Mexico City’de yürütülen kazı çalışmalarında, M.S.450 ilâ 650 yılları arasında var olan bir yerleşimden kalma seramik ve mimari eserlerle beraber üç insan mezarı ortaya çıkarıldı.
Duvar'da Tarık Tufan çevirisi ile yer alan haberde, arkeologların Mexico City’nin merkezinde, insan mezarları da dahil olmak üzere kayıp bir Teotihuacan köyünün kalıntılarını gün ışığına çıkardığı belirtildi.
Şehrin tarihi merkezinin 2,4 kilometre kuzeybatısında bulunan yerleşimin çevresine dağılmış halde bulunan seramikler, bu köyün geçmişinin M.S. 450 ilâ 650 yılına dek uzandığını ve bir esnaf ve zanaatkâr topluluğunu barındırmış olabileceğini ortaya koyuyor.
Kazıyı yöneten Meksika Ulusal Tarih ve Antropoloji Enstitüsü (INAH) Arkeolojik Kurtarma Müdürlüğü’nden bir arkeolog olan Juan Carlos Campos-Varela, “Bulgu şaşkınlık vericiydi” diyor: “Günümüzden 1.300 yıl önce, Mexico City’nin [gölün boşaltılmasından sonra] üzerine kurulduğu Texcoco Gölü’nün içinde kalan adacıkların, göl ortamındaki kaynaklardan faydalanan yerleşik bir topluluğa bir süreden beridir ev sahipliği yapmakta olduğunu gösteriyor."
Tarım ve balıkçılıkla geçiniyorlardı
Campos-Varela, yeni kazılan yerleşim alanının, M.S. 100 ilâ 650 yılları arasında şu anda orta Meksika’nın dağlık bölgeleri içinde kalan gelişmiş bir antik metropol olan Teotihuacan’ın ‘kırsallaştığı’ dönemde kurulmuş olabileceğini belirtiyor. Köy, Teotihuacan’ın 40 km güneybatısında kurulmuş ve antik şehrin en parlak dönemini yaşadığı yıllarda geçimlik tarım ve balıkçılık yoluyla hayatını sürdüren birkaç küçük kasabadan biri olabilir. Campos-Varela, bu yerleşim birimlerinin Teotihuacan ile ticari bağlarının devam ettiğini ve yapılan yeni keşiflerin, bu yerleşim alanlarının şehrin tedarik ağında üstlendiği rolü açığa çıkardığını aktarıyor.
“Bu, fazlasıyla ender yaşanan bir keşif; çünkü Teotihuacan kültürüyle bağlantılı arkeolojik kanıtlara ulaşma ihtimalinin aşırı düşük olduğu, tam anlamıyla kentleşmiş bir alanda gerçekleşti” diye ekliyor. Bu köyün varlığına dair ilk ipuçlarını arkeolog Francisco González Rul, 1960’larda Meksika’nın başkentinde gerçekleştirilen inşaat çalışmaları esnasında keşfetti. Ortaya çıkardığı seramiklere dayanarak, uzak geçmişteki köy ahalisinin özerk balıkçılar ve toplayıcılar olduğunu savunuyordu. Yeni kazılar da bu görüşü doğrular nitelikte.
Mimari kalıntılar, sanat eserleri ve mezarlar bulundu
Kazı alanında seramiklerin yanı sıra bugüne dek gizli kalan direk çukurları, döşemeler, kanallar ve bir artezyen kuyusu da dahil olmak üzere birkaç mimari yapı gün ışığına çıkarıldı. Kazıda, bunlara ek olarak iki yetişkin ve bir çocuğun iskeletlerini barındıran üç insan mezarı bulundu.
2016 yılında ‘PLOS One’ dergisinde yayınlanan bir makaleye göre, Teotihuacan seramikleri farklı dönemlere ayrılmış durumda. Yeni keşfedilen seramikler, araştırmacıların köyün ve yerleşimcilerin kalıntılarını tarihlendirmelerine yardım eden 2016 tarihli makaledeki Xolalpan (MS 350 ila 550) ve Metepec (MS 550 ilâ 600) dönemlerine denk düşen özellikler barındırıyor.
Arkeoloji profesörü ve ABD’deki Arizona Eyalet Üniversitesi’ne bağlı Teotihuacan Araştırma Laboratuvarı’nın müdürü olan Michael Smith, Teotihuacanların kabiliyetli sanatçılar ve zanaatkârlar olduğunu ifade ediyor. Smith, verdiği demeçte, “Teotihuacanlar, ev ve tapınaklarının duvarlarını süslemek amacıyla Michealangelo’nun Sistine Şapeli’ni süslemek için kullandığı fresk tekniğini kullandılar” diyor: “Bu fresk tekniğini seramik kaplar üzerinde de uyguladılar.
Smith, kimyasal analiz aracılığıyla, bu seramiklerin Teotihuacan’nın ticari yaşamına dair önemli bilgileri ortaya çıkarabileceğini belirtiyor. Arkeologlar kazıları tamamladılar ve artık keşfettikleri materyal ve kemikleri inceliyorlar. Arizona Eyalet Üniversitesi, Teotihuacan’ın etrafa yayılan mimarisinin büyük kısmının toprak altında gömülü olduğunu, buna karşın antik yerleşimin modern yapılardan büyük oranda etkilenmediğini ve en nihayetinde tamamen ortaya çıkarılacağını açıkladı. (Lice Science)