Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığına bağlı Stratcom Forum, geçen günlerde dünyanın 20 ülkesinde Cumhurbaşkanı RT Erdoğan’ın uzun bir süredir -BM kürsüsünden dahil- dile getirdiği ve Birleşmiş Milletlerin (BM) veto hakkına sahip 5 kalıcı üyesinden oluşan Güvenlik Konseyinin üyelerini (ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa)kastederek “Dünya Beşten Büyüktür” çağrısına nasıl bakıldığını öngören çeşitli paneller düzenledi.
Bu panellere Türkiye’den başka o ülkelerin akademisyenleri katıldı ve hemen herkes Cumhurbaşkanı’nın bu çağrısını olumlu karşıladı ama “bu nasıl olacak?” sorusuna kimse cevap veremedi.
Cumhurbaşkanının bu çağrısını dünya ülkelerine tanıtmaya çalışan ve tartışılmasını sağlayan Stratcom Forumlarından biri de Atina’da düzenledi.
Panele gösterilen ilgi gerçekten büyüktü. Belki de 20 ülke arasında en çok ilgi çeken panellerden biri oldu.
Büyükelçi Çağatay Erciyes’in açılış konuşmasıyla başlayan panele 3 Yunan; 3 Türk akademisyen katıldı. Her iki ülkenin gazetecileri de kendi aralarında aynı konuyu irdeleyen bir panel düzenledi.
Akademisyenlerin ve gazetecilerin örnekleriyle dile getirdikleri görüşler aynı frekans doğrultuda oldu...
Yani “Evet bu doğru, dünya beşten büyüktür, ama bu nasıl olacak?” sorusuna kimse bir cevap veremedi.
Kaldı ki bu soruyu dünya gündemine getiren Cumhurbaşkanı RT Erdoğan da bugüne kadar bu soruya bir cevap veremedi. Çünkü bunu bilmek; ya da bireysel olarak bunun nasıl olacağını kanıtlayarak yanıtlamak imkânsız... Panelleri düzenleyen İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un videolu mesajında da bu soruya bir cevap verilmedi.
Fahrettin Altun videolu mesaj yolladı
Panele katılan Yunan profesör ve geçen yıla kadar Kadir Has Üniversitesi’nde eğitim görevlisi Dimitri Trantafyllou, BM içinde bir yıl önce başlatılan “BM Güvenlik Konseyi üyeleri sayısının genişletilmesini; bu genişleme olursa kalıcı ya da geçici kaç üye ülkesinin yer alabileceğini; üyeler arasında çoğunluk/azınlık oranının nasıl olması gerektiğini; bugüne kadar her bir kalıcı üye ülkenin veto kullanma hakkının devam edip etmeyeceğini; ” öngören çalışmaların yapıldığını ancak bir türlü bir sonuca varılamadığını söyledi.
Yunan konuşmacılar, akademisyen ve gazeteciler, özetle “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu çağrıyı yapmakta haklı olduğunu; bu çağrısının BM genel kurul toplantılarında büyük alkışlarla karşılandığını; ne var ki hiçbir dünya liderinin bu çağrıyı destekleyecek hiçbir adım atmamasının düşündürücü olduğuna” dikkat çektiler.
Büyükelçi Çağatay Erciyes, açılış konuşmasında Yunanistan’ın da aynı görüşü paylaşmış olmasından duyulan memnuniyeti dile getirdi. Yunanistan’ın, Türkiye’nin de desteğiyle BM Güvenlik Konseyi’nin geçici 5 üyesinden biri olarak seçilmesinden sonra “Yunanistan’ın 2 yıllık geçici BM Güvenlik Klonseyi üyeliği süresinde bu konuda yapılan uğraşılarda önemli bir rol oynayabileceğine” dikkati çekti.
BM Güvenlik Konseyi dünyanın kaderini belirliyor
1946’da, kısaca, “dünya savaşlarına meydan verilmemesini; uluslararası barışın diyaloglar ve işbirliği yapma yoluyla çözümlenmesini” öngören Birleşmiş Milletlerin Güvenlik Konseyi (BMGK) 2.dünya savaşından galip çıkan beş ülkenin kalıcı üyeliği şartı ile kurulmuştu.
Milyonlarca insanın ölümüne yol açan “1.ve 2.dünya savaşlarının bir daha yaşanmaması için” kurulan BM ve BMGK son yıllarda ne denli başarılı olmuştur?
Üniversite öğrencileri arasında yapılan geniş bir araştırma, yeni kuşak üniversite öğrencilerinden 10’da dokuzunun BM’nin “başarısız bir organizasyon” olduğuna inandığını gösterdi...
Gerçekten de örneğin Rusya.
Rusya BM Güvenlik Konseyinin kalıcı ve veto hakkına sahip bir üyesi olarak Ukrayna topraklarındaki varlığının sona ermesini öngören BM kararlarını veto hakkını kullanarak reddetme lüksüne sahip...
Başka bir örnek bugünkü ABD.
İktidara geldiği günden beri dünyayı alt üst eden açıklamalarına devam eden ABD başkanı Donalt Trump, eğer gerçekten Grönland, Panama ya da Kanada’yı ilhak etmeye kalkarsa, BM’nin bu operasyonlara karşı çıkacak olası kararlarını önlemek için veto hakkını kullanmayacak mı? Elbette kullanacak.
Peki BM kararlarına uymayanlara karşı yaptırımlar var mı? Yok. Çünkü BM’nin bu ülkelere karşı uygulanması gereken olası yaptırımları uygulatacak bir yetkisi, bir gücü yok.
Çünkü BM’nin mali kaynakları kısıtlı. BM bütçesine en büyük katkıyı yüzde 22 ile ABD sağlarken, Çin ancak yüzde 12’sini, Japonya yüzde 8.5’ini, Rusya yüzde 2.4’ünü, aynı sıralamada Türkiye sadece yüzde 1.5’ini sağlayabiliyor. Yani nereden bakılsa BM’nin “patronu” yine ABD çıkıyor.
Ya da Elon Musk...
Biz faniler, BM ve organlarının dünyaya nasıl adil bir düzen getirileceğine kafa yorarken; Güney Afrika kökenli ABD vatandaşı bir işadamı olan Elon Musk adlı bir mültimilyarder ABD’yi de arkasına alarak diğer ülkelerin nasıl yönetilmesi gerektiğine dair ya da ülkelerin içişlerine karışarak ahkamlar kesiyor...
Bununla da yetinmeyip, AB üyesi Polonya’nın Dışişleri Bakanının yüzüne karşı “...sesini kesmezsen ülkenin iletişim, haberleşme ağını sağlayan, sahibi olduğum Starlink sistemini tek bir düğmeye basarak keserim haaa” türünde savurduğu tehditlerini yalnız Polonya’ya karşı değil; “...gelinim sana söylüyorum, kızım sen anla” dercesine hemen bütün ülkeleri uyarma cesaretini gösterebiliyor ve “büyük” olarak tanımlanan ülkelerin hiç biri buna sesini çıkartmıyor.
Durumlar bu noktaya gelmişken; “dünya beşten büyüktür” sloganının, mültimilyarder ve Trump’ın yoldaşı Musk’ın bu uyarılarını da göz önünde bulundurursak “dünya birden büyüktür” şeklini almaması ve Musk’ın Must (zorunlu) olmaması dileklerimizle...
Elon Musk dünyanın yeni lideri mi?
Not:
Panele katılanlar: soldan sağa Doç.Dr Esra Özsüer, Prof Dr Yeorgos Tzogopoulos, Prpf Dr Zuhal Mert Uzuner, Basın müşaviri Duygu Löoğlu, Büyükelçi Çağatay Erciyes, Prof Dimitris Triantafyllou ve Dr Sypos Katsoulas.