Geçen hafta kaleme aldığım değiştirilmez maddeler konusundaki yazım üzerine bazı tepkiler veya yanıtlar geldi. Bunların hepsine yanıt vermek mümkün görünmüyor ama bazı notlar düşmek istiyorum.
* * *
İlginç olan şu ki bazıları, ilk üç maddeyle ilgili sorunun hâlâ “CHP zihniyeti” olduğunu söyledi. Bu ezber iyi çalışıyor olsa gerek ki her bağlamda yapıştırıveriyorlar.
Oysa gerçeklik çok farklı.
Aslında, yürürlükteki Anayasa’nın değişmez maddelerinin arkasında CHP’li isimler vardır.
Anayasa'nın ilk taslağında (“Aldıkaçtı Taslağı”) değişmezlik hükmü sadece Cumhuriyet için vardı. Danışma Meclisi, değişmezliğin Cumhuriyet'in niteliklerini de kapsadığına dair AYM yorumunu hatırladı.
Eski CHP’li Prof. Hamza Eroğlu ve arkadaşlarının önergesiyle 2’nci maddenin de kapsama alınması tartışıldı.
Yine eski CHP’li ve Kars Senatörü Mehmet Hazer’in önerisiyle 3'üncü maddenin de kapsama alınması gündeme geldi.
Millî Güvenlik Konseyi şu anki metne son biçimini verdi.
Pek bilinmeyen bu tarihsel notu buraya düşmek lazım.
* * *
Önceki yazımda AYM’nin ilk üç maddenin yanı sıra dördüncü maddenin de kendini koruduğunu söylediğini aktarmıştım.
Kimileri bu içtihadın Türk AYM’nin bir fantezisinden ibaret olduğunu ileri sürdü.
Hiç değil!
Hatta bu çıkarımın dünya hukukunda da güçlü bir yeri var. Örneğin, Alman Anayasa Mahkemesinin çeşitli kararlarında benzer yaklaşımları görebiliriz (Meraklısı için bkz. BVerfGE 84, 90, 120; BVerfGE 89, 155, 180). Öyle ki Mahkeme, Nazizm geçmişini akılda tutarak, böyle bir değişikliğin referandum yoluyla bile mümkün olmadığını söyledi.
Alman anayasa literatüründe de baskın görüş bu yöndedir (Bkz. Dreier, Hesse, Kirchhof, Pieroth, Rubel, Vismann ve Stern'in çalışmaları).
Bu yazarlara göre; değişme yasağı getiren bir hükmün değiştirilebilir olduğunu savunmak, hükmün mantığına ve eşyanın tabiatına aykırıdır. Böyle bir girişime karşı tüm Almanların direnmesi bir haktır.
Şu ifade özellikle dikkat çeker:
“Bir devrim gerçekleşmedikçe, bu hüküm insan haysiyetinin dokunulmazlığına düşman olanlara meşruluk örtüsü sunmaz.”
* * *
Son olarak; değişmez maddeler konusunda, olumlu veya olumsuz değişiklik tartışmalarının başlatılmasına binaen de bir not düşmek lazım.
Siyasal alanda karşılaştırma kâğıt üzerinde ve zamandan/mekândan bağımsız yapılmaz; bağlam her şeydir.
Bu bakımdan bence bugün, değiştirilemezlikle ilgili akademik olasılıkları siyasete taşıma zamanı değildir.
Aksi tutum, bu dengesiz ve örgütsüz iklimde ülkemize ve toplumumuza ağır zararlar getirir.
Şu koşullarda Anayasa’nın değişmez maddelerine dönük girişimlere karşı durmak, ironik bir şekilde devrimci ve ilerici bir duruştur.
Tolga Şirin kimdir?Tolga Şirin, İzmir'de doğdu. İstanbul Barosu'na kayıtlı avukat ve Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı'nda doçent olarak çalışmaktadır. Hukuk alanındaki lisans ve lisansüstü eğitimini Marmara Üniversitesi'nde tamamladı. Lisans eğitimi sonrasında Londra Birkbeck Üniversitesi'nde insan hakları hukuku eğitimi aldı; doktora ve doktora sonrası aşamalarda Köln Üniversitesi Doğu Hukuku Enstitüsü'nde araştırmacı olarak görev yaptı. TÜBİTAK Sosyal Bilimler Programı ve Raoul Wallenberg Enstitüsü bursiyeridir. Aybay Vakfı (2010) makale yarışması ödülünün sahibidir. 2006-2008 yılları arasında İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi yürütme kurulu üyeliği yaptı. Ondan fazla kitap ve çok sayıda makalesi olan Şirin, İngilizce ve Almanca bilmektedir. Geçmişte Radikal ve BirGün gazeteleri ile Güncel Hukuk dergisinde güncel yazılar yazan Şirin, haftalık yazılarını 2020'den beri T24'te yayımlamaktadır. |