Politika

"BAŞBAKAN BİLGİ SAHİBİ DEĞİL" İZMİR (A.A)

05 Haziran 2011 18:38
-"BAŞBAKAN BİLGİ SAHİBİ DEĞİL" İZMİR (A.A) - 05.06.2011 - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın hükümet tarafından İzmir'e yapılan engellemeler konusunda yeteri kadar bilgi sahibi olmadığına inandığını bildirdi. Kocaoğlu, dün İzmir'de düzenlenen mitingde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın söylediği ''Tayyip Erdoğan, hiçbir belediyeye göreve geldiğinden bu yana adaletsizlik yapmamıştır. Eğer büyükşehir belediyesi olarak hak ettiği parayı almıyorsa gelsin bana ispat etsin, ben bu görevi bırakırım'' sözleriyle ilgili yazılı bir açıklama yaptı.  Başbakan Erdoğan'ın İzmir konuşmasında çelişkiler bulunduğunu savunan Kocaoğlu, Erdoğan'ın bir taraftan ''Mevlana'nın hoşgörüsünden'' söz ederken, diğer yandan İzmir'deki yerel yönetimin, başka siyasi partiye mensup belediye başkanı tarafından yönetilmesini ''Kör bir ideoloji İzmir'i esir almış durumda'' şeklinde tanımladığını ifade etti. Kocaoğlu, ''Herhalde Sayın Başbakan, İzmir'e yapılan engellemeler konusunda bilgi sahibi değil. Yoksa bu kadar iddialı konuşmazdı'' ifadelerine yer verdiği açıklamada, kendisine yöneltilen ''yalancılık ve nankörlük'' ithamları karşısında sessiz kalamayacağını belirtti. 2009 yerel seçimleri öncesinde de İzmir Büyükşehir Belediyesi hakkında ağır ithamlarda bulunulduğunu, yerel seçim olması nedeniyle yanıt vermediklerini bildiren Kocaoğlu, içinde bulunulan genel seçim süreci öncesi İzmir Büyükşehir Belediyesinin genel siyasetin dışında tutulmasının doğru olacağı ve bu seçimlerde genel politikaların konuşulması gerektiği konusunda açıklamalar yaptığını ifade etti. İzmir'de genel seçimin Büyükşehir Belediyesi üzerinden yapıldığını, bunun en son ve en somut örneğinin de Başbakan Erdoğan'ın İzmir mitingindeki sözleri olduğunu kaydeden Kocaoğlu, Büyükşehir Belediyesine yönelik haksız suçlamalara ''satır başlarıyla da olsa yanıt vermenin kendileri için bir zorunluluk haline geldiğini'' belirtti. Kocaoğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: ''Sayın Başbakan miting konuşmasında, 'Tayyip Erdoğan hiçbir belediyeye adaletsizlik yapmamıştır. İspat etsinler, ben bu görevi bırakırım' diyor. Öyleyse ben de söylüyorum: 2009 yılında Bakanlar Kurulu Kararı, sadece İzmir için farklı yorumlanarak, bizden Hazine borçlarımıza karşılık 63 milyon lira fazla para kesildi. Konuyu Maliye Bakanlığı bünyesinde düzeltmek için çok uğraştık. 5,5 milyon liralık bölümüne dava açıp kazandık. Emsal karar oluştu. Ancak geriye kalan 56,5 milyon liramızı zaman aşımından dolayı ödemediler. Hazinenin mahalli idarelerden alacağı paranın sadece yüzde 2'si İzmir Büyükşehir Belediyesine aitken, tahsilatın yüzde 56'sı İzmir'den yapıldı. Nisan 2011 sonu itibarıyla Ankara Büyükşehir Belediyesinin toplam 2 milyar 541 milyon lira borcuna karşılık sadece 23 milyon lira kesilirken, İzmir Büyükşehir Belediyesinin 312 milyon lira borcuna karşılık ise tam 86,6 milyon lira tahsilat yapıldı. Hazinenin kesinti oranlarıyla ilgili örneklerimizi çoğaltabiliriz. Devlet Su İşleri (DSİ) bugüne kadarki örneklerde kendi konusundaki tüm projeleri üstlenip tamamladıktan sonra belediyelere devrederken, Gördes Barajı'ndan İzmir'e gelecek suyun arıtmalarının İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılması için protokol imzalamıştır. Şimdi soruyoruz: Aynı dönemde Ankara'ya Kızılırmak'tan getirilen suyun bedelini kim ödemiştir? Milli Emlak Genel Müdürlüğünden Belediye Hizmet Alanı imarlı arazileri para karşılığı satın almak zorunda kalan başka bir belediye var mıdır? Kadifekale Kentsel Dönüşüm Projesi'nde işbirliği yaptığımız TOKİ, aramızdaki protokole rağmen, yaptığı binaları bize satmıştır. Heyelan bölgesinin boşaltılması projesini de bu yüzden sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi yürütmektedir. Bu işin maliyeti şu anda 175 milyon liradır. Hükümetin ve TOKİ'nin maalesef bu projede bir kuruş parası yoktur. 'Pis koktuğu' söylenen İzmir, şu anda tüm Türkiye'deki ileri biyolojik arıtma kapasitesinin yüzde 38'ini tek başına karşılamaktadır. Şimdi İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Körfezi'ni yüzülebilir hale getirmek için Büyük Körfez Projesi'ne başlatmaktadır.'' Kocaoğlu, Başbakan Erdoğan'ın kendisini ''yalancılık ve nankörlükle'' suçlaması nedeniyle bu açıklamayı yapmak durumunda kaldığını da belirterek, şunları kaydetti: ''Dürüstlük ve vefa duygusu gibi bizi biz yapan, kişiliğimizi oluşturan değerlerimize saldırılması, bu açıklamamızı zorunlu hale getirdi. Biz biliyoruz ki İzmirli hemşehrilerimiz, hangi siyasi görüşten, hangi düşünceden, hangi inançtan olursa olsun, bizim dürüstlüğümüze olan inançlarını güçlendirerek sürdürüyor. 7 senedir sadece İzmir ve İzmirliler için yaptığımız özverili duruş ve çalışmaları çok iyi biliyorlar. Biz kendimizi 4 milyon İzmirli hemşehrimizin gönlüne emanet ettik. Onlara hizmetten başka da bir amacımız olamaz. İstemeden yaptığım bu açıklama için İzmirli hemşehrilerimin affını diliyorum.''