçesi nüfusuna kayıtlı Hüseyin Derin ile yaptı. 1974'e kadar devam eden bu evlilikten çiftin 9 Ağustos 1971'de Seylan adını verdikleri bir kız çocuğu oldu. 3 Ağustos 1973'te dünyaya gelen diğer kızına da Berja adını veren Neyran Sağocak, 1974'te boşandı, 1978'de Necdet Sağocak ile evlendi. Adı 'akan nehir' anlamına gelen Neyran Sağocak, görsel sanatlar ve resim üzerine eğitim almış. Heykeltıraşlığını hobi olarak yapıyor. Ailesi İstanbul'da Müftüoğulları olarak biliniyor ve annesi Fatma Mevhibe Fettahoğlu da saygın bir kişilik olarak tanınıyordu. Fatma Mevhibe Fettahoğlu ise 1981 yılında öldü. Neyran Sağocak'ın ilk eşinden olan kızların da evli olduğu ve şu anda Kahramanmaraş'ta Necdet Sağocak'ın yanında bulunduğu öğrenildi.


Adlarının anlamı ne?

Özellikle ticari ve Sulh hukuk davalarına bakan ve yüksek ücret alan ve dini inancı zayıf olduğu ileri sürülen Necdet Sağocak, çocuklarına adlarını eski öz Türkçe'den yararlanarak verdiklerini söyledi. Çocuklarının nüfus kayıtlarını yaptırırken, adları konusunda memur ile uzun süre tartıştığını belirten Sağocak, "Siz kaydedin isimler Türkçe değil ise Cumhuriyet Savcısı dava açsın" diyerek işlem yaptırdığını anlattı. Sağocak, çocukların adlarının özel anlamlar taşıdığını belirterek, anlamları ve eğitim durumları hakkında şu bilgileri verdi:

Beraris Sağocam: Temiz kalp anlamını taşıyor. Kıbrıs Yakın Doğu Üniversitesi'nde bilgisayar ve elektronik eğitimi gördü. Çok iyi bilgisayar kullanıyor.

Raden Sağocak : Eski Mısır'da Adalet Tanrısı'nın adı. İktisat eğitimi aldı. İstanbul Beykoz'da askerlik görevini yapıyordu ve terhis olmasına iki ayı kalmıştı.

Rulin Sağocak : Değişim anlamını taşıyor. Resim eğitimi için son YGS'ye girdi.

Sajen Sağocak: Sa'sı Sağocak soyadından geliyor. Jen ise 'gen' anlamında olduğu için Sağocak ailesinin neslini devam ettirecek anlamında. Bolu Üniversitesi Kaynaşlı Meslek Yüksek Okulu'nda bina tasarımı bölümü öğrencisi.



4 kız kardeş toplu intihar etmişti


Kahramanmaraş'ta daha önce de buna benzer bir toplu intihar olayı yaşanmıştı. 3 Ekim 2009'da Binevler Semti'nde oturan 16 yaşlarındaki ikizler Ayşe ve Asiye ile ablası 23 yaşındaki Hamide ve 12 yaşındaki Emine Karaağaç, Kayseri Yolu üzerindeki Kılavuzlu Baraj Gölü'nde intihar etmişti. Sır perdesi aralanamayan olayda, görgü tanığının bulunmaması ve geride herhangi bir not bırakılmaması 4 kardeşin intihar ettiği görüşünü güçlendirmişti. Cesetlerin yanında çantaları bulunan, hepsi de siyah kıyafetli olan 4 kardeşten birini suya düştüğü diğerlerinin de onu kurtarmak için suya girmeleri nedeniyle boğulmuş olabileceği de savunulmuştu.