-"Çekilsen ne yazar, çekilmesen ne yazar" TBMM (A.A) - 15.11.2011 - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''BDP'nin Meclis'ten çekilip çekilmemeyi tartıştığını'' ifade ederek, ''Neymiş, dağdan böyle talimat gelmiş. Çekilsen ne yazar, çekilmesen ne yazar'' dedi. Erdoğan, ''Bu ülkede, 780 bin kilometrelik vatan toprakları üzerinde, bizler sizlere asla böyle bir yapılanmanın müsaadesini vermeyiz'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, BDP'nin son haftalarda artan tahrik edici tutumuna da değinmek istediğini söyledi. Van depreminde görülmeyen BDP'nin, son günlerde sıkça terörist cenazelerinde görüldüğünü belirten Erdoğan, ''BDP yöneticileri ve milletvekilleri terörle aralarına mesafe koymak şöyle dursun, adeta terörü teşvik eden, teröre aleni destek veren, teröristlerin sırtlarını sıvazlayan tutum içine girdiler'' dedi. Başbakan Erdoğan, teröristlerin aileleri isyan ettiği halde, BDP'nin acılı ailelere baskı uygulayarak, terörist cenazelerini istismar aracı olarak kullanmak gibi insanlık dışı bir siyasetin yürütücüsü haline geldiklerini kaydetti. 14-15 yaşındaki çocukların kandırılarak birer ölüm makinesine dönüştürülerek intihara gönderildiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: ''Adında barış ve demokrasi olan bir siyasi partide, bu kanlı cinayet tezgahından nemalanmak için her türlü istismarı devreye sokuyor. İnsafı, vicdanı, kalbi olan hiç bir insanın böyle bir cinayet şebekesi ile kol kola hareket etmesi beklenemez. Kanlı terör örgütünün yedeğinde, kanlı cinayet şebekesinin vesayetinde siyaset yapanlar, bilsinler ki o kan onların da üzerine sıçramaktadır. Terör örgütünün her insanlık dışı eyleminde sıçrayan kan, teröristler, terör örgütü kadar, artık BDP'nin de eline yüzüne bulaşıyor. BDP'ye buradan bir kez daha çağrı yapıyorum: terör örgütü ile artık aranıza mesafe koyun. Terör örgütünün vesayetinden artık sıyrılın. Bu, bumerang gibi yarın sizi de vurabilir. Terör örgütünün yedeğinde siyaset yapmayı bırakıp, kendi ayaklarınız üzerinde hür iradenizle siyaset üretin. Eğer kendinizde bu iradeyi göremiyor, bulamıyorsanız, Diyarbakır'da oğullarının cansız bedeni önünde, terör örgütüne isyan eden o yürekli annelerden, babalardan gidin ders alın. Eğer yüreğinizde teröre, cinayetlere karşı isyan edecek asil duruşu hissedemiyorsanız, gidin doğuda, güneydoğuda 'yeter artık, benim adıma öldürmeyin' diyen Kürt kökenli kardeşlerimden kahramanlık öğrenin. Devlete hakaret etmekte, milletin değerlerini hiçe saymakta birbirinizle yarışacağınıza, cesaretiniz varsa terör örgütüne ufak bir eleştiri getirin. Terör örgütü mensubu 5 kadın militan, örgütten kaçarken yakalanıyor. 5 kadına Diyarbakır kırsalında mağarada günlerce işkence yapılıyor ve 5'i de öldürülüyor. Onlarla birlikte kaçan İranlı bir kadın militanın itirafıyla bu katliam bir sene sonra ortaya çıkıyor. Örgüt, tam bir pişkinlik içinde 'bu kadın militanlar gazdan zehirlenerek öldü' diye açıklama yapıyor. BDP'liler insanlık, barış, demokrasi adına bunu sorgulamak yerine, adeta bu katliamın, insanlık dışı cinayetin üstünü örtmek amacıyla, kalkıp utanmadan, sıkılmadan o kadınların ailelerine taziyeye gidiyor. Nasıl baktınız o annelerin yüzüne? Örgütün yalanını onlara nasıl izah ettiniz? Yüreğiniz, vicdanınız hiç mi sızlamadı? O 5 kadının infazını neden sorgulaya mıyorsunuz? Sizi bu kadar mı korkuttular, sindirdiler? Kendi iradenizle, hür vicdanınızla siyaset yapamayacak kadar korkak mısınız?'' -KCK operasyonları- Başbakan Erdoğan, nasıl bir oyun oynandığının, çeşitli örgütler aracılığıyla siyaset adı altında nasıl bir korku atmosferi oluşturulduğunun, nasıl bir tablo oluşturulmaya çalışıldığının görülmesi gerektiğini söyledi. Sanatçıların, yazarların, düşünürlerin nasıl tehdit edildiğini, bölgede nasıl bir faşizm özlemi ile hareket edildiğinin de görülmesi gerektiğine işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu: ''KCK operasyonlarına karşı çıkanlar, KCK operasyonları nedeniyle Hükümeti hedef alanlar, maalesef meselenin bu boyutunu görmüyorlar, görmek istemiyorlar. Bazı yazar çizerler, benim bu yapılanmaya verilen destek sebebiyle yaptığım eleştiriden çok rahatsız olmuşlar. Niye rahatsız oluyorsunuz? Ne diyecektim? İyi mi yaptınız diyecektim? Siz iktidarı, devletin içinde bir devlet yapılanmasını öveceksiniz, alkışlayacaksınız, onu köşelerinizde 'niçin devlet bu konuda çözüm üretmiyor' diye eleştireceksiniz... Biz, kalkıp da devletin içinde bir devlet yapılanmasını ortaya koyarken rahatsız olacaksınız. Kusura bakmayın beyler. İstediğiniz kadar Düşünce adamı olun, medyanın mensubu olun. Özgürlüklerin de bir sınırı var. Siz siyasetçiyi eleştirme hakkına sahip olacaksınız, siyasetçinin sizi eleştirme hakkı olmayacak. 25 kuruşa simit yok artık.'' -''Tepesinde Kandil'in, İmralı'nın bulunduğu yapılanma''- Başbakan Erdoğan, Türkiye'de bu yapılanmanın devam ettiğini ifade ederek, şimdi de ''Meclis'ten çekilelim mi çekilmeyelim mi?'' dediklerini kaydetti. ''Neymiş, dağdan böyle talimat gelmiş. Çekilsen ne yazar, çekilmesen ne yazar'' diyen Erdoğan, BDP'nin Meclis'te yer alması için çağrıları her zaman yaptıklarını söyledi. Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: ''Bunun dışında daha ne yapacağız. Çalışırsanız Meclis renklenir, çalışmasanız da herhangi birşey olmaz, Meclis gene çalışır. Şu anda Meclisin çalışma iradesi zaten var. Siz buradan gittiğiniz zaman nereye gideceğinizin hesabını yapın. Diyarbakır'da parlamentoları varmış. Böyle saçmalık olur mu? Şunu iyi bilmeniz lazım. Bu ülkede, 780 bin kilometrelik vatan toprakları üzerinde, bizler sizlere asla böyle bir yapılanmanın müsaadesini vermeyiz. Nerede bir illegal yapılanma varsa biz onun üzerine üzerine kesinlikle gideriz. Buna müsaade etmemiz sözkonusu değil. Bu dönemde KCK operasyonları ile ilgili atılan adımlar, tüm yapılanların hepsi yasaldır ve yasal bir süreç içerisinde sürmüştür, sürmektedir. Bundan sonra da yargı aynı şeyleri görürse, gereğini yine yapacak. En tepesinde Kandil'in, İmralı'nın bulunduğu bir yapılanma demokratik olabilir mi, demokrasiye hizmet edebilir mi? Terör örgütü elebaşılarından emir alanlar demokrasi mücadelesi verebilirler mi? Demokratikleşmeden taviz vermeyeceğiz, milli birlik ve kardeşlik sürecinden asla geri adım atmayacağız ama kanlı terör örgütleri ve onların her türlü yapılanmaları ile de sonuna kadar mücadele devam edeceğiz. Biz bölücü terör örgütü ile olan mücadelemizi sadece güvenlik boyutuyla değil; diplomatik, sosyoekonomik, psikolojik boyutuyla, bütün mücadele yöntemlerini sürdürmek suretiyle yapacağız ama burada sadece hükümetin, devletin değil; milletçe el ele bu mücadeleyi sürdüreceğiz.'' Başbakan Erdoğan, konuşmasının sonunda başka partilerden AK Parti'ye geçenleri tebrik etti ve onlarla hatıra fotoğrafı çektirdi.