Politika

"250 milyon bizi izliyor" ANKARA (A.A)

20 Eylül 2011 17:23
-"250 milyon bizi izliyor" ANKARA (A.A) - 20.09.2011 - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, TRT Avaz kanalı ile dost ve kardeş ülkelerle seslerini birbirlerine duyurmayı ve merhabalaşmayı, medeniyetin, kültürün temel unsurlarını tekrar biraraya getirmeyi amaçladıklarını belirterek, ''Biz şu an 42 ülkeye yayın yapan bir kanalız, 250 milyon nüfus bizi izliyor. Amacımız, bu hinterlandı daha genişletmek ve sesimizi, avazımızı herkese, her yere duyurabilmek'' dedi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, TRT Avaz stüdyolarının açılışını yaptı. Arınç, açılış kurdelesini kestikten sonra stüdyoları gezdi, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk ve Avaz'ın yayınlarının ulaştığı Azerbaycan, Türkmenistan, Arnavutluk, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan'ın büyükelçi ya da elçilik temsilcileri ile canlı yayına konuk oldu. Avaz'ın yayınlarına 21 Mart 2009'da başladığını anımsatan Arınç, ''Bu kanal, Türkiye ile yayınların ulaştığı ülkeler arasında dostluğu, kardeşliği, kültürü medeniyetimizin ortak değerlerini buluşturmak üzere kuruldu'' dedi.  Arınç, 2,5 yıldır yayınına devam eden kanalın başarıyla görevini sürdürdüğünü, ''Avaz'' ismini özellikle seçtiklerini dile getiren Arınç, ''Sesimizi birbirimize duyurmayı amaçladık, birbirimizle merhabalaşmayı amaçladık. Belki bin yıl öncesinden bu yana medeniyetimizin, kültürümüzün temel unsurlarını tekrar biraraya getirmeyi amaçladık'' diye konuştu. Söz konusu ülkelerle geçmişten bu yana atayurt, anayurt ilişkileri bir yana kültürün temel ögelerinde beraber olduklarının altını çizen Arınç, şöyle devam etti: ''Bir gelişme sürecinden bahsedebiliriz. İlk kurulduğu günden bu yana Avaz kanalımız çok daha mükemmel. Bugün hiçbir kanalda olmayacak bir stüdyoya ve teknik imkanlara sahibiz. Bu ülkelerin şu anda üçünden ortak yayın yapıyoruz, ama her geçen gün bu ortak yayını daha da çok artıracağız. Müzik, kültür programları, medeniyetimizi, bizi ayakta tutan tarihi ve kültür varlıklarımızı çok daha iyi öğreneceğiz, çok daha iyi hatırlayacağız. Biz şu an 42 ülkeye yayın yapan bir kanalız, 250 milyon nüfus bizi izliyor. Amacımız, bu hinterlandı daha genişletmek ve sesimizi, avazımızı herkese, her yere duyurabilmek.'' Kanal çalışanlarını da tebrik eden Arınç, mümkün olan her an kanalı izlemeye çalıştığını söyledi.  Arınç, toplantıya katılan büyükelçilerden de kendi ülkelerinde kanalın daha çok izlenmesi ve daha çok ortak yayına geçilmesi konusunda gayretlerini istedi. Yayın yapılan yerlerden Türkmenistan, Azerbaycan ve Arnavutluk gibi ülkeleri gezdiğini anlatan Arınç, bu ülkelerde gönüllerin bir olduğunu ifade etti. -''Türkçenin ortak dil olması büyük avantaj''- Başbakan Yardımcısı Arınç, kanalın Türkiye'nin dış politikasına etkileri ile ilgili bir soru üzerine, kanalın bu görüşmelere büyük etkisi olduğunu bildirdi. Arınç, şöyle dedi: ''Dost ve kardeş ülkelerimiz bağımsızlıklarının 20. yılını kutluyor. 1990-1991'lerde bu ateş yandı ve bağımsız ülkeleri ilk tanıyanlardan birisi de Türkiye oldu. Bundan büyük bir şeref duydum. Onlar da 20 yıldan bu yana her an bir gelişme içerisindeler. Şüphesiz kendi içlerinde bazı politik gelişmeler de yaşandı, bunları hep beraber takip ettik. Ama biz bu dost ve kardeş ülkelerin her zaman ekonomik bakımdan güçlü, dış itibarları ve politikaları bakımından güçlü, huzurlu ve güvenli ülkeler olmasını isteriz.  Türkiye ile olan ilişkileri birebir iki ülke arasındaki hükümetler arası, parlamentolar arası ilişkilerdir. Bir defa ekonomik münasebetlerimiz fevkalade artış gösteriyor. Türk müteahhitler, yatırımcılar, iş adamları o ülkelerde çok büyük işler aldılar ve başarıyla tamamladılar. İhracatımız, ithalatımız karşılıklı olarak artmaya başladı. O ülkelerden de Türkiye'de yatırım yapan, hatta özelleştirme kapsamında bazı varlıklarımızı alan, bunları çalıştıranlar da oldu. Esasen ekonomik büyüme böyle olabilecek.  O ülkelere gittiğimiz zaman Türkçenin ortak dil olması, birbirine çok yakın olması büyük avantaj. Türkiye'nin televizyon yayınlarının, belki kısmen radyo yayınlarının o ülkelerde dinleniyor olması da bizi birbirimize daha çok yaklaştırıyor. Bu ülkelerde Türk müteşebbisler tarafından kurulan ilköğretim okulları, liseler ve üniversiteler var, oralarda kendi dilleri öğrenildiği kadar Türkçenin de öğrenilmesine önem veriliyor. Yani bir Kazak öğrenci, Kazakçayı da iyi biliyor, Rusçayı da çok iyi biliyor, ama Türkçeyi de çok iyi biliyor. Biz o ülkelere gittiğimiz zaman dışarıdan artık tercüman aramıyoruz. O gençlerimiz bize parlamentoda da iş alanında da ekonomik gelişmelerde de Türkçeyi bir ortak dil haline getirebilecek ölçüde yardımcı oluyorlar. Avaz yayınlarının başlaması ile gidildiğinde ilk açtığımız ve izlemek istediğimiz kanal da Avaz'dır. Emin olun onlar da Türkiye'den haberleri büyük bir özlemle bekliyorlar. Avaz kanalı bizi birbirimize daha çok yaklaştırıyor.'' Kültürel işbirliği ve ortak işler konusunda enformasyon ya da iletişim fakültelerinin önemine işaret eden Arınç, dost ve kardeş ülkelerde böyle bölümler olduğunu ifade etti. Arınç, şöyle konuştu: ''Belki o iletişim fakültelerinden TRT ile Avaz ile işbirliği yaparak yeni yapımcı, prodüktör, kameraman yerine göre veya senaryo yazarı yetiştirilebilir. Yani TRT onlar için bir akademi görevi yapabilir. TRT bünyesinde iyi bir yayıncılık, iletişim, enformasyon konusunda neler yapılabilir bakılabilir. Çünkü TRT bu konuda çok deneyimli. Yani bütün teknolojik imkanlarımız çok yeni. Çok başarılı prodüktörler çalıştırıyoruz. Belki bir TRT akademi gibi ismini nasıl koyarsak koyalım ama bu dost ve kardeş ülkelerin hem iletişim fakültelerinin hem de televizyonlarının burada müşterek bir çalışma veya eğitim programı yapmasına biz ev sahipliği yapmayı arzu ederiz.'' Başbakan Yardımcısı Arınç, özel değil, kamu yayıncılığı yaptıklarını, kamu yayıncılığının ayrı bir yayın ilkesi ve programcılık isteyen bir konu olduğunu vurguladı. Rating kaygısı ile yayın yapmadıklarını, toplumun ortak değerlerini muhafaza etmeyi amaçladıklarını anlatan Arınç, TRT'nin geçmiş yıllara göre çok büyük başarılar gerçekleştirdiğini söyledi.  TRT'nin geçmişte çok fazla eleman çalıştırdığını, ama tek kanallı olduğunu, uzun yıllar siyah beyaz olan yayınların renklendiğini, ancak kalitenin düşük olduğunu ifade eden Arınç, 4-5 yıldan bu yana TRT'nin 24 saat çalışan ve ilerlemeyi hedef alan bir yayıncılık ilkesini benimsediğini söyledi. Arınç, Kürtçe, Arapça ve Avaz gibi kanalların milyonlarca insana hitap ettiğini, çok kaliteli diziler yapıldığını da kaydetti. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, dost ve kardeş söz konusu ülkelerle ticaretin geliştirilmesi ve kaynakların iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, televizyon yayınlarının bu konuda büyük katkısı olacağını da ifade etti.  Arınç, ''Bence kitle iletişim vasıtalarının en önemlisi televizyon. Televizyon bizim birbirimize daha çok gülümseyerek bakmamıza, daha çok kucaklaşmamıza yol açan bir aygıt'' dedi.  Bülent Arınç, bu yıl Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürülüğü ile Türkçe Konuşan Ülkeler Medya Forumu'nu yaptıklarını, bunun tekrarlarının her yıl başka ülkelerde yapılabileceğini bildirdi.  Türkiye'de TRT ve Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü ile büyük bir atılım içerisinde olan Anadolu Ajansının görev yaptığını ifade eden Arınç, ''Birbirimizden doğru haberler alıp güzel yayınlar yapmaya ihtiyacımız var. Çünkü dünyada dezenformasyon denen bir hadiseden de haberdar olmamız lazım'' dedi. Başbakan Yardımcısı Arınç, yurt dışına gittikleri zaman otel idaresinden özellikle TRT gibi Türk kanallarını izleme imkanı yaratmalarını istediklerini belirtti.  -''Tarihin kopardığı iletişimi teknoloji yeniden kuruyor- TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, ''Tarih, bizi birbirimizden koparmış. Zaman zaman birbirimizle ilişki içerisinde olamamışız, ama gelişen dünya teknolojileri özellikle internet bizi daha yaklaştırıyor'' dedi. Ortak dil konusunda ciddi sıkıntı yaşandığını belirten Şahin, Avaz'ın bir anlamda bunun için kurulduğunu ifade etti. Program içeriklerinin söz konusu ülkelerin iç politikalarına karışmadan gerçekleştiğini ve ortak yayınlar yapıldığını dile getiren Şahin, yayına başlarken ilgili ülkelerin büyükelçilerinden görüş aldıklarını, son olarak Boşnakça ve Arnavutçaya da yayınlarda yer verildiğini kaydetti. Mevcutla yetinmeyeceklerini söyleyen Şahin, kaliteli yayınlar yapacaklarını bildirdi. Şahin, Türk dizilerinin de önemli etki yarattığının altını çizdi.