Yaşam

2 TOPÇU TARİHİN SEYRİNİ DEĞİŞTİRDİ ÇANAKKALE (A.A)

17 Mart 2011 12:22
-2 TOPÇU TARİHİN SEYRİNİ DEĞİŞTİRDİ ÇANAKKALE (A.A) - 17.03.2011 - Umut Özgan - Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Atatürk ve Çanakkale Savaşları Araştırma Merkezi (AÇASAM) Müdürü Yrd. Doç. Dr. Mithat Atabay, Çanakkale önlerinde yapılan savaşlarda, Osmanlı döneminde 1659'da topçu Kara Mehmet'in ve 18 Mart 1915'te Mehmetoğlu Seyit Onbaşı'nın attığı top mermilerinin savaşın gidişatlarını etkilediğini söyledi. Atabay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Çanakkale Boğazı'nın tarihte pek çok savaşlar gördüğünü ve bu savaşlarda pek çok kahramanlıklar yaşandığını söyledi. Çanakkale Boğazı'ndaki son büyük savaşın 1915 yılında gerçekleştiğini ve tarihin akışını derinden sarstığını ifade eden Atabay, ''Çanakkale önlerinde yapılan savaşlarda, Osmanlı döneminde 1659'da Topçu Kara Mehmet'in ve 18 Mart 1915'te Mehmetoğlu Seyit Onbaşı'nın attığı top mermileri savaşların gidişatını etkiledi. Topçu Kara Mehmet Venedik donanmasının, Seyit Onbaşı İngiliz-Fransız ortak donanmasının Boğazı geçmesine mani olmuştu'' dedi. Atabay, Osmanlı Devleti'nin Sultan IV. Mehmet zamanında (1648-1687) Girit'i ele geçirerek Akdeniz'e tamamen egemen olmaya çalışırken, Venedik donanmasının Çanakkale Boğazı'nı abluka altına aldığını belirterek, yaşananları şu şekilde aktardı: ''Sadrazam Köprülü Mehmet Paşa'ydı. Köprülü Mehmet Paşa, bizzat kendisi Kale-i Sultaniye'ye (Çanakkale) gelmiş ve burayı karargah olarak kullanmaya başlamıştı. Venediklilerin karaya çıkardığı birlikler mağlup olmuştu. Büyük Kepez ve Küçük Kepez bölgesinde şiddetli deniz savaşları oluyordu. Venedikliler takviye alıyordu. Büyük Kepez'de Osmanlı askerlerinin bazıları firar etmeye başlamıştı. Burada Alaiye (Alanya) Sancak Beyi Küçük Mehmet yanına aldığı elli-altmış askerle düşmanın zapt ettiği mavnaları kurtarmış ve büyük başarılar elde etmişti. Yeniçerilerin firarı Köprülü Mehmet Paşa'yı çok kızdırmıştı. Köprülü Mehmet Paşa, askerin şevkini arttırmak için bir kayıkla Gelibolu Yarımadası'na geçmişti. Venedikliler, zafer şenlikleri yapmaya başlamışlardı. Köprülü Mehmet Paşa, Kumburnu'na çekilen Osmanlı donanmasını korumak için hemen bataryalar inşa ettirmiş ve bu bataryalar savaşın gidişatını değiştirmişti. Venedikliler, Osmanlı donanması üzerine tekrar hücum ettiklerinde bataryaların ateşi öldürücü olmuştu. Köprülü, bizzat kendisi bataryaları idare ediyordu. Bu sırada Kara Mehmet'in attığı top güllesi, Venediklilerin erken zafer sevincini Boğazın derin sularına gömmüştü. Kara Mehmet, Venedik donanmasının amiral gemisine nişan almış ve topu hedefine ustaca isabet ettirmişti. Kara Mehmet'in attığı top mermisi, Çanakkale Boğazı'nın mavi sularında kan ve ateşten oluşan bir parlaklık meydana getirmişti. Düşmanın amiral gemisi paramparça olmuş, kürekçiler havada uçuşmuştu. Venedik donanmasının komutanı Amiral Muçenigo da boğazın engin derinliklerine gömülmüştü. Köprülü Mehmet Paşa, Küçük Mehmet ve Kara Mehmet'i yanına çağırarak, 'Gelin şahbazlarım. Padişahın ekmeği size helal olsun, sizin gibi gayretli yiğitleri Allah berhudar (mutlu) eylesin' diyerek tebrik etmiş ve hediyeler vermişti.'' -SEYİT ONBAŞI- Yrd. Doç. Dr. Mithat Atabay, bundan tam 256 yıl sonra, 18 Mart 1915'te Çanakkale Boğazı'nı geçeceklerine kesin gözüyle bakan İngiliz ve Fransız savaş gemilerinden oluşan dönemin en büyük donanmasının bütün gücüyle boğazı zorladığını ve bu defa da tarih sahnesine bir başka kahraman topçu Seyit Onbaşı'nın çıktığını söyledi. Savaşın en çetin anında Rumeli Mecidiye Tabyası'na isabet eden bir top mermisinin askerlerin şehit olmasına ve topların mekanizmasının bozulmasına neden olduğunu anlatan Atabay, ''Bu sırada Seyit Onbaşı ortaya çıktı. Saat 17.30 sularında itilaf donanması Rumeli Mecidiyesi'ne şiddetli bir ateşe başladı. Yakınlarına mermi düşen erler takım subayı Fehmi Efendi'nin emriyle sığınağa koştular. Bu sırada patlayan bir top mermisi cephaneliğin havaya uçmasına neden oldu. Erlerden bazıları şehit oldu'' diye konuştu. Atabay, o anda yaşananlarla ilgili şu bilgileri verdi: ''Havran'ın Çamlık Köyü'nden Mehmetoğlu Seyit Onbaşı, arkadaşlarının şehit olmasına karşın yaşıyordu. Patlamanın etkisi ile sadece kendinden geçmişti. Aklı başına geldikten sonra takım arkadaşı Ali'yi gördü. Başka kimse etrafta yoktu. 'Nerede arkadaşlar?' dedi, arkadaşı, 'Arkadaşlar mertebelerini buldular. 14 şehit, 24 yaralımız var. Ayakta bir senle ben kaldık' diye cevap verdi. Seyyit Onbaşı kalkıp denize baktı, düşman gemileri karaya iyice yaklaşmışlardı. Tabya içindeki üçüncü topun dışındaki topların hepsi toprağa gömülmüşlerdi. Seyit Onbaşı önce gemilere, sonra topa baktı. Kendi deyimiyle mermi ona, 'Beni namluya sür' diyordu. Arkadaşına 'Gel, Ali,' dedi, 'yardım et de şu gülleyi sırtıma alayım.' Ali önce topun, eğilip yan yatmış top vincine, sonra şaşkın şaşkın arkadaşının yüzüne baktı. 'Kaldıramazsın Seyit' dedi. Seyit Onbaşı, 'Bir deneyelim hele' dedi. Top mermisi önce ellerinden kaydı. Parmaklarını toprağa bulayıp bir daha tarttılar. Koca Seyit mermiyi sırtına vurdu ve sendeleyerek topa doğru yürüdü. Merdiven basamaklarına terini attı. Çok zorlanarak mermiyi namluya sürüp kamasını kapattı. En öndeki geminin kıç tarafında ve su kesiminde patladı. Ocean'dı bu gemi. Dümen tertibatı bozulduğu için derhal az bir dümen açısıyla büyük bir eğri çizerek yol almaya başladı. Etrafındaki gemiler uzaklaştılar. Etraf sakinleştiği için sığınaktan çıkan Batarya Komutanı Hilmi Bey ve yanındaki iki Alman subayla oraya gelmişti. 'Sen miydin Seyit, Vurdun gemiyi' dedi.'' Yrd. Doç. Dr. Mithat Atabay, Seyit Onbaşı'nın savaşın kaderini değiştiren kahramanlardan biri olduğunu ve olayın Harp Mecmuası'nda yayımlandığını belirterek, kaldırdığı merminin 215 kıyye olarak dergide yer aldığını vurguladı. Atabay, Seyit Onbaşı'nın bu isabeti sonrasında İtilaf donanmasının, uğradığı kayıplar nedeniyle Bozcaada'ya doğru geri çekilmek zorunda kaldığını ifade ederek, ''18 Mart 1915 günü 8 saat devam eden bombardıman esnasında Osmanlı kuvvetlerinden 4 subay, 22 er şehit olmuş, 1 subay, 52 er yaralanmıştı. Almanlardan da 3 er ölmüş, 1 subay ve 14 er yaralanmıştı. Toplam zayiat 97 kişiydi. Osmanlı tabya ve bataryalarındaki toplam 176 toptan 8'i tahrip olmuştu. Düşman donanmasının 3 önemli gemisi Bouvet, Ocean ve Irresistible batmış, 4 gemisi Inflexible, Gaulois, Suffren ve Agamemnon savaş dışı kalmıştı. Resmi kayıtlara göre İtilaf güçleri 800 ölü ve yaralı vermişlerdi'' diye konuştu.