Pınar Okyay

23 Temmuz 2023

25 Temmuz Dünya Boğulmayı Önleme Günü

Her yıl tahminen 236 bin kişi boğulma nedeniyle ölüyor ve bu da yaralanmaya bağlı tüm ölümlerin yüzde 7'sini oluşturuyor. Küresel olarak, en yüksek boğulma oranları 1-4 yaş arası çocuklar arasında görülüyor, bunu 5-9 yaş arası çocuklar izliyor

Yaz ayları ile birlikte deniz kıyısında bulunan illerden başta olmak üzere boğulma haberleri geliyor.

Boğulma, dünya çapında son on yılda 2,5 milyondan fazla ölüme neden oldu.

Dünya Sağlık Asamblesinde de bu durum göz ardı edilemedi. Bu yıl mayıs ayında Asamble tarihinde ilk kez hükümetlerden ve paydaşlarından Dünya Sağlık Örgütü ile işbirliği içinde 2029'a kadar boğulmayı önleme konusundaki eylemlerini hızlandırmalarını talep eden -bu konudaki ilk- karar kabul edildi.

Dünya Sağlık Örgütü koordinasyonunda 25 Temmuz'da Dünya Boğulmayı Önleme Günü olarak etkinlikler yapılacak; "insanlara herkesin boğulabileceği ama kimsenin boğulmaması gerektiğini hatırlatılacak."

Bu konuya dikkat çekmek, duyarlılık geliştirmek gerekiyor.

Boğulmaya bağlı kayıpların bedeli yüksek, oysa tamamen önlenebilir.

Bu bedele biraz yakından bakalım.

Her yıl tahminen 236 bin kişi boğulma nedeniyle ölüyor ve bu da yaralanmaya bağlı tüm ölümlerin yüzde 7'sini oluşturuyor. Küresel olarak, en yüksek boğulma oranları 1-4 yaş arası çocuklar arasında görülüyor, bunu 5-9 yaş arası çocuklar izliyor. Hem ülkeler içinde hem de ülkeler arasında boğulma oranları, toplumun sosyoekonomik açıdan en dezavantajlı üyeleri arasında en yüksek. Bu nedenle boğulma ile eşitsizlikler arasındaki güçlü bir ilişki bulunuyor. Yoksulluk boğulma riskini arttırıyor.

Boğulma ölümlerinin yüzde 90'dan fazlası nehirlerde, göllerde, kuyularda, düşük ve orta gelirli ülkelerde evsel su depolama alanlarında ve yüzme havuzlarında meydana geliyor. İklim değişikliği etkisi ile daha da sık izlenen seller boğulma riskini arttırıyor.

Dünya Sağlık Asamblesi'nin "küresel olarak boğulmayı önleme eyleminin hızlandırılması" kararı ile üye devletlerin kendi ulusal boğulma durumlarını değerlendirmeleri ve boğulma riskini azaltmak için politika geliştirmeleri bekleniyor. Dünya Sağlık Örgütü, bir süredir riskin çok yüksek olduğu Bangladeş, Filipinler, Uganda, Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti ve Vietnam gibi ülkelerde ulusal boğulmayı önleme faaliyetlerini destekliyor. Ama uluslararası işbirliği de şart. Sorunun küresel niteliği nedeni ile önerilen, bir Boğulmayı Önleme Küresel İttifakının kurulması. Bu ittifaktan da bir Küresel Boğulma Önleme Stratejisi bekleniyor.

Bu sürecin küresel anlamda ilk gözle görülür etkinliği birkaç gün sonra, 25 Temmuz’da gerçekleşecek.

Dünya Boğulmayı Önleme Günü bir küresel savunuculuk etkinliği. "Boğulma nedeniyle kaybedilen hayatları hatırlamayı ve su içinde ve çevresinde güvenlik konusundaki bilgileri artırmayı" amaçlıyor.

Dünya Sağlık Örgütünün altı kanıta dayalı, düşük maliyetli boğulmayı önleme müdahalesi önerisi bulunuyor:

  1. Suya erişimi engelleyen ya da kontrollü geçişi izin veren bariyerler kurmak
  2. Yetkin çocuk bakımı ile okul öncesi çocuklar için sudan uzak güvenli yerler sağlamak
  3. Okul çağındaki çocuklar başta olmak üzere herkese temel yüzme, su güvenliği ve güvenli kurtarma becerilerini öğretmek
  4. Görgü tanıklarını güvenli kurtarma ve canlandırma konusunda eğitmek,
  5. Kişisel güvenlik giysileri de dahil olmak üzere, güvenli tekne, gemi ve feribot düzenlemelerini belirlemek ve uygulamak
  6. Yerel ve ulusal sel ve diğer tehlikeler ile ilgili yönetimi geliştirmek

Dünya Sağlık Örgütünün bu çerçevelere dayalı bir de bireysel eylem önerileri var.

Öncelikle bu yazının yazılmasına da neden olan ilk önerileri boğulma ile ilgili farkındalığı arttırma. Sosyal medyanın doğru kullanımındaki gücü işimize çok yarayacaktır. Herkese bir yüzme sınıfına kaydolması öneriliyor; üstelik yüzmenin diğer sağlık yararlarına da dikkat çekiliyor. Yine hepimiz için geçerli bir başka öneri de, temel kurtarma ve yeniden canlandırma, temel yaşam desteği işlemlerini öğrenmemiz. Bu bilgi ve becerimiz, hayat kurtaracaktır. Diğerleri güvenlik önlemleri, çocukların yetişkin gözetiminde tutulması, su üzerinde can yelekli seyahat edilmesi, ekipman işlerliliğinin daima kontrol edilmesi.

Yapılan çalışmalar, yukarıdaki saydıklarıma ek olarak bazı riskleri ortaya çıkarmış: Erkek olma, 14 yaş öncesi gruplar, alkol kullanımı, düşük gelir, düşük eğitim düzeyi, kırsalda ikamet etmek, riskli davranışta bulunmak ve gözetim eksikliği. Bazı sağlık sorunları olanlara da dikkat çekiliyor. Epilepsisi olan kişilerde boğulma riski, epilepsisi olmayanlara göre 15 ila 19 kat daha fazla bulunmuş.

Boğulma sonucu ölen her kişiye karşılık, dört kişinin acil serviste bakım aldığı hesaplanmış. Amerika Birleşik Devletleri'nde, kıyı eyaletlerinde tüm bunların maliyet analizleri de yapılıyor. Ortaya çıkan sonuç, sorunun çok ciddi bir ekonomik yükünün de olduğu.

Boğulma ile ilgili bu yazıyı yazmama neden olan diğer konu da, çok yakın bir zamanda Ege sularındaki göçmen gemisine istiflenerek alınmış insanların onlarcasının boğulmaya terk edilmesi.

Bu durumlarda kurtarma çoğu zaman geç kalabiliyor.

2022'de Akdeniz'de bin 200'den fazla insan öldü; 2014'ten bu yana neredeyse 25 bin ölüm gerçekleşti.

İnsanları yaşadıkları yerlerden, ülkelerinden kaçmaya iten nedenler, yani insan hakları ihlalleri, çatışmalar, yoksulluk ve açlık devam ettikçe, buralardan kaçış sürecektir. Bu insanların boğulmasını önleyerek, güvenli şekilde karaya çıkmalarını sağlamak gerekmektedir.

Bu yazının konusu beni giderek daha koyu maviye ve hatta ışıksız derinlere çekiyor. Oysa, boğulma ile ilgili keşke sadece epidemiyolojideki o meşhur örnek aklıma gelse. Epidemiyoloji derslerinin ilk örneği şöyledir: Dondurma yeme artarken denizde boğulmaların da arttığı bulunmuş. Yani, dondurma yeme boğulma nedeni midir? Elbette bu söylenemez. Çünkü, hava sıcaklıklarının artması ile hem dondurma yeme hem de yüzme artmaktadır. Aslında dondurma yeme boğulmanın nedeni değildir. Ortada her ikisini de etkileyen başka bir değişken, yaz mevsimi, bulunmaktadır.

Ya da daha güzeli, boğulma ile ilgili keşke, sadece, Roy Lichtenstein'ın Boğulan Kız'ından bahsedebilsek…

O güzelim müzede (MoMA) o güzel kadını arasak.

Keşke mümkün olsa…

Roy Lichtenstein  - Boğulan Kız

Kaynaklar

  1. https://news.un.org/en/story/2022/04/1117292
  2. https://www.who.int/news/item/29-05-2023-76th-world-health-assembly-adopts-first-ever-resolution-on-drowning-prevention
  3. https://cdn.who.int/media/docs/default-source/documents/drowning/wdpd_toolkit_aw_2022_v314de8344-6c8b-408a-99d9-f718cece58d7.pdf?sfvrsn=240ce6ee_3&download=true
  4. https://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMra1013317
  5. https://www.hrw.org/news/2022/09/13/endless-tragedies-mediterranean-sea
  6. https://www.moma.org/collection/works/80249

Pınar Okyay kimdir?

Prof. Dr. Pınar Okyay, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı başkanıdır. 

Pınar Okyay, 1983'te Bornova Anadolu Lisesinden, 1989'da Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinden ve 1993'te Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Halk Sağlığı Bölümünden mezun oldu. 

Halk sağlığında epidemiyoloji, sağlık araştırma yöntemleri, araştırma ve yayın etiği, biyoistatistik, kadın sağlığı ve afet ağırlıklı çalışmaktadır. 

Üniversite hastanesi başhekim yardımcılığı, Özdeğerlendirme Kurulu başkanlığı; 2016-18 döneminde Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER) Yönetim Kurulu üyesi; 2018 Kasım 2021 Temmuz döneminde HASUDER'in Yönetim Kurulu başkanlığı yaptı.

Halen HASUDER Toplumsal Cinsiyet ve Üreme Sağlığı ile Afetler Çalışma Gruplarında çalışmaktadır. Sağlık Bakanlığı Tıpta Uzmanlık Kurulu TUKMOS ve Halk Sağlığı Yeterlilik Kurulu Denetleme Komisyonu üyesi. 

2020 Nisan -2021 Mayıs tarihleri arasında Sağlık Bakanlığı COVID-19 Bilimsel Danışma Kurulu üyeliği görevini yürüttü. 

Türk Tabipleri Birliği (TTB) bünyesinde TTB Halk Sağlığı Kolu başta olmak üzere çeşitli görev gruplarında yer almaktadır. 

Aydın Tabip Odası üyesidir; yönetim kurulu üyeliği yapmıştır; halen TTB Delegesidir. 

Bir kitapsever, gezgin ve T24 İnternet Gazetesi haftalık köşe yazarıdır.