Politika

"Türkiye çok eksenli bir dış politika izliyor"

İSTANBUL, (DHA)- AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Eski Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türkiye’nin çok eksenli bir dış politika izlediğini söyleyerek, "Türkiye AB üyeliği için mücadele ediyor neden çünkü Avrupa’da to

29 Mart 2018 22:39

İSTANBUL, (DHA)- AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Eski Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türkiye’nin çok eksenli bir dış politika izlediğini söyleyerek, \"Türkiye AB üyeliği için mücadele ediyor neden çünkü Avrupa’da toprakları var, Avrupa ile ticaret yapıyor\" dedi.

İstanbul Aydın Üniversitesi’nde düzenlenen,\'Türkiye ve Gönül Coğrafyamız\' konulu konferansın açılış konuşmasını yapan İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın, “Trablusgarp, Yemen, Çanakkale ruhunu yeniden harekete geçirmemiz gerekiyor. Ülkemizin düşmanları, zayıf yanımızı birlikteliğimiz olarak görüyor ve oradan saldırıyor. Bu yüzden birliktelik ruhunu yeniden harekete geçirmeliyiz” diye konuştu.

\"ARAKANLI MÜSLÜMANLARIN ACISINI YAŞIYORUZ\"

“Gönül coğrafyamız, Balkanlar’ı, Kafkaslar’ı, Ortadoğu’yu, Kuzey Afrika’yı yani bir bakıma, Akdeniz Havzasını, Karadeniz Havzasını ve Basra körfezini, Hazar’ın ötesi dâhil olmak üzere kapsıyor” diyen Mehdi Eker, “Bu son bin yıllık tarihimizle ilişkili bir durum. Tüm ilişkilerimizin mekanizması bu sahada ama gönül coğrafyamız bunu da aşıyor. Çünkü sahip olduğumuz ve geliştirdiğimiz medeniyet tasavvuru evrenseldir. Düşünce kodlarımız yerli ama değerleri evrenseldir. Evrensel olduğu için de Myanmar’ın, Arakanlı Müslümanların acısını yaşıyoruz. Afrika’nın derinliklerindeki herhangi bir bölgedeki ya da Latin Amerika’daki, Asya’da, Uzak Doğu’daki acıları bu sebeple hissediyoruz” ifadelerini kullandı.

“AB’NİN ÇÖZÜM ÜRETEMEDİĞİNİ GÖRÜYORUZ” 

Dünyanın sıkıntılı bir süreçten geçtiğini söyleyen Eker şöyle devam etti:

\"Bu sıkıntılı süreç zaman zaman bölgesel sorunları yaratıyor ve etkisi itibariyle küresel gelişmeleri etkileyen, tetikleyen hadiseler vuku buluyor. Örneğin Karadeniz Havzası’nın kıyısında yer alan, Karadeniz’e kıyısı olan Avrupa Birliği’nin bir çözüm üretemediğini görüyoruz. AB bir sistem, büyük bir güç, 500 milyonun üzerinde nüfusu var, bütün batı medeniyetlerinin kodlarının teşkil edildiği, doğduğu, büyüdü bir güç ama oraya çözüm üretmekte çaresiz kalıyor.”

Avrupa Birliği’nin Bosna Hersek’te yaşanan zulümde ve Arap Baharı’nda da süreci yönetemediğini söyleyen Eker, “Daha 90’lı yıllarda, Avrupa’nın kalbinde, Balkanlar’da, soydaşlarımızın, dindaşlarımızın yaşadığı Bosna Hersek’te katliamlar, AB’nin gözleri önünde ve maalesef onların yönetiminde, askeri sorumluluğu aldığı bir dönemde yaşandı, AB orda da çaresiz kaldı. Doğu Akdeniz’de gerek İsrail’in yaptığı zulümler, gerek Yasemin Devrimi ile Kuzey Afrika’da başlayıp, halkın kendi kaderini tayin etme, yönetimlerini belirleme ve Arap Baharı diye nitelendirilen süreç Libya ve Mısır’ı kavurduğunda da ortaya çıkan kaosu engellemekte çaresizlik olduğunu görüyoruz” dedi.

“BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI BİTMEDİ DEVAM EDİYOR”

Eker, “Bugün Ortadoğu’da, Suriye’de, Irak’ta olan biteni nasıl yorumlamalıyız. Bunu tarihsel arka planıyla, kültürü, felsefesiyle daha iyi bir yere oturtursak geleceğini daha iyi görürüz. Son yüzyılda dünya iki savaşa tanık oldu. İlkine birinci diğerine ikinci dünya savaşı dediler. İkinci Dünya Savaşı Avrupa’nın kendi içinde olan bir mücadele ve savaştı. O savaş bitti, bir entegrasyon projesiydi, savaşan ülkeler bir daha savaşmamak için bir araya geldiler, sonuçta bugün merkezi Brüksel’de olan bir imparatorluk inşa ettiler. AB projesiyle savaş sona erdi. Birinci Dünya Savaşı’nı da Avrupalılar çıkardı fakat hedef üzerinde yaşadığımız coğrafya Osmanlı’ydı. Bir medeniyet tasavvuru olarak, üzerinde yaşadığımız coğrafya Birinci Dünya Savaşı’nın hedefindeydi ve bu savaş bitmedi maalesef. Filistin’de, Suriye’de, Irak’ta olup biten, Arap Yarımadası’ndan Körfez’e kadar olup biten her şey bize bunu söylüyor. Kendileri ihtilafa düştüğünde, problem yaşadığında reçete olarak birleşmeyi önerenler, bizim yaşadığımız coğrafyadaki ihtilafa, fragmantasyonu öneriyorlar, yani bölünme ve parçalanma. Bugün olan biten bu” şeklinde konuştu.

“BİRİLERİ ORTADOĞU’DA YANGIN ÇIKARIYOR”

Mehdi Eker, Ortadoğu’da yaşanan gelişmeleri şu sözlerle değerlendirdi,  “1923’te Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları Cumhuriyeti kurdular. Bir İmparatorluğun Enkazı üzerine bir ulus devlet kuruldu. Tarih ile bağını insanların koparması mümkün değildir. Coğrafya kaderdir. Sizin, ‘Etrafıma dokunmuyorum’, ‘karışmıyorum’ demenizle iş bitmiyor. Çünkü orası birilerinin hedefinde ve birileri oranın üzerine tezgâh kuruyor, birileri orayı karıştırmaya devam ediyor. Bir yangın çıkarıyor ve sıçrayan alevler gelip sizin saçaklarınızı tutuşturuyor.”

Türkiye’nin çok partili sisteme geçmesiyle, istikrarı yakaladığını ve her istikrarın darbe ile karşılandığını söyleyen Eker, “AK Parti, 150-160 yıllık bir tarihin tasavvurudur. Tarihi, yorum süzgecinden geçirerek, buna uygun bir program hazırladı. AK Parti’nin tüm seçimleri art arda kazanmasının ardındaki sır da bu dur. Sonra Türkiye’nin hafızası yerine geliyor, aslında bütün coğrafyanın bundan alacağı dersler var. Ortadoğu’da, Suriye’de, Irak’ta yaşanan işgal ve onun arkasındaki süreç, terör örgütlerinin devreye konması, terör örgütleri üzerinden haritanın yeniden şekillendirilmeye çalışılmasının arkasındaki sır da bu dur” dedi.

“TÜM TERÖR ÖRGÜTLERİ AYNI PRİZDEN ELEKTRİK ALIYOR”

Eker, “Ortadoğu’da şuan aktif olan ve hatta Türkiye’de FETÖ de dâhil olmak üzere tüm örgütlerin kablolarının bağlantılı olduğunu ve hepsinin kablolarının, aynı prizden elektrik aldığına inanıyorum. PKK da PYD de, DAEŞ de, FETÖ de. Ve hepsinin gayesi, vekâleten Ortadoğu Coğrafyasını, yeniden şekillendirmektir. Aracı birer kurumdurlar. Büyük fotoğrafı görmeden bunun hakikatine ermek çok kolay değil” ifadelerini kullandı “Bugün PKK ile mücadele edilebiliyorsa 30 yıl önce de yapılabilirdi ama 30 yıl önce mekanizmalar farklıydı” dedi.

“DAEŞ’İN İSLAM İLE HİÇBİR İLGİSİ YOK”

DAEŞ’in İslam düşmanı bir örgüt olduğunu belirten Mehdi Eker, “DAEŞ, İslam düşmanlığını, İslamafobiyi geliştirmek için kurulmuş bir terör örgütüdür. DAEŞ’in İslam ile hiçbir ilgisi yoktur. PKK da öyledir” diyen Eker, “Karanlık senaryolarda pişirilen hiçbir planın Kürtlerin, Arapların, Türkmenlerin asla hayrına değildir. PKK Afrin’deki insanların hayatına güzellikler katmak için orada değildir, kendi hegemonyasını kurmak için ordaydı ve PKK’lı olmayan herkese zulüm uyguladı” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE’NİN ÜYELİĞİ AB’Yİ ZENGİNLEŞTİRİR”

Türkiye’nin çok eksenli bir dış politika izlediğini söyleyen Eker, “Türkiye AB üyeliği için mücadele ediyor neden çünkü Avrupa’da toprakları var, Avrupa ile ticaret yapıyor. Avrupa’nın tüm evrensel değerleri bizim kendi değerlerimizdir, demokrasi, insan hakları bizim değerlerimizdir. Türkiye’nin AB ısrarının kendi için de küresel değerler için de önemi var. Türkiye AB’ye tam üye olursa, Türkiye’nin medeni değerleri, Avrupa’yı zenginleştirir. Avrupa’nın buna ihtiyacı var” dedi.

“Kendi sanayi sistemimizi kurmayı da ihmal etmiyoruz” diyen Eker, “İHA’lar, SİHA’lar üretiyoruz. Demek ki isteyince oluyormuş. Bütün mesele kararlılık ve istekmiş. Türkiye’nin hedef olmasının bir nedeni de bu liderliktir” ifadelerini kullandı. 

(FOTOĞRAF)