Galatasaray Kulübü'nün Başkanı Mustafa Cengiz ve Teknik Direktörü Fatih Terim hiç kuşkusuz onurlu insanlardır. Galatasaray için yürekleri atan kişilerdir. Özellikle Fatih Terim Galatasaray taraftarlarının gözünde 'İmparator'dur.
Geçmişte çok büyük başarılara imza atmıştır. Geldiğimiz noktada Başkan "Kral çıplak" dedirten, 'İmparator' ise tahtına tutunmak için kendisinden başka herkesi suçlayan, bahaneler üreten ve çabaladıkça daha da dibe vuran yorgun ve bıkkın cengavere dönüşmüşlerdir.
Mesele yenilgiler değil kulübün kimliği
Mesele sadece Galatasaray'ın ligde, Türkiye Kupası'nda ve Avrupa'da aldığı sevimsiz sonuçlar değildir. Her takım yenilir veya kazanır. Bazen bu sonuçlar süreklilik de kazanır. Mesele Galatasaray'ın kimliği ve tarihidir.
Geçen sezon geriden gelip lig şampiyonluğunu kazanmış olmak ne yazık ki Galatasaray'ın başarı hanesine yazılmıştır. Oysa bu Başakşehir'in deneyimsizliğinden ve diğer takımların başarısızlığından kaynaklanan bir talih kuşundan ibarettir. Gerçekte Galatasaray uzun süredir, evini barkını dağıtıp huzurevine sığınmış yaşlılara benzemektedir.
Galatarasay kahvede pişpirik oynayanların kayıtsızlığı içinde gününü geçiriyor
Oysa spor ve özellikle futbol tüm dünyada genç ve atletik oyuncuların, yenilikçi teknik heyetlerin oluşturduğu ortak bir plan ve kurgu içinde görev paylaştıkları, birlikte sorumluluk aldıkları bir zeka oyununa dönüşmüş durumdadır. Galatarasay ise kahvede pişpirik oynayanların rahatlığı ve kayıtsızlığı içinde gününü geçirmektedir. Takımda ne bir heyecan, ne bir dinamizm, ne de bilinçli bir oyun planı ve kurgu vardır.
Kulüp yönetimi ise, bir yandan teknik direktörün arkasına sığınan ve taraftar popülizmine teslim olan, diğer yandan teknik direktörle sorunu olduğu algısını yaratan 'yönetimsizlik' duruşu sergilemektedir.
Sadece para işi değil
Modern futbolu benimseyen bir takım yaratmak sadece para işi değildir. Kaldı ki Galatarasay elindeki oyunculara gerçek değerlerinin üstünde paralar da ödemektedir. Sorun, Galatasaray'ın, daha ucuz maliyetli oyunculardan kurulu takımlar gibi, sonuçta yenilse dahi bir mücadele becerisi ve oyun kurgusu sergileme yoksunluğudur.
Bu yapının birkaç dokunuşla düzeltilmesi olasılığı tamamen şansa kalmıştır. Daha da vahimi, Galatasaray bu yapısı ve mali kıskacı ile bu sezonu aşan ve birkaç yıla sirayet edebilecek bir zaafiyeti içinde barındırmaktadır. Onurlu insanlar, gelecek için hiçbir umut vermeyen böyle bir takımı yaratmış olmanın sorumluluğunu taşır ve yol bitmeden yeniliğe kapıları açma erdemini gösterirler.
Volkan Vural, E. Büyükelçi