Hükümet tarafından hazırlanan ve yakında Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) sunulacak olan 10. Yargı Paketi, tutuklama ve ceza infaz rejimi üzerinde önemli değişiklikler öneriyor. Özgürlük için Hukukçuları Derneği (ÖHD) Genel Merkez Yöneticisi Avukat Erhan Çiftçiler, paketin mevcut siyasallaşmış yargı pratiğini daha da ağırlaştıracağını belirtti.
Av. Çiftçiler, yeni düzenlemelerin Türkiye'de tutuklamanın bir cezalandırma yöntemi haline gelmesini pekiştireceğini ifade etti. "Mevcut yasalar tutuklamanın istisna olması gerektiğini söylüyor, ancak pratikte özellikle siyasi davalarda bunun tam tersi yaşanıyor," diyen Çiftçiler, çifte standart uygulamalarına da dikkat çekti.
Evrensel'den Eylem Nazlıer'in haberine göre, Paketin, 'propaganda' veya 'yanıltıcı bilgi yayma' gibi suçların alt sınırlarını düşük tuttuğunu ancak bu suçlamalarla tutuklanan insanların uzun süreler hapis yattığını eleştiren Çiftçiler, hükümetin bu paketi "demokratikleşme" adımı olarak sunmasının gerçek dışı olduğunu savundu.
İnfaz rejimindeki değişikliklerin de ele alındığı paket, adli suçlar için af kapsamını genişletirken, siyasi suçlar için cezaları ağırlaştırıyor. "Türkiye'de infaz rejimi adli suçlar için bir cennet, siyasi suçlar için ise bir cehennem haline geldi," diyen Çiftçiler, cezaevinde geçirilen sürelerin adil olmadığını belirtti.
Türkiye'de ceza infaz kurumlarının sayısı ve kapasitesi artmış olup, Adalet Bakanlığı'nın verilerine göre 2002'den 2024'e kadar olan süreçte 299 yeni ceza infaz kurumu açıldı ve mahpus sayısı sürekli olarak arttı. İstanbul, Türkiye'deki en fazla cezaevine sahip il olarak öne çıkıyor.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 2025 için 21 yeni cezaevi projesinin planlandığını açıkladı. Av. Çiftçiler ise "Çözüm köklü bir infaz yasası reformu," diyerek, mevcut sorunların mevzuat değişiklikleriyle değil, sistemsel bir dönüşümle çözülebileceğini vurguladı.
DEM Parti Eş Başkanı Tülay Hatimoğulları:
|
Günün öne çıkan haberleri... |