T24 - Avusturya'nın başkenti Viyana'da bugün başlayan ve 6 gün sürecek 18. Uluslararası AIDS'le Mücadele Konferansı'nda 180 ülkeden 20 binden fazla sağlık, bilim ve siyaset dünyasından temsilci AIDS'le mücadele için çözüm üretmeye ve neler yapılabileceğini konuşacak.
Dünya genelinde AIDS hastalarının ve AIDS'e yol açan HIV taşıyıcılarının sayısı toplam 33.5 milyon dolayında. Bunların üçte ikisi ise Afrika'da yaşıyor. AIDS'le mücadele alanında verilen tüm çabalara rağmen her yıl 2 milyon 700 bin kadın, erkek ve çocuk bu ölümcül hastalığa yakalanıyor. Her yıl iki milyon kişi AIDS yüzünden hayatını kaybediyor. Almanya'daki AIDS hastalarının sayısı 67 bin.
Mücadelede ilaçlar yetersiz
Dünya genelinde yaklaşık 15 milyon AIDS hastası olmasına karşın, hastalığın yol açtığı yan etkileri sınırlayacak ilaçlara bu hastaların ancak üçte biri ulaşabiliyor.
Deutshce Welle'nin haberine göre Avusturya'nın başkenti Viyana'da başlayan 18'inci Uluslararası AIDS'le Mücadele Konferansı'nın ana gündemini Afrika'nın yanı sıra dünyanın diğer bölgelerine oranla AIDS'li vaka sayısının arttığı Doğu Avrupa ve Orta Asya'daki durum oluşturuyor.
2001-2008 yılları arasında Doğu Avrupa ve Orta Asya'da HI-virüsü taşıyıcılarının sayısı yüzde 66 oranında artarak 1 buçuk milyon kişiye ulaştı
HIV ve AIDS nedir?
Kısa adı HIV olan "Human Immunodeficiency Virus", bağışıklık sisteminde yetmezliğe yol açan virüs anlamına geliyor. HIV bulaşan ya da HIV taşıyıcılarının hastalık belirtisi göstermesi ya da herhangi bir şikayeti olması gerekmiyor. AIDS'in etkeni HI-virüsüdür.
İngilizce tabiriyle "Acquired Immune Deficiency Syndrome" yani kısa adıyla AIDS ise insanların bağışıklık sistemini etkileyerek, çalışmasını önleyen ve neticesinde çeşitli enfeksiyon ve kanser türlerinin ortaya çıktığı hastalıklar bütünü olarak tanımlanıyor. Virüse yakalanma ve hastalığın başlaması arasındaki süre uzun olabiliyor. HI-virüsü insan vücudunda hastalıklara karşı savunma için gerekli hücreleri yok ediyor.
Nasıl bulaşır?
HIV'in bulaşması için virüslü bir vücut sıvısının bedene nüfuz etmesi gerekiyor. Bu virüs, prezervatif gibi koruyucu tedbirlerin alınmadığı cinsel ilişki yoluyla, HIV'li kan nakliyle ya da HIV'li birinin kullandığı iğne ve şırınganın kullanılmasıyla hasta olmayan kişilere geçebiliyor. Ayrıca HIV taşıyıcısı gebe kadınlar, bebeklerine de bu virüsü bulaştırabiliyor.
Tedavisi var mı?
HIV'le mücadele kapsamında üretilen ilaçların ilkine 1987 yılında ruhsat verildi. Ancak etken maddesi Azidothymid (AZT) olan bu ilaçlar sadece hastalığın seyrini yavaşlatabiliyor. Günümüzde HIV ve AIDS'in tedavisi ya da aşısı yok. Ancak geliştirilen çeşitli tıbbi tedavilerle bağışıklık sisteminin iflas süresi ertelenebiliyor.