DEM Parti'den, "Cesur olacağız, yeni adımlar atacağız" diyen Erdoğan'a çağrı: İmralı kapılarını açın, Sayın Öcalan ile görüşmeler sağlansın!

T24 Politika

DEM Parti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Cesur olacağız, yeni adımlar atacağız" açıklamasına yanıt vererek, İmralı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Abdullah Öcalan ile görüşmelerinin sağlanmasını talep etti.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, TBMM'de partisinin haftalık grup toplantısında 3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle önemli açıklamalarda bulundu. Hatimoğulları, Türkiye'de engelliler için ilk kez bir manifesto hazırladıklarını duyurdu.

"Sadece bugün değil; her an ve her yerde engelliler ve aileleri için insan onuruna yakışır bir yaşam mücadelesini kararlılıkla sürdürüyoruz," diyen Hatimoğulları, engellilerin toplumda eşit yurttaş olarak kabul edilmesi ve yaşamın her alanında eşit haklara sahip olmalarını savunduklarını vurguladı.

Hatimoğulları, küresel hegemonya mücadelesinin giderek kızıştığını ve bunun birçok bölgede sıcak çatışmalara yol açtığını söyledi. Dünya kapitalist sisteminin krizinin ticaret savaşları, enerji hatları rekabeti ve yapay zeka egemenliği gibi alanlarda gerilimi artırdığını ifade etti. Ortadoğu'nun bu kaosun merkezinde olduğunu belirten Hatimoğulları, bölgede bitmeyen çatışmaların büyük göç dalgalarına ve insani krizlere neden olduğunu dile getirdi. Uluslararası güçlere insani koridorların oluşturulması çağrısında bulundu.

Ekonomik sıkıntılara da değinen Hatimoğulları, Türkiye'nin iki çeyrek üst üste küçülerek resesyona girdiğini ve alarm zillerinin çaldığını ifade etti. Gıda fiyatlarındaki artışa dikkat çekerek, "Biber 120 TL, domates 100 TL olmuş. Bu insanlar ne yiyip içecek?" diye sordu. DEM Parti olarak 2025 bütçe görüşmelerinde asgari ücretin ve emekli maaşlarının 35 bin TL'ye çıkarılması, çiftçi ve esnafın borçlarının silinmesi ve temel enerji ihtiyaçlarının ücretsiz sağlanması gibi öneriler sunduklarını, ancak bu tekliflerin reddedildiğini belirtti.

Eş Genel Başkan, çatışma ve şiddetin son bulması gerektiğini vurgulayarak, DEM Parti'nin onurlu bir barış için hazır olduğunu söyledi. Bazı kesimlerin partilerinin çözüm istemediği yönündeki iddialarını reddederek, "Bizim barışa dair umudumuzu en çok siz biliyorsunuz. Umut biziz, bunu herkes biliyor" dedi. Ayrıca, Kürt sorununun demokratik çözümüne katkı sunmak amacıyla Eş Genel Başkan Tuncer Bakırhan ile birlikte Abdullah Öcalan ile görüşme talebini Adalet Bakanlığı'na ilettiklerini, ancak henüz bir yanıt alamadıklarını ifade etti.

Hatimoğulları'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

3 Aralık Dünya Engelliler Günü

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekili Tülay Hatimoğulları, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle yaptığı grup konuşmasında, Türkiye'de engelliler için ilk kez bir manifesto hazırlandığını duyurdu. Hatimoğulları, "Sadece bugün değil; her an ve her yerde engelliler ve aileleri için insan onuruna yakışır bir yaşam mücadelesini kararlılıkla sürdürüyoruz," dedi.

DEM Parti, engellilerin toplumda eşit yurttaş olarak kabul edilmesi ve yaşamın her alanında eşit haklara sahip olmalarını savunan bir anlayışla hareket ettiklerini vurguladı. Hatimoğulları, "Sağlamcılık, ayrımcılık, şiddet ve yoksulluğun olmadığı, engellilerin eşit yurttaşlık taleplerinin yaşama geçtiği 'Yeni Bir Yaşam Mümkün' diyoruz," ifadelerini kullandı.

Engelli bireylerin yaşamda, toplumda, yasalarda ve bütçede eşit yurttaşlar olarak kabul edilmesi için mücadeleye devam edeceklerini belirten Hatimoğulları, engelli yurttaşlara bir kez daha söz verdiklerini söyledi. Bu çerçevede, DEM Parti'nin engelliler ve aileleri için insan onuruna yakışır bir yaşamı destekleme taahhüdünü yineledi.

Küresel hegemonya mücadelesi ve Ortadoğu'da yeni krizler

Hatimoğulları konuşmasının devamında şunları söyledi:

"Küresel hegemonya mücadelesi her geçen gün kızışmakta ve bu durum birçok bölgede sıcak çatışmalara yol açmaktadır. Dünya kapitalist sisteminin derinleşen krizi, ticaret savaşları, enerji hatları üzerindeki rekabet ve yapay zeka egemenliği gibi alanlarda gerilimleri artırıyor. Soğuk Savaş döneminden bu yana yaşanan en sıcak savaş süreçlerine şahit oluyoruz.

Bu süreçte, yeni ittifaklar kuruluyor ve bu ittifaklar yeni kamplaşmalara neden oluyor. Ortadoğu ise bu kaotik durumun merkezinde yer alıyor. Bölgede bitmeyen çatışma ve savaşlar, büyük kırılmalara ve düzensizlikler üzerinden yeni düzenlerin ikame edilmesine sebep oluyor. Maalesef, yine en büyük bedeli Ortadoğu halkları ödüyor; yeniden katliam, yıkım ve büyük göç dalgaları yaşanıyor. Halep'ten Tel Fırat ve Şehba'ya kadar binlerce insan göç yollarına düşürüldü.

Uluslararası güçlere çağrıda bulunuyorum: İnsani koridorların oluşturulması herkesin sorumluluğudur. Bu arada, İsrail ile Lübnan arasındaki barış antlaşmasının mürekkebi kurumadan, Suriye cephesi kaynamaya başladı. El Nusra ve HTŞ gibi tüm dünyada terör örgütü olarak kabul edilen gruplar, Suriye Milli Ordusu'nun ilerlemesine imkan tanıyan koşullardan faydalanıyor.

Suriye'nin önemli kentlerinden Halep'e giren bu gruplar, çeşitli etnik ve dini toplulukların yaşadığı mahallelerde zorla hükmetmeye çalışıyorlar. Til Rifat'a yönelik çete saldırıları da devam ediyor. Bu durumu 2011'den beri izliyoruz ve şimdi bu filmin yeni sahnelerine tanık oluyoruz."

Hatimoğulları, küresel hegemonya mücadelesinin giderek kızıştığını ve bu durumun birçok bölgede sıcak çatışmalara yol açtığını belirtti.

"Bugün Ortadoğu’da Gazze’den Hayfa’ya, Beyrut’tan Halep’e aynı savaşın iz düşümleri yaşanıyor," diyen Hatimoğulları, 7 Ekim 2023 saldırılarından sonra bölgedeki savaş denklemimin daha da genişlediğini ve çeşitlendiğini ifade etti.

"Lübnanlaşma riski ciddi tehlike"

Hatimoğulları, Lübnanlaşma riskinin Türkiye dahil bölgedeki tüm ülkeler için ciddi bir tehlike olduğunu vurgulayarak, "Bölgeye fetihçi gözlerle bakan, kendi iç barışını öteleyen her yaklaşım Lübnanlaşmaya davetiye çıkarmaktadır," dedi.

Bu atmosferde birçok ülkenin jeopolitik fırsatçılığın peşinde olduğunu söyleyen Hatimoğulları, "Birçok ülke yeni ganimetler peşinde, 'nereden ne kapabilirim' derdinde," şeklinde konuştu.

"Yeni maceraların peşinden koşmayın"

Devlet aklı ve yürütme erkine seslenen Hatimoğulları, "2011 Suriye savaşına müdahil olarak büyük bir yıkımın parçası oldunuz. Yeni maceraların peşinden koşmayın, ülkeyi felakete sürüklemeyin," uyarısında bulundu.

Hatimoğulları, Suriye’de ve Rojava’da Kürtlerin kazanımlarını yok etme hevesine girilmemesi gerektiğini belirterek, "Ortadoğu’daki hesap çarşıya uymaz. Rojava’da yaşayan Kürtlere mızrak, Türkiye’de Kürtlere zeytin dalı bir arada olmaz," ifadelerini kullandı.

"Barışta ısrar etmeliyiz"

"1 Ekim’den bu yana barışta ısrar ettik. Ama Ortadoğu’daki her gelişmede Kürt kazanımlarını boğmaya çalışmak doğru bir akıl değildir," diyen Hatimoğulları, bu yaklaşımın kaosu ve istikrarsızlığı derinleştireceğini söyledi.

"Suriye'ye müdahale yeni felaketler getirir"

Hatimoğulları, "Sınırın öte tarafındaki Kürtlere saldırarak, Türkiye’de iç barışı sağlamak mümkün değildir. Suriye’ye çomak sokmak yeni felaketlerin kapısını açar," dedi. 2011'den bu yana yaşanan deneyimlerin, yayılmacı hayaller ve Kürtlerin kazanımlarını yok etmeye odaklanan adımların fayda getirmediğini gösterdiğini vurguladı.

İktidarın IŞİD, El Nusra ve türevi örgütlere sunduğu katkının zararlarını Türkiye ve Suriye halklarının yanı sıra batı ülkelerinin de yaşadığını belirten Hatimoğulları, "IŞİD’in pratiğini ve anlayışını sergileyen HTŞ, sadece Suriye’ye değil Türkiye ve bütün dünyaya zarardır," şeklinde konuştu.

"Bölgesel barış jeopolitiğini hayata geçirelim"

Hatimoğulları, Ortadoğu'da şiddetin her yayılışının yeni felaketlere yol açtığını ifade ederek, "Gelin bu kez bölgesel barış jeopolitiğini hayata geçirelim. İçeride barış, bölgede barış ilkesini uygulayalım," çağrısında bulundu.

Yeni ve demokratik bir paradigma ile Ortadoğu’yu yeniden inşa etmenin önemine değinen Hatimoğulları, "Bu paradigma, halkların doğduğu topraklarda doyması ve birlikte, barış içinde yaşamasıyla mümkün olacaktır," dedi.

"Türkiye ekonomisi için alarm zilleri çalıyor"

Ekonomideki sıkıntılara da değinen Hatimoğulları, "Ortadoğu yangın yeriyken çanlar Türkiye ekonomisi için çalıyor," dedi. Türkiye'nin iki çeyrek art arda küçülerek resesyona girdiğini belirterek, "Artık Türkiye ekonomisi için alarm zilleri olabildiğince yüksek sesle çalmaktadır," ifadelerini kullandı.

Gıda fiyatlarındaki artışa dikkat çeken Hatimoğulları, "Düşünebiliyor musunuz, biber 120 TL, domates ortalama 100 TL, fasulye 130 TL olmuş. Buradan iktidara soruyoruz: Bu insanlar ne yiyip içecek? Bu ne sorumsuzluk, bu ne aymazlık?" şeklinde konuştu. Türkiye'de 50 milyon insanın açlık sınırının altında yaşadığını vurguladı.

"Bu adaletsizlikleri ortadan kaldırmak ve yurttaşlarımıza biraz da olsa nefes aldırmak için, 2025 yılı bütçesinin komisyon görüşmeleri aşamasında bazı önerilerde bulunduk," diyen Hatimoğulları, bu önerileri şöyle sıraladı:

Asgari ücretin ve emeklilerin maaşının 35 bin TL'ye çıkarılması,
Çiftçi ve esnafın 300 bin TL’ye kadar olan borçlarının silinmesi,
İhtiyaç sınırına kadar doğalgaz ve elektriğin ücretsiz sağlanması.

Ancak bu önerilerin AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildiğini belirtti.

"Saraylara kapandıkça halkla tek bir bağları kalmayanlar, şehirden şehire yolculuk yapanı bile 'nasıl soyarız' projeleriyle uğraşıyor. Yakında evimize giriş parası bile alabilirler," diyerek eleştirilerini sürdüren Hatimoğulları, "Bu soygun düzenine dur deme vakti geldi de geçiyor. Zaman, Karun’lara dur deme zamanıdır. 'İnsanca bir yaşam istiyoruz' diyerek itiraz etme vaktidir," ifadelerini kullandı.

Cumartesi günü KESK'in öncülüğünde düzenlenen mitingde Tandoğan Meydanı'nı dolduran on binlerce emekçiyle birlikte olduklarını söyleyen Hatimoğulları, "Orada da hep bir ağızdan haykırdığımız gibi: 'Geçinemiyoruz, yoksulluğa karşı mücadelede birleşiyoruz!'" dedi.

Çatışma, şiddet ve haksızlıkların son bulması

Meclis'teki grup konuşmasında barış çağrılarını yineledi. "1 Ekim'den beri onurlu bir barışa var olduğumuzu ifade ettik," diyen Hatimoğulları, çatışma, şiddet ve haksızlıkların son bulmasını istediklerini belirtti.

"Toprak ölümlerden yoruldu, tencereyse sefaletten... Biz buna göre dilimizi ve ciddiyetimizi kuruyor ve koruyoruz," ifadelerini kullanan Hatimoğulları, bazı kesimlerin DEM Parti'nin çözüm istemediği yönündeki iddialarına sert tepki gösterdi. "Külliyen yalan! Barış mücadelemizin zekatını versek size bir ömür boyu yeter," dedi.

Hatimoğulları, "DEM Parti'de umut görünmüyor diyorlar. Bizim barışa dair umudumuz başta dünya olmak üzere en çok siz biliyorsunuz. Umut biziz, bunu herkes biliyor," diyerek partilerinin barış konusundaki kararlılığını vurguladı.

"Bakın, DEM Parti burada, onurlu barış için hazır! Asıl siz söyleyin: Var mı demokratik bir çözüm planınız? Var mı barış iradeniz?" şeklinde konuşan Hatimoğulları, hükümete ve ilgili makamlara çağrıda bulundu.

Abdullah Öcalan ile görüşme talebi

Hatimoğulları, geçtiğimiz hafta Eş Genel Başkan Tuncer Bakırhan ile birlikte, Kürt sorununun demokratik çözümüne katkı sunmak amacıyla Abdullah Öcalan ile görüşme talebini Adalet Bakanlığı'na ilettiklerini hatırlattı. "Aradan bir hafta geçmesine rağmen Bakanlıktan dönüş almadık," dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Cesur olacağız, yeni adımlar atacağız" sözlerine atıfta bulunan Hatimoğulları, "Bizler de bir cesaret örneği olarak, "İmralı kapılarını açın" diyoruz, Sayın Öcalan ile görüşmeler sağlansın" diyoruz, "Türkiye'nin ve Ortadoğu'nun barışına hep beraber çalışalım" diyoruz" açıklamasında bulundu.