Stelyo Berberakis

24 Nisan 2022

Bu nisan ayının önemi...

Bin 400 yıllık kapıdaki rozetin "Madalyon, ahşabın doğal sürecinden yıprandı, ufak bir dokunma ile tahribat oluştu" gibi gösterilen resmi gerekçeler pek inandırıcı bulunmadı

Bugün pazar 24 Nisan Pazar. Dün, 23 Nisan Çocuk Bayramı kutlandı. Mustafa Kema'in o dönemdeki çocuklara ve ondan sonraki kuşaklara armağan ettiği bu bayramın önemi vurgulandı. 

Türkiye, İslam dünyası gibi, bir hafta sonraki Ramazan bayramını kutlamaya hazırlanırken, Ortodoks Hristiyanlar bugün kendi Paskalya bayramını kutluyor. Bu hafta, aynı zamanda Musevilerin de Paskalya haftasıydı. 

Katolik Hristiyanlar geçen hafta kutlamıştı aynı bayramı. Hristiyanlığın iki mezhebe ayrılması ve Paskalya bayramını ayrı ayrı kutlamalarının geçmişi 1054 yılına dayanıyor.

Bugünkü İstanbul, o yüzyılda Bizans imparatorluğunun (Doğu Roma) başkenti Konstantinopolis iken, Hristiyan kilisenin ikiye ayrılmasına (büyük schizma) sahne olmuş; üstelik Katolik haçlı ordularının 1204'te Ortodokslar'ın başkenti Konstantiniye'yi 60 yıl sürecek işgaline ve yağmalamasına neden olmuştu..

Rusya'nın Ukrayna'daki askeri operasyonlarını sürdürmesiyle iki ortodoks ülke arasında patlak veren trajik savaş, kuşkusuz her iki ülkede de kutlanması gereken bu Paskalya bayramına ağır bir gölge düşürüyor.

Avrupa'nın gidişatı...

Bu ayın diğer bir önemi, sonuçlarının bu akşam açıklanması beklenen Fransa'daki Başkanlık seçimleriyle ilgili. Liberal Macron ile aşırı milliyetçi Le Pen arasındaki yarışın sonuçları, bir bakıma Avrupa'nın gidişatını da belirleyeceğe benziyor.

İngiltere Kraliçesi'nin de 96. yaşına bastığı bu nisan ayında Londra'daki geleneksel "kraliçenin yaş günü kutlamaları" yapıldı ancak bu kutlamalar ilk kez Kraliçe'nin kendi arzusuyla "Kraliçesiz" yapıldı. Kutlamalar yine dünya ülkelerinin haber bültenlerinde konu oldu.

Her yıl olduğu gibi bu yılın nisan ayında da Türkiye'de "1915 olayları" olarak adı geçen ve ABD'nin geçen yıl "Ermeni soykırımı" olarak kabul ettiği Ermeni'lerle ilgili konferanslar düzenlendi. Yine tarihi arşivlerin açılması istendi. Yine ABD'nin bu nisanda "ne mesaj vereceği" konusu tartışıldı.

Yunanistan için önemi

Bu Nisan ayında da Yunanistan'daki Albaylar Cuntası'nın "21 Nisan 1967" darbesini lanetleyen yayınlar yapıldı. 7 yıl süren askeri yönetimin demokrasiye verdiği zararlar irdelendi. Darbeci subayların 1976'da yargılandıktan sonra hepsinin ömürboyu hapis cezasıyla yattıkları hapishanede ömürlerini yitirdikleri anımsatıldı. 


Aynı ayın son haftasında Yunanistan Başbakanı Kiryakos Mitsotakis'in 16 Mayıs'ta ABD Başkanı Biden ile görüşmek için Washington'a davet edildiği açıklandı.

Hayat pahalılığının hüküm sürdüğü Yunanistan'da da asgari ücretlere 50'şer Euro zam yapılacağını ve asgari ücretin mayıs ayından itibaren 713 Euro'a çıkarıldığını- açıklayan Mitsotakis'in nabız yoklamalarına göre, ana muhalefet radikal sol SYRİZA'nın lideri Alexis Tsipras'ın hâlâ önünde bulunduğu gösterdi. Seçimlerin Yunanistan'da da 2023'te yapılacağı açıklanıyor.

Ayasofya tahribatı

Bu ay, Ayasofya'daki "imparator kapısı" olarak tanımlanan 7 metre uzunluğundaki tunç/ahşap karışımı dev kapının tahta rozetinin tahrip edilmesi UNESCO'nun da gündemine geldi. 

Bin 400 yıllık kapıdaki rozetin "Madalyon, ahşabın doğal sürecinden yıprandı, ufak bir dokunma ile tahribat oluştu" gibi gösterilen resmi gerekçeler pek inandırıcı bulunmadı.

Rozetin, yani madalyonun, "marangozların tahtaları oymak için kullandıkları kesici bir aletle kurcalandığını" öne sürenler oldu. Nitekim "tamir edildiği" açıklanan rozetin "alelacele macunla yamalandığının gözlerden kaçmadığını" öne sürenler "Bin 100 yıl Kilise, 482 yıl Cami, 85 yıl müze ve son iki yıldan bu yana yine cami olarak hizmet veren bu eşsiz yapının son zamanlarda maruz kaldığı tahribatların ve mermer duvarlarına niçin zarar verildiğinin de araştırılmasının gerektiğinden" söz ediyor. 

Biraz da Türk-Yunan

Cumhurbaşkanı RT Erdoğan ile Yunan Başbakanı Mitsotakis arasında İstanbu'da gerçekleşen ikili görüşmelerden bu yana iki ülke arasında herhangi bir kriz yaşanmadı.

Buna rağmen karşılıklı "atışmalar" devam ediyor.

Türkiye, Yunan adalarının silahlandırılmasından yakınırken; Yunanistan, Yunan adaları karşısındaki Türk çıkarma gemilerinin varlığından rahatsız oluyor.

Her iki tarafta yapılan açıklamalarda "Biz dostluktan ve barıştan yanayız, ama bizimle uğraşmayın yoksa kötü olur" gibi ifadelerin kullanılması iki ülke ilişkilerinin ne denli hassas; ve karşılıklı güven duygularının ne denli yetersiz olduğunu gösteriyor.