Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, daha önce açıklaması yapılan 20 bin sözleşmeli öğretmen atamasına ilave olarak Şubat ayı içinde 5 bin öğretmen alımı daha yapılacağını söyledi.
Özel Okullar Derneği tarafından bu yıl 17’ncisi düzenlenen Eğitim Sempozyumu Antalya’nın Serik ilçesine bağlı Belek Turizm Merkezi’ndeki bir otelde başladı. "Türkiye’de ve Dünyada Değerlendirme Sistemlerin Eğitime Etkisi" başlığıyla düzenlenen toplantının açılışına katılan Bakan İsmet Yılmaz, gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Bakan Yılmaz daha önce açıklaması yapılan 20 bin sözleşmeli öğretmen atamasına ilave olarak Şubat ayı içinde 5 bin öğretmen alımı daha yapılacağını söyledi.
En çok açık Marmara Bölgesi'nde
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, öğretmen doluluk oranının Doğu Anadolu'da yüzde 92'nin, Güneydoğu Anadolu'da yüzde 90'nın üzerinde olduğunu belirterek, "Ülke genelinde ise yüzde 90'ın üzerinde. En fazla öğretmen açığımızın olduğu bölge Marmara Bölgesi, İstanbul." dedi.
Yılmaz, Türkiye Özel Okullar Derneğince, Turizm Merkezi Belek'te düzenlenen "Türkiye’de ve Dünyada Değerlendirme Sistemlerinin Eğitime Etkisi" programının açılışında, bakanlık olarak eğitim çağında herkese kişilik yetenek ve kabiliyetlerin en üst düzeyde geliştirilmesi için fırsat eşitliği temelinde eğitim vermeye çalıştıklarını bildirdi.
İletim becerisi yüksek, takım çalışmasına uyumlu, eleştirel ve analitik düşünceye sahip kişiler yetiştirmeye amaçladıklarını aktaran Yılmaz, "Bu amaca uygun eğitim aynı zamanda ülkemizin bilgi ekonomisine geçiş için de gerekli beşeri sermayeyi yapılandıracaktır. Ülkemizde demokrasinin gelişmesi ve kökleşmesi içinde gereklidir." diye konuştu.
"Eğitime ayrılan bütçe 134 milyar 727 milyon lira"
Bu dönemde en büyük yatırımı eğitime yaptıklarını vurgulayan Yılmaz, 2002'de eğitime ayrılan kaynağın 10,5 milyar lira, 2018'de ise merkezi hükümet bütçesinden eğitime ayrılan miktarın 134 milyar 727 milyon lira ayırdıklarını bildirdi.
Bu bütçeyle toplumun bütün kesimlerini içine alan örgün ve yaygın eğitimle öğretim hizmetlerini yerine getirdiklerine değinen Yılmaz, "Bu yıl 65 bin 793 okulumuzda bir milyon 61 bin 989 öğretmenimizle 18 milyona yakın öğrencimize eğitim vermekteyiz. Kaliteli bir eğitim için öncelikle eğitim altyapısının tamamlanması gerekir. Eğitimin altyapısı tamamlanmadan nitelikli bir eğitiminden bahsedebilmek mümkün değildir. Zorunlu eğitim süresini 8 yıldan 12 yıla çıkardık. Bu kapsamda öğretmene en büyük yatırım yaptık." ifadesini kullandı.
"Batıda öğretmen açığı var"
Bakan Yılmaz, 2003 yılından bu yana 584 bin 288 öğretmen atadıklarına işaret ederek bakanlığa bağlı eğitim kurumlarında 904 bin 679 öğretmenin görev yaptığına dikkati çekti.
Yılmaz, kamunun yaklaşık 3 milyon memuru olduğunu, bunun bir milyondan fazlasının Milli Eğitim Bakanlığında olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ilköğretimde 28'den 17'ye, ortaöğretimde 18,'den 13'e düştü. Bu rakamlarla Kore, Japonya ile aynıyız, Avrupa'daki İngiltere, Fransa birçok ülkeden de daha iyiyiz. Ülkemizi her bölgesinde norm kadro öğretmen doluluk oranlarını birbirine yaklaştırdık. Öğretmen doluluk oranı Doğu Anadolu'da yüzde 92'nin, Güneydoğu Anadolu'da yüzde 90'ın üzerinde. Ülke genelinde ise yüzde 90'ın üzerinde. En fazla öğretmen açığımızın olduğu bölge Marmara Bölgesi, İstanbul. Ama 10. kalkınma planındaki ihtisas raporunda ise bölgeler arası eşitsizlik giderilsin derken doğuda ve güneydoğuda öğretmenin olmadığını, dolasıyla oraya daha fazla önem verilmesi gerekiyor derken onların batıya yaklaştırılması ifade ediliyordu. Bugün batıda öğretmen açığı var."
"Dört kişiden biri öğretmen olmak istiyor"
Öğretmenlerin özlük haklarında da iyileştirmeler yaptıklarını hatırlatan Yılmaz, haftada 15 saat ek dersle ilk göreve başlayan öğretmene 635 lira ödenirken, artık 3 bin 618 lira ödediklerini bildirdi.
OECD ülkelerinde 15 yaş üzeri "Kim öğretmen olmak ister?" diye bir anket araştırması yapıldığına değinen Yılmaz, "Buna göre Türkiye'de 100 kişiden 25'i, her dört kişiden biri öğretmen olmak istiyor. OECD ortalaması yüzde 5. Ülkemizde öğretmen algısını açıkça göstermektedir." dedi.
Yılmaz, kaliteli eğitim için tamamlanması gereken altyapılardan birisinin yeterli derslik yapımı olduğunu vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Derslik başına düşen öğrenci sayısını azaltmak ve ikili eğitime son vererek, tüm okullarda tam eğitime geçmek istiyoruz, bu kapsamda yeni okullar yeni derslikler yapıyoruz. 2003 yılından bu yana 282 bin 166 derslik yaptık. Derslik başına düşen öğrenci sayımız 36'dan 24'e düştü. Ortaöğretim ise 30'den 23'e düştü. Ancak Hakkari'de derslik başına düşen öğrenci sayısı 22, Bitlis'te 22, Ağrı'da düşen 22. Eğer derslik sayısına göre öğrenci sayısı biraz fazlaysa o da İstanbul'da, yine batıda, büyük şehirlerde, göç alan illerimizdi. İkili eğitime ise 2019 sonuna kadar son vermek istiyoruz. Bunun için 58 bin derslik ihtiyacımız var. Şu anda 40 binin üzerinde dersliğimiz yapılıyor. İnşallah devlet millet işbirliğiyle en kısa zamanda 58 bin dersliği tamamlandığında 2019 sonuna kadar da ikili eğitime son vereceğiz ki eğitimi kalitesini biraz daha artıralım."
"Çocuklarımzıı okul öncesi eğitime kazandıracağız"
Yükseköğretimde en fazla öğrencisi olan ülkenin Rusya'dan sonra Türkiye'nin ikinci olduğuna dikkati çeken Yılmaz, oran bakımından ise Avrupa'daki bütün ülkelerde çok daha fazla olduğunu belirtti.
Türkiye'nin Avrupa'dan eksik tek alanının okul öncesi eğitim olduğunu dile getiren Yılmaz, kendilerinden önceki dönemde okul öncesi oranın yüzde 10 civarında, geçen yıl sadece beş yaş okullaşma oranın yüzde 74'e yükseldiğine değindi.
Bakan Yılmaz, hedeflerinin her çocuğun zorunlu eğitime başlamadan önce mutlaka bir yıl okul öncesi eğitim sağlamak olduğunu, bilimsel araştırmaların okul öncesi eğitim alanların hiç almayanlara göre daha başarılı olduğunu ortaya koyduğunu ifade etti.
Şu ana kadar beş yaşa önem verdiklerini belirten Yılmaz, "Gelecek yıldan itibaren 4, 5 yaşa, dana sonra 3, 4, 5 yaş içindeki çocuklarımızı okul öncesi eğitime kazandıracağız." dedi.
Özel okullara desteklerini sürdüreceklerini vurgulayan Yılmaz, eğitimin her kademesinde okullaşma oranı ve ortalama eğitim süresinin arttığını, toplumun yüzde 95'inin okur yazar olduğunu vurguladı.
Bakan Yılmaz, kızların okullaşma oranına da değinerek, şunları kaydetti:
"2002-2001'de ortaöğretimde liselerde kızların okullaşma oranı yüzde 42'ydi. Geçen yıl yüzde 82. Erkeklerde aynı, onların da yüzde 82. Yükseköğretimde okullaşma oranı yüzde 12'ydi, geçen yıl yüzde 44. Erkeklerde yükseköğretimde okullaşma oranı yüzde 40. Yükseköğretimde kızların, erkeklerden daha fazla okullaşma oranı var."
Türkiye Özel Okullar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Nurullah Dal da geçmişte olduğu gibi bugün de etkileşimin sempozyumla sınırlı kalmayacağını belirtti. Program, 2 Şubat Cuma günü sona erecek.