Stelyo Berberakis

30 Eylül 2024

Türk-Yunan ilişkilerinde yeni gelişmeler: Ege ve Doğu Akdeniz’de kıta sahanlıkları mı belirlenecek? Ruhban Okulu açılması tekrar gündemde

İki ülke liderinin Ege ve Doğu Akdeniz’de karşılaşılan sorunların giderilmesi; insan tacirlerinin yakalanması gibi güvenlik makamları arasında iş birlikleri; azınlıkların dini özgürlüklerinin sağlanması, Kıbrıs sorununun çözümünü öngören müzakerelerin yeniden başlatılması gibi alınacak kararları hayata geçirilirse, işte o zaman “Türk-Yunan ilişkilerinde gerçekten yeni bir sayfanın açılacağından” söz edilebilir

Cumhurabaşkanı Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Miçotakis

Bilindiği gibi Türk-Yunan ilişkileri yıllardan bu yana inişli çıkışlı evrelerden geçiyor.

Bu ilişkiler, bazen iki NATO ülkesini savaşın eşiğine getiren irili ufaklı krizler yaratıyor, bazen de iki ülke arasında dostluk, iş birliği, dayanışma ve barış rüzgarları estiriyor.

Şu günlerde dostluk, iş birliği ve barış rüzgarları hâkim.

6 Şubat 2023’ten itibaren süren ılımlı ilişkiler çerçevesinde, iki ülke liderinin karşılıklı ziyaretler ve uluslararası platformlarda görüşmelerde sık sık “yapıcı, olumlu ve verimli bir havanın estiği” açıklamaları yapılıyor.

Cumhurabaşkanı Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in BM Genel Kurul toplantısı çerçevesinde New York’ta yaptıkları son görüşmenin de aynı olumlu havada geçtiği açıklandı.

Ama New York görüşmesinden sonra yapılan son açıklamaların satırlarından biri dikkat çekiciydi.

İki liderin “...ilişkileri daha fazla ilerletecek adımların atılmasında mutabık kaldıkları” belirtilen bu satırların ardından Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın kasım ayı içinde Atina’yı ziyaret edeceği açıklandı. 

Hakan Fidan’ın Yunan meslektaşı Yeorgos Gerapetritis ile yapacağı görüşmesininin “iki ülke arasında 2025 yılının ilk aylarında Ankara’da yapılmasına karar verilen Yürksek Düzeyli İş birliği Toplantısı’nın hazırlanmasını amaçladığı” açıklanmıştı.

Ancak kulis bilgileri, iki bakanın –kurmaylarıyla birlikte -Atina’da yapacakları görüşmelerde iki ülke ilişkilerinde “bugüne dek cız” eden “hassas” konuları da ele alacakları yolunda.

Aynı iddialara göre Fidan ile Gerapetritis, iki liderden aldıkları talimatlar üzerine, “Ege ve Doğu Akdeniz’de her ülkenin kendisine göre gördüğü kıta sahanlıkları ve Münhasır Ekonomi Bölgeleri’nden kaynaklanan ihtifaları masaya yatıracaklar.

Yunan basınına göre, “Fidan ile Gerapetritis Ege ve Doğu Akdeniz’de sürekli sorun yaratan kıta sahanlıklarının belirlerlenmesi ile ilgili ihtilafların giderilmesini öngören müzakerelerin hukuki çerçevesini belirlemeye çalışacakla.r

Aynı haber kaynaklarına göre, “iki bakan eğer bu konuda bir mutabakat sağlarsa o zaman bu müzakerelerin ikinci aşamasında taraflar, haritalar üzerinde çalışmalar başlatacak.”

İki ülke arasında gerçekten böyle bir mutabakat sağlanırsa işte o zaman “olumlu ve verimli bir gelişme” gibi basma kalıp açıklamalar asıl değerini kazanmış olacak.

Eğer yine mutabakat sağlanamazsa tarafların uluslararası mahkemelere birlikte başvurma olanakları aranacak.

Diplomatik çevreler, iki ülke arasındaki kıtasahanlıklarının bir şekilde belirlenebilmesi için Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Yunan Başbakanı Miçotakis’in kararlılıkla siyasi irade göstermeleri gerekiyor.

Böyle bir mutabakatın, her iki ülkedeki muhalefet partileri ve aşırı milliyetçi guruplar tarafından elbette hoşgörüyle karşılanması beklenemez.

Egemenlik haklarımızdan ödünler verildi” ya da “karşı tarafın kucağına oturduk” gibi söylemlerin havada uçuşması kaçınılmaz olacağı kesin…

İki liderin bugüne dek yaptıkları görüşmelerin “olumlu ve yapıcı geçtiği” yolundaki açıklamalar, daha şimdilerden muhalefet partileri ve aşırı milliyetçiler tarafından “kuşku” ile karşılanıyor.

Bu gibi “milli ve hassas” konuların çözümünde siyasi irade göstermek için en fazla cesaret göstermesi gereken Yunan Başbakanı Miçotakis, eleştirilerin önüne geçmek amacıyla “Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşüyoruz. Bu görüşmelerimiz her konuda anlaşıyoruz anlamına gelmez. Bu görüşmelerimiz aramızdaki sorunların egemenlik haklarımızdan ödün vermeksizin çözmeyi amaçlıyor” açıklamasını yapma ihtiyacını hissediyor.

 Göçmen tacirlerine karşı ortak mücadele

İki liderin mutabakat sağladığı diğer bir konu “insan tacirlerinin önlenmesi ve yakalanması için iki ülke arasında zaten yapılan iş birliğinin güçlendirilmesi” ile ilgili.

Bu çerçevede İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile Yunan meslektaşı Nikos Panayotopoulos’un bir araya gelmesi bekleniyor.

Ve Ruhban Okulu açılıyor mu?

Son günlerde yeniden gündeme oturan diğer bir konu ise Heybeli adadaki Ruhban Okulu’nun yeniden açılması ile ilgili alınan duyumlardan oluşuyor.

Her iki ülkenin basınında büyük puntolarla yayınlanan haberler, “1971’de çıkartılan bir yasa ile kapatılan Ruhban Okulunun yeniden açılması için gösterilen uğraşıların sonuna gelindiği” yolunda…

Kilise çevrelerinden edinilen bilgiler, bu haberleri doğrular niteliğinde.

Patrikhaneye bağlı “Ruhban Okulunun açılacağı ancak statüsü; yönetimi ve işletme koşulları” gibi müzakerelerin hala devam ettiği” belirtiliyor.

Ruhban Okulu’nun açılmasına karşı Atina’nın Batı Trakya Türk azınlığının “müftü seçimi” gibi karşılaştığı bazı sorunların giderilmesi gibi çalışmaların yaptığı öne sürülüyor.

Kıbrıs dosyası yeniden açılacak mı?

Yarım yüzyıldan fazla süregelen Kıbrıs sorununun çözümü ile ilgili yapılan bütün müzakerelerden sonuç alınamamasının Türk-Yunan ilişkilerini de olumsuz etkilediği aşikâr.

Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in, New York’ta BM toplantıları çerçevesinde BM Genel Sekreteri Guterres ile yaptığı ikili görüşmesinde “Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlatılması ve BM Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde ‘adil ve kalıcı bir çözüm’ bulunmasına katkıda bulunmasını istediği” açıklandı.

Siyasi gözlemciler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kıbrıs’ta iki devlet çözümünden başka çözüm yok” ile ilgili görüşünü dile getirmesine rağmen Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlatılması için gösterilen uğraşıların sonuç getirmesi ve ilgili tarafların bu konuda ikna edilmesi olasılığında “Erdoğan’ın Kıbrıs Türk ve Rumlarının yeniden masaya oturmasına karşı gelemeyeceğine” inanıyor.

Sonuç…

İki ülke liderinin Ege ve Doğu Akdeniz’de karşılaşılan sorunların giderilmesi; insan tacirlerinin yakalanması gibi güvenlik makamları arasında iş birlikleri; azınlıkların dini özgürlüklerinin sağlanması, Kıbrıs sorununun çözümünü öngören müzakerelerin yeniden başlatılması gibi alınacak kararları hayata geçirilirse, işte o zaman “Türk-Yunan ilişkilerinde gerçekten yeni bir sayfanın açılacağından” söz edilebilir.