-"Olimpiyatlar İstanbul'a çok yakışacak" İSTANBUL (A.A) - 13.08.2011 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Şunu gönül rahatlığıyla söylüyorum ki olimpiyatlar İstanbul'a çok yakışacaktır. Belki de başka hiçbir kente yakışmadığı kadar yakışacaktır. Doğal güzellikleriyle, tarihi birikimiyle, insani ve kültürel zenginlikleriyle İstanbul bu fırsatı fazlasıyla hak ediyor'' dedi. 2012 Dünya Salon Atletizm Şampiyonası'nı düzenlemek için yaptırdıkları Olimpiyat Evi'nin yanı başında bulunan Ataköy'deki Atletizm Salonu'nun tamamlanmak üzere olduğunu ifade eden Erdoğan, içinde yüzme havuzları, veledromu, tenis kompleksleri ve tüm eksik kalan tesisleriyle bir olimpiyat parkı projesini, ''Aqua Center'' adıyla hayata geçirmeyi planladıklarını söyledi. Başbakan Erdoğan, işin yatırım yapmakla bitmediğini, bu tesislerde, bu ambiyansa yakışır organizasyonları da gerçekleştirmek gerektiğini, bu yatırımların ancak bu şekilde bir anlamı olacağını kaydetti. Son yıllarda bu konuda da oldukça başarılı sınavlardan geçtiklerini, çok güzel organizasyonlar gerçekleştirdiklerini, bunların hepsinin dev uluslararası organizasyonlar olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu çerçevede Türkiye 2005 Dünya Yaz Üniversite Oyunları ve 2011 Dünya Kış Üniversite Oyunları'nın örnek gösterebileceklerini belirtti. -Türkiye'de düzenlenecek şampiyonalar- Tereddüt etmeden bütün bunlar için gerçekten büyük yatırımlar yaptıklarını, hem de bu yatırımları tarihin en büyük ekonomik krizlerinden biri dünyayı kasıp kavururken yaptıklarını ve hiç hız kesmeden yapmaya da devam ettiklerini aktaran Erdoğan, bir ay sonra İstanbul'da Dünya Güreş Şampiyonası'nı düzenleyeceklerini bildirdi. Erdoğan, yine bu arada gerçekten çok çok önemsedikleri Dünya Kadınlar Tenis Şampiyonası'nı 3 yıl üst üste Türkiye'de düzenleneceğine işaret ederek, 2012 yılında Dünya Salon Atletizm Şampiyonası, Dünya Kısa Kulvar Yüzme Şampiyonası, Dünya Golf Şampiyonası'nın yine Türkiye'de gerçekleştirileceğini belirtti. 2013'te Akdeniz Oyunları, 2014'te Dünya Kadınlar Basketbol Şampiyonası gibi çok büyük ve önemli spor organizasyonlarının da ülke takviminde yerini almış durumda olduğunu vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Şu anda spora bu kadar büyük yatırımlar yapan, sportif portföyünü bu kadar dinamik bir şekilde geliştiren müstesna ülkelerden biriyiz. Türkiye, artık bir olimpiyat ülkesi değil de nedir, bunu da buradan bütün dünyaya soruyorum. Türkiye, olimpiyat sorumluluğu bizzat kendisine verildiği andan itibaren atacağı farklı adımlar olacaktır. Tevazu iyidir ve gereklidir, ancak bazı gerçekleri de mutlaka ifade etmek gerekir. Türkiye bugün her alanda olduğu gibi sporda da artık uluslararası arenada söz sahibi bir ülkedir. Bunun aksini söyleyen varsa, bilin ki gerçeklerden bihaberdir. Planlanan projeler, hayata geçirilen organizasyonlar, başarı odaklı nice çalışmalar ve adım adım gerçeğe dönüşen büyük hedefler. İşte Türkiye, işte İstanbul...'' -''Yarının hedeflerini kovalıyoruz''- Daha önceki adaylıklardan elde edilen tecrübelerin elbette çok önemli olduğuna işaret eden Erdoğan, ''Dünü biliyor, bugünü yaşıyor ve yarının hedeflerini kovalıyoruz. Hükümet olarak tüm imkanlarımızla bu dev projenin, bu güzel hayalin arkasındayız. Bildiğiniz gibi Türkiye geçmişte dört defa olimpiyat organizasyonu için talip oldu, ancak mutlu sona ulaşamadı'' şeklinde konuştu. Başbakan Erdoğan, bunlardan bir tanesinin belediye başkanlığı dönemine isabet ettiğini, diğerlerini başbakanlığı döneminde yaşadıklarını anımsatarak, ''Bu tablo bizim heyecanımızı kırmıyor, bu yolun uzun bir yol olduğunu biliyoruz. Geçmişte yaşadıklarımızdan dersler çıkardık, teşhislerimizi koyduk, hesabımızı bu minval üzere yaptık. Eksiklerimizi tamamlamış ve gerekli kriterleri yerine getirmiş durumdayız. Artık maketlerle konuşmuyoruz, gerçeklerle masaya oturuyoruz'' dedi. -Soruları yanıtladı- Erdoğan, İstanbul'un 2020 Olimpiyat Oyunları'na adaylığını açıkladığı basın toplantısında gazetecilerin ve katılımcıların sorularını yanıtladı. Bir soru üzerine Erdoğan, olimpiyatlarla ilgili gerek alt, gerek üst yapıda yapılması gereken birçok yatırım söz konusu olduğunu belirterek, 1990'lı yıllarda İstanbul'un birçok eksiği bulunduğunu ama artık İstanbul'un bu eksikliklerini büyük ölçüde gidermiş bir şehir olduğunu söyledi. Sadece ulusal bazda değil, özellikle uluslararası bazda, bunun yanında kamplar noktasında ve gelen uluslararası misafirlerin yerleşim durumları hususunda İstanbul'un çok ciddi bir kapasiteye ulaştığını kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu: ''Burada misafirlerimizi rahatlıkla ağırlayabileceğimiz gayet lüks imkanlara sahibiz ve bunlar dünya standartlarının üstünde. Bu havza artık İstanbul'da olimpiyatların ağırlıklı merkezi halindeki yerlere yakın merkezler. Bütün bunların yanında gerek lastikli, gerek raylı sistemler gerçekleşmiş vaziyette. Alt yapı bu noktada zaten şu anda hazır diyebileceğimiz konumdadır. Üst yapı itibariyle de şu andaki eksikliklerimiz süratle ve rahatlıkla bitirebileceğimiz yatırımlardır. Bunlar bizim için artık bir sorun oluşturmuyor, makette de bunları göstermemize gerek yok, belirlenecek başlıklar rahat rahat bitirilip, uygulamaya geçilebilir.'' -''Stadlarımız dünya standartlarında ve hatta üzerinde''- Başbakan Erdoğan, ''Türkiye'nin önceki müracaatları ile kıyaslandığında, geçmiş yıllara oranla elinin daha güçlü olduğunu söylemek mümkün mü? Uluslararası Olimpiyat Komitesi'ne desteğinizi bildirdiniz mi?'' şeklindeki soru üzerine de İstanbul'un şu anda geçmiş yıllarla mukayese edildiğinde, mukayesesi kabil olmayan imkanlara sahip olduğunu ve diğer şehirlerin de olimpiyat organizasyonuna sahip olduğunu anlattı. Hangi branşlar olursa olsun, olan birkaç eksiğin de rahatlıkla ve süratle giderebilecek imkana sahip olunduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu: ''Sadece İstanbul'da Türk Telekom Arena'yı, Olimpiyat Stadı'nı, Şükrü Saracoğlu Stadı'nı alın, bunlar dünya standartlarında hatta standartların üzerinde... Bugün Türk Telekom Arena'yı, Avrupa'nın hiçbir ülkesinde bulamazsınız. Bizim olimpiyat stadımızın sadece açık tribünler hariç, onları şu anda planlamamız içine aldık, onları kapalı tribüne çevirdiğimiz anda alt donanımı itibariyle Olimpiyat Stadyumu da dünya standartlarının üstünde bir staddır, açık tribünler hariç. Orayı kapattığımız anda bu iş de bitmiştir. Çevrede yapılacak düzenlemelerle, yeni tesis ilaveleriyle bir merkezde bunu toplama şansını yakalamış oluyoruz. Atletizmle ilgili kapalı salon yanı başımızda yapılıyor. Aynı zamanda tenis birliği noktasındaki sıkıntıyı aşıyoruz. Tenis kortlarını yoğun bir şekilde çoğaltmış olacağız ve diğer branşlarda da eksik neredeyse bunu rahatlıkla giderebilecek konumdayız. Bu fark 1990'lı yıllarla mukayese edildiğinde istisnasız bir durumda olan Türkiye var. Olimpiyatlarda en önemli konu ulaşım. Ulaşım noktasında da raylı sistem, bu merkezlere kadar geliyor. 2 yıl içinde raylı sistem noktasında sıkıntılarımızı tamamen gidermiş oluyoruz. Metro noktasına çok ciddi bir konuma geliyoruz. Metro, hafif metroyu bu yollarla buraya getirmiş olacağız ki, toplu taşıma noktasında da sıkıntıları gidermiş oluyoruz. Aynı şekilde zaten farklı uygulamalardan bir tanesi olan metrobüs sistemi toplu taşıma büyük rahatlık getiriyor. Avrupa-Asya yakası olarak bakıldığında diğer taraftan deniz ulaşımı da İstanbul'un en önemli zenginliklerinden bir tanesi. Uluslararasında da havaalanı yanıbaşımızda. O da ayrı bir zenginlik katıyor. 2023 hedeflerimiz içinde diğer yapacağımız 60 milyon kapasiteli havalimanı ile birlikte buna çok daha farklı bir zenginlik katacağız ve orada da ayrıca spor tesislerimiz yapılmış olacak.'' Başbakan Erdoğan, hükümet desteği olmadan bu işlerin olmayacağını belirterek, bunlarla ilgili İzmir ve Trabzon'da olduğu gibi özel kanun çıkardıklarını ve özel kanunla da bu konuda yetkilendirme yaptıklarını söyledi. Erdoğan, burada da aynı şekilde gerek ihale, gerekse yatırımların süratle yapımı konusunda gecikme olmasın diye özel kanun çıkarmak suretiyle yetkilendirmeleri yapacaklarını bildirdi. -Dünyada başka ülke mi yok? Bir katılımcının, ''Rakiplerle karşılaştırıldığında İstanbul'un olimpiyatlara ne gibi yeni bir özellik katabileceğini düşünüyorsunuz?'' sorusu üzerine Erdoğan, 2020'ye kadar olan tüm olimpiyatlardaki gelişmeleri yakından takip ettiklerini, bunun geçmişle mukayesesini yaparak bu gelişmeleri kendi projelerine nasıl aktaracaklarını müzakere edeceklerini, bunların en önemli veriler olacağını söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şöyle konuştu: ''Bütün bu verileri yapacağımız yatırımlara katmak suretiyle işin fiziksel boyutunu oluşturmuş olacağız. İşin fiziki boyutundan öte buradaki en önemli konu şu; bugüne kadar olimpiyatlar nerede yapıldı? Hangi ülkelerde yapıldı? Bu çok önemli. Bilindiği gibi bir kez olimpiyat verilen ülkeye ikinci kez olimpiyat verildiğine şahit olduk. Bunlar adil yaklaşım tarzları değil. Aslında bu konuda bir olimpiyatın verildiği ülkeye ikinci kez olimpiyat oyunlarını vermek, dünyanın bir kısır döngü içinde döndüğünün ifadesi midir? Bu akla geliyor. Dünyada başka ülke mi yok, bunu yapabilecek ülke mi yok? Niçin aynı ülkeye vermek durumunda kalıyoruz? Bunlar işin yaklaşım tarzlarını gerçekten düşündürüyor ve bunların olmaması gerektiğini biliyoruz. Biz olimpiyat denince hoşgörü ve barışı anlıyoruz. Öyleyse bu barışı, hoşgörüyü, yani olimpiyat meşalesinin çok farklı ülkelerden farklı kıtalara yansımasını hep birlikte başarmamız, sağlamamız gerekir diye düşünüyorum. Bu anlayışın özellikle güncellenmesini o fiziki yapıdan daha önde görüyorum. Önce bu olmalı, bundan sonra bu işin fiziki altyapısı oluşturulmalıdır diye düşünüyorum. Türkiye bunun ikisine de her şeyden önce psikolojik olarak hazır durumdadır.'' -''Bir barış neslini hazırlamak gerekiyor''- Başbakan Erdoğan, ''2020 Avrupa Futbol Şampiyonası yerine olimpiyatlar yönünde bir tercih mi yapıldı?'' sorusunu, ''Ben tabii 2020'deki olimpiyat oyunları veya Avrupa Futbol Şampiyonası mı, bunların mukayesesini yapmıyorum. Yani birinden vazgeçip, birini yapmak, her ikisi farklı şeyler. Biz orada da adaylığımızı sürdürürüz, olimpiyat oyunlarında da adaylığımızı sürdürürüz. Buradan hangisi Türkiye'ye verilir ya da verilecek, onu bilemem. Bir başbakan olarak her ikisini de yapmaya hazır ülke olduğumuzu rahatlıkla söyleyebilirim'' diye yanıtladı. ''Olimpiyatlar sadece sportif alanlar ya da tesislerden ibaret değil. Aynı zamanda seyirciye de ihtiyaç var. Bu noktada hükümet olarak bir programınız var mı?'' sorusu üzerine Erdoğan, böyle bir nesli hazırlamanın fiziki imkanlarla da doğru orantılı olduğunu belirterek, şöyle devam etti: ''Bir hoşgörü neslini, futbolda hep kullanırız 'fair play, fair play' diye, bunu büyük ölçüde henüz başarabilmiş değiliz, bir barış neslini hazırlamak gerekiyor. Bunu hazırlamak da eğitimden geçiyor. Türkiye'nin 2020'ye kadar olan sürecine bakıldığında, 81 vilayetin tamamına üniversite açan bir Türkiye var. Bunu açarken 9 yıl içinde 163 bin derslik inşa eden bir Türkiye var. Artık ilköğretimde, ortaöğretimde, okul öncesinde eğitim oranını yükseklere çıkaran bir Türkiye var. Böyle bir Türkiye, bir olimpiyat anlayışını, ahlakını da genç kuşaklara verebilme iradesini ortaya koymuş demektir. Şu anda 2011 yılındayız ve 2020'ye 9 yıl var. Ustalık dönemimizde gençlik artık Gençlik ve Spor Bakanlığı adı altında yürütülmeli ve bunu bir bakanlık adı altında topladık. Bakanlık bunu hedefleyerek, gençliği çok farklı bir şekilde eğitecek. Yatırımlarımız hükümetten iane olarak değil, icracı bir bakanlık olmak suretiyle milli bütçeden gerekli paylar ayrılacak. Bu yatırımlarla beraber gerek Gençlik ve Spor Bakanlığı gerek Milli Eğitim Bakanlığı gerekse Kültür ve Turizm Bakanlığı ile dayanışma içinde inşallah geleceğe çok daha güçlü bir şekilde neslimizi hazırlayacağız.'' -Kararı aldıktan sonra yatırımlara gireceğiz Bir gazetecinin, Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) Başkanı Jacques Rogge'nin İstanbul'un adaylığını desteklediğini anımsatarak, ''2020 Avrupa Futbol Şampiyonası'ndan önceliği olimpiyatlara vermenizde Rogge'nin bu çağrısı da etkili oldu mu?'' sorusunu, şöyle yanıtladı: ''Olimpiyatlar noktasında yapılan açıklamanın tabii ki bizim bu kararı vermemizde etkisi vardır. Bu sizi de psikolojik olarak oraya hazırlıyor. Bu destekler de olmayınca 'Bu yatırımlarla artık daha rahat bir zeminde girebiliriz' dersiniz, ama böyle bir şeyin ışıklarını gördüğünüz zaman çok daha süratle bu yatırımların içine girmek durumundasınız. Türkiye zaten bu konularda yeterli bir deneyime sahip olduğu için inşallah 2020'nin bize verilmesine yönelik kararın verileceği döneme kadar yine biz çalışmalarımızı yapacağız. Kararı aldıktan sonra hızlanarak yatırımlara gireceğiz. Her şeyden önce artık Türkiye'de spor bilinci geçmiş yıllarla mukayese edilemeyecek derecede oluşmuştur. Ama biz artık olimpiyatlarda madalyalara koşacak sporcularımızı da şu anda çok daha hızlı bir şekilde yetiştirmenin gayreti içindeyiz, bunun da adımlarını atacağız.'' Başbakan Erdoğan, bir başka soru üzerine, bugüne kadar bu tür organizasyonları bizzat arkadaşlarıyla takip ettiğini, bundan sonraki süreçte de bizzat içinde yer alacağını vurguladı. Erdoğan, şöyle konuştu: ''Zaten bu işi bir başbakan, bir cumhurbaşkanı düzeyinde takip etmezseniz, bu da gerçekten karşı taraftan da alıcı bulmuyor. Bu, değer verdiğinizin ifadesi oluyor. Hatta hatta bu işe ne kadar bütçe ayırıyorsunuz, bunlar soruluyor. 'Biz bu işe şu kadar bütçe ayırdık' dediğiniz zaman farklı bir şekilde ele alınıyor. Mesela Mersin'de Akdeniz Oyunları'nı aldık. Akdeniz Oyunları bizim değildi, Yunanistan'ındı. Yunanistan ekonomik imkansızlık nedeniyle bıraktı. Sonra Türkiye, İspanya ve Libya kaldı. İspanya ve Libya 'biz bu işi yapabiliriz' iradesini ortaya koyamayınca biz zaten orada devredeydik, 'Biz hazırız, yapabiliriz' iradesini koyunca, organizasyon komitesi Türkiye'ye verilmesini kabul etti. 2013'ü bu kadar kısa zamanda hazırlayacağız, bitireceğiz. Böylece hem Mersin ciddi yatırımlar kazanmış olacak hem de Türkiye, Akdeniz Olimpiyatları gibi bir organizasyonu yapmış olacak. Bunlar hep bize deneyim kazandırıyor.'' -''Bütçe sıkıntısı yok''- İnşa edilecek tüm tesislerin çalışmalarının yapılması ve bütçenin hazırlanması gerektiğini belirten Erdoğan, şu anda bir bütçe açıklamasının mümkün olmadığını söyledi. Bu konuda kararlılıkları olduğunu, Türkiye'ye olimpiyatlar verilecek mi, verilmeyecek mi bunun tartışıldığını ifade eden Erdoğan, bir yola girdiklerini, maket üzerinden konuşmadıklarını anlattı. Erdoğan, ''Şu anda bizim bir olimpiyatı düzenleyebilecek ülke olduğumuzun işaretleri var, işaret fişekleri var. Türkiye, olimpiyatın ruhunu yakalamış bir ülke. Psikolojik olarak yakalamış ve fiziki olarak da buna hazır bir ülke. İstanbul, ciddi çekim merkezi haline geldi. Bütçe konusunda herhangi bir sıkıntı söz konusu değil, çalışmalar yapıldıktan sonra ne gerekiyorsa yatırım olarak yerine getirilecek ve ona göre bütçe ayrılacaktır'' dedi. İstanbul'a yaptıkları yatırımları sayan Erdoğan, ''Bunların arasında bu yatırım bizim için leblebi çekirdek. Olay bu kadar basit'' diye konuştu. -''Teröre karşı ortak mücadele platformu''- İspanya ile birlikte başlattıkları Medeniyetler İttifakının amacının dünyada barışa, medeniyetlerin ittifakına katkıda bulunmak, dünyadaki teröre karşı bir ittifak oluşturmak olduğunu anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Teröre karşı ortak mücadele platformunun dünyada oluşturulması şart. Bildiğiniz gibi terörün ırkı, dili, dini, milleti, milliyeti ve vatanı yok. Öyle ise buna karşı bir dayanışmanın oluşması lazım. Tabii spor, bu noktada en önemli başlıklardan bir tanesi. Bizler Türkiye olarak İspanya ile başlattığımız Medeniyetler İttifakı süreci içerisinde sporu en önemli bir kalem olarak düşünüyoruz. Buradan da istifade etmemiz gerekiyor, şart. Bu konuyla ilgili olarak şu anda 100'ü aşkın ülke, uluslararası kurum ve kuruluş Medeniyetler İttifakı içinde yer almış. Türkiye bir defa bu noktada buna çok hazır bir ülke. Çok çok önemli, bu noktada hazır olan Türkiye, altyapısıyla da buna hazır duruma doğru geliyor. Bir de böyle bir olimpiyatları organize ettiği zaman Türkiye'nin Medeniyetler İttifakına olan katkısı tartışılmaz duruma gelecektir. Burada üzerimizde önemli bir sorumluluğun olduğuna inanıyorum. Bir de şunu çok açık ifade etmem lazım; Şu ana kadar olimpiyatları düzenleyen ülkeler içinde halkının ağırlığı Müslüman olan bir başka ülke olmadı. Onun için artık bunun da Medeniyetler İttifakı noktasında Türkiye'ye verilmesi anlamlı olacaktır. Aksi takdirde olimpiyatların verilişine yaklaşım da farklı düşüncelere sebep olmaktadır.'' Başbakan Erdoğan, Dünya Futbol Şampiyonasının Katar'a verilmesiyle orada bir tabunun yıkıldığına işaret ederek, ''Aynı şeyin olimpiyatlarda da gerçekleşmesi gerekiyor ve buna da en hazır ülke dünyada Türkiye'dir ve Türkiye'ye böyle bir organizasyon verildiği anda inanıyorum ki insanlık, Medeniyetler İttifakında çok önemli bir merhaleyi de kat edecektir'' şeklinde konuştu. Yeni sporcuların yetiştirilmesine yönelik bir soru üzerine de Erdoğan, bu hususun çok çok önemli olduğunu ve bu konuda Gençlik ve Spor Bakanlığının, Milli Eğitim Bakanlığının koordineli çalışmasının büyük önem arz ettiğini söyledi. Yeni dönemde başta İstanbul olmak üzere, bütün okulların bahçelerine çok amaçlı kapalı spor salonu yapmaya başladıklarını, bunu yaygınlaştıracaklarını ifade eden Erdoğan, ''Bunu yaparken aslında sporun o barışçıl ruhunu gençliğimize verelim istiyoruz'' dedi. Erdoğan, daha önce de ifade ettiği gibi, hafta içi öğrencilerin, hafta sonları da anneler ağırlıklı olmak üzere büyüklerin buralardan istifade etmesini istediklerini anlatarak, özellikle yarı olimpik ve olimpik yüzme havuzlarının 7'den 70'e halka ve çocuklara açıldığını, belediyelerin birçoğunda ücretsiz ders verildiğini kaydetti. Böylece hem çocukların yüzme öğrendiğini hem de hocaların seçtikleri öğrencilerin geleceğe daha farklı yetiştirildiğini vurgulayan Erdoğan, genç nesillere önce sporun barışçıl ruhunun verilmesi, sonra da madalyanın bir hedef olarak gösterilmesi gerektiğini belirtti. Erdoğan, önce sporun içindeki barışçıl ve ahlaki ruh gençlere verildiği zaman dünyanın birliğinin, beraberliğinin yakalanmış olacağını kaydetti. Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığının el ele vermek, okul öncesinden başlamak suretiyle yeni bir yapıyı oluşturacağını dile getiren Başbakan Erdoğan, ''4-5 yaşındaki bir çocuk alıcıdır. Bu çocukların üzerine artık Türkiye yatırım yapmaya başlıyor. Bizim artık çocuk ve gençlerimiz üzerindeki yaklaşım tarzımız sporda budur. Biz bunları görmedik, ama bizim çocuklarımız, torunlarımız görsün istiyoruz'' dedi.