Yaşam

20 milyon dolarlık soygun için mesaj var

Zimmetine 20 milyon dolar geçirdiği öne sürülen banka şubesi müdür yardımcısı Sakine Cihat avukatı aracılığıyla konuştu.

07 Kasım 2009 02:00
Zimmetine 20 milyon dolar geçirdiği öne sürülen banka şubesi müdür yardımcısı Sakine Cihat saklandığı yerden avukatı aracılığıyla konuştu: Her şey yöneticilerin bilgisi dahilinde yapıldı.

Gerçek ortaya çıkmadan teslim olmam

Hatay'ın İskenderun İlçesi’nde önceki gün bir banka şubesinin müdürü E.Y. ile müdür yardımcısı M.S. zimmetlerine yaklaşık 20 milyon dolar geçirdikleri iddiasıyla gözaltına alınmıştı. Kadın müdür yardımcısı Sakine Cihat ise kayıplara karışmıştı. Bankanın tüm personeli, müfettiş raporu doğrultusunda açığa alınırken, geçen Perşembe günü sabah erken saatlerde gözaltına alınan müdür ve müdür yardımcısı, gözaltı sürelerinin uzatılması nedeniyle sağlık kontrolüne sevk edildi. Doktor raporu verilen 2 yönetici, daha sonra tekrar İskenderun Emniyet Müdürlüğü’ne götürülüp sorgulanmalarına devam edildi. Firarı müdür yardımcısı Sakine Cihat ise avukatı Bülent Akbay aracılığıyla olayla ilgili açıklamada bulundu.

“Kendi cebine girmemiş”

“Her şey yöneticilerin isteği ile olmuş” diyen Akbay, müfettişlerin suç duyurusunun Pazartesi günü savcılığa intikal ettiğini, müvekkilinin bunu öğrenmesi üzerine kendisini arayıp durumu anlattığını belirterek, kendisine anlatılanları dün Cumhuriyet savcılığına intikal ettirdiğini de söyledi. Akbay, daha sonra müvekkilinin iddialarla ilgili görüşlerini, onun ağzından şöyle aktardı: “Bankanın Genel Müdürlüğü’nün bilgisi dahilinde müşteri hesaplarında 2006’dan bu yana arbitraj yapıldı. Yani, hesaplardaki para, müşterinin bilgisi olmadan kurdaki gelişmelere göre dövize veya Türk parasına çevrildi. Kısa vadede alım-satım yapıldı. Bu şekilde şube 14 milyon TL kazandı, Genel Müdürlük, ‘en başarılı şube’ seçti, terfiler verdi. Ancak son dönemde bu alış- satışlardan zarar etmeye başladık. Bu zarar 2 yılda 10 milyon TL’yi buldu. Bir yıl önce zarar nedeniyle baskı gördük.

“Baskıdan bunaldık”

Baskılardan bunalınca kendi evimi satıp zararı azaltmaya bile çalıştım. Zarar büyüdükçe müfettişler 3 ayda bir şubeye gelip inceleme yaptı. Son incelemede ‘arbitraj işleminin müşterilerin talimatıyla yapıldığı’ yönünde ifade vermemiz istendi. Ben kabul etmedim. Zararı müşteriye fatura etmek istediler. Çok baskı yapıldı, üzerime çok gelindi. Kabul etmeyince hiçbir belge olmadan bu parayı sanki ben zimmetime geçirmişim gibi Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunuldu. Bu işlerin gizli kalması mümkün değil. Ben de bu yüzden kaçtım. Bir tek kuruş boğazımdan geçmedi. Ayrıca banka çalışanlarının da cebine bir kuruş girmedi. Kâr da zarar da bankaya aittir. Kaçmadım, gerçek ortaya çıkıncaya kadar teslim olmayı düşünmüyorum.”

Avukat Akbay, müvekkilinden aldığı bu bilgileri Cumhuriyet savcısına anlatmanın yanısıra, şubedeki tüm bilgisayarlara, evrak ve kayıtlara el konulması talebinde bulunduklarını, bu talep üzerinde de savcının talimatıyla bankaya giden polis ekiplerinin bilgisayarlara el koyduğunu söyledi.