Eğitim

"Üniversiteler dünya insanı yetiştirmeli"

İSTANBUL, (DHA) - AVRASYA Üniversiteler Birliği (EURAS) Genel Başkanı ve İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr

03 Aralık 2018 14:09

İSTANBUL, (DHA) - AVRASYA Üniversiteler Birliği (EURAS) Genel Başkanı ve İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın, Pakistan’ın Lahor kentinde düzenlenen ‘Superior International Week’ bünyesinde gerçekleştirilen ‘Rektörler Konferansı’na ve ‘9’uncu Uluslararası Yönetim Araştırmaları Konferansı’na katıldı. Üniversiteler arası işbirliklerine vurgu yapan Dr. Mustafa Aydın, “Üniversitelerin dünya insanı yetiştirmesi şart” dedi.

EURAS Başkanı Dr. Mustafa Aydın, Pakistan’ın Lahor kentinde, Superior University Lahore tarafından düzenlenen ve Avrasya Üniversiteler Birliği (EURAS) tarafından desteklenen ‘Superior International Week’ etkinliği bünyesinde gerçekleştirilen ‘EURAS-Superior Rektörler Konferansı’ ve bu yıl ‘Birleşen Ekonomilerde Uluslararası İş Birlikleri’ temasıyla düzenlenen ‘9’uncu Uluslararası Yönetim Araştırmaları Konferansı’nda önemli açıklamalarda bulundu.

Dr. Mustafa Aydın ayrıca, Pakistan temasları kapsamında Lahor şehir turuna katıldıktan sonra Lahor National University of Arts ve University of Management and Technology üniversitelerine ziyarette bulundu ve Lahor National University of Arts ile bir ikili iş birliği anlaşması imzaladı.

“YEREL KALIRSAK GELECEĞİMİZ OLMAZ”

İlk olarak 28 Kasım’da düzenlenen Rektörler Konferansı’nın açılış konuşmasını gerçekleştiren Dr. Aydın, açıklamalarında üniversitelerin uluslararası iş birlikleri ve eğitim diplomasisinin altını çizdi. “Üniversiteler dünya insanı yetiştirmeli” diyen Dr. Aydın, “Üniversiteler olarak yerel kaldığımız müddetçe geleceğimiz olmaz. Dünya insanı yetiştirmemiz noktasında da üniversiteler arası iş birlikleri devreye giriyor. Üniversiteler hem yerelde hem de uluslararası arenada iş birliklerine ağırlık vermeli. Bunun boyutu da önemli değil. Bir tek öğrenciyi, bir tek akademisyeni bile bu iş birlikleri çerçevesinde yurt dışına göndermek, o üniversiteye artı değer katar. Muhakkak büyük ve sıralamalarda üst noktalardaki üniversitelerle iş birliği yapmak da şart değil. Dünya gözümüzün gördüğüyle sınırlı değil. Farkındalığın nerede olduğunu bilemeyiz. Farkındalığın boyutu ve çeşidi de sınırlandırılamaz” diye konuştu.

EURAS ETKİNLİKLERİNE DAVET ETTİ

EURAS’ın bu amaçlarla kurulduğunu ifade eden Dr. Aydın, “EURAS olarak üniversiteler arası iş birliğini ve eğitim diplomasisini geliştirmek amacıyla, paneller, kurslar, yaz okulları, kış okulları, konferanslar ve eğitimler gibi farkındalık yaratan birçok etkinliğe imza atıyoruz. Ben buradan tüm üniversiteleri EURAS’ın etkinliklerine katılmaya davet ediyorum” dedi.

Etkinlikler kapsamında ayrıca, programa katılan üniversitelere EURAS Academy çatısı altında uluslararasılaşma alanlarında eğitim verildi. Eğitim programı,  Pakistan’da uluslararası bir eğitim birliği tarafından düzenlenen ilk eğitim programı olma özelliği bakımından önem taşıyor.

“MÜKEMMELLİK DETAYLARDA GİZLİDİR”

Aynı gün Pakistan’ın en önemli haber kanallarından Neo News TV’de yayınlanan ‘Pakistan-ion ki Awaaz’ (Pakistan’ın Sesi) programına konuk olan Dr. Aydın, başarılarının sırlarını anlattı. İş hayatında takip ve kontrolden hiçbir şekilde taviz vermediğini ifade eden Dr. Aydın, “Burada performans, ölçülebilirlik ve hesap verebilirlik devreye giriyor. Kurumlarımız da böyle olmalı. Üniversitelerimiz, hatta liselerimiz de böyle olmalı. Başarımızın özeti işin takibidir. Ben her gece 03’te kalkarım. Detayları asla atlamam. Mükemmellik detaylarda gizlidir. Ekip çalışmasıyla yola devam ederim” diye konuştu.

Daha sonra 29 Kasım’da düzenlenen ‘9’uncu Uluslararası Yönetim Araştırmaları Konferansı’nda konuşan Dr. Aydın, burada ise üniversite-sanayi iş birliğine vurgu yaptı. Üniversitelerin araştırma-geliştirmeye aç, hevesli ve arzulu oluşumlar olduğuna dikkat çeken Dr. Mustafa Aydın, “Sanayimizden de aynı hevesi bekliyoruz. Yeni AR-GE çalışmalarında, teknoloji projelerinde ilk çaldığınız kapı üniversiteler olmalı. Üniversiteler sizlerin en yakın iş ortağınız olmalı, sanayinin geleceğe açılan kapısı olmalı” dedi.

“TEKNOLOJİ, SANAYİNİN EN GÜÇLÜ SİLAHIDIR”

Dr. Aydın, “Kısıtlı kaynaklarla, hızla değişen pazar şartlarında ve teknolojinin uluslararası pazarlarda yarattığı acımasız rekabette güçlü olmak zorundadırlar. Teknoloji, teknolojik gelişme ve teknolojik üstünlük, sanayinin rekabette en güçlü silahıdır, kalkanıdır. Teknolojilere daha çok egemen olan, onları daha etkin kullanabilme, daha hızlı yaygınlaştırabilme ve özellikle de daha üst düzeylerde yeniden üretebilme yeteneğine sahip bulunan ülkeler ve firmalar dünya pazarlarında rekabet üstünlüğüne sahip olacaklardır” ifadelerini kullandı.

“DERS PROGRAMLARI SANAYİYE DÖNÜK OLMALI”

Sanayi ve teknolojide dışa bağımlılığı yenmenin her ülke açısından önemli olduğunu, bunun için de sanayinin kendi teknolojisini üretebilmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Aydın, “Sanayinin kendi teknolojisini üretebilmesi için teknolojiyi üretebilecek bilgiye kolayca ulaşabilmesi gerekir. Bu da ancak bilim, emek, sermayenin birleşmesiyle ve bunu sağlayacak olan güçlü bir üniversite-sanayi işbirliği ile mümkündür. Üniversite ve sanayi arasında kurulan iyi bir iş birliği hem üniversitenin hem de sanayinin gelişmesine olanak sağlar. Bunun için, üniversite ders programlarının sanayiye dönük olması ve teorik bilgilerin pratiğe aktarılabilmesi gerekiyor” dedi.

‘ORTAK ARAŞTIRMA MERKEZLERİ’ ÖNERİSİ

Sürdürülebilir kalkınma ve güçlü bir ülke ekonomisi için üniversitelerin ve sanayi kuruluşlarının ortak kullanacağı araştırma merkezlerinin kurulmasının çok önemli olduğunu kaydeden Dr. Aydın, konuşmasını şöyle noktaladı:

“Bunlarla birlikte, çıkarılacak kanun ve yönetmeliklerle de sanayici, üniversite ile işbirliğine girmeye teşvik edilmelidir. Sanayicilerimiz üniversitelerimizin imkanlarından, akademik personelin ve öğrencilerin çalışmalarından, vizyonundan yararlanabilir. Daha da önemli olan nokta ise öğrencilerimize sanayicilerimiz tarafından sunulacak staj imkanlarıdır. Sanayicilerimiz kapılarını öğrencilere açmaları ve öğrencilerimizin de stajı bir zorunluluk olarak görmemesi gerekmektedir. Türkiye bu sistem için gerekli teknolojik ve fiziki altyapıya fazlasıyla sahiptir. Ancak unutmamak gerekir ki bu teknolojik ve fiziki alt yapı sadece modelleme ile ürüne dönüşerek fayda sağlayabilecektir. Bu süreçte özel teşebbüsü yönlendirmenin rolü büyüktür. Teknolojik gelişmelerin yaşandığı süreç içerisinde yapılan çalışmalar, eğitim kurumlarına da yansıtılmalı; dijital alt yapı ve mevcut becerilerin eğitimin içine sızması ivedilikle sağlanmalıdır.”