Biri söylesin bunlara, gidişlerinin gidiş olmadığını.
Bu gidişle gideceklerini, bizi de sürükleyip götüreceklerini.

Biri söylesin bunlara…

Sen söyle diyorsan, beni duymazlar, dinlemezler.
Duyacakları, dinleyecekleri biri söylesin. Hatta haykırsın! Gürlesin!
Ki duysunlar. 

Siyasetçi bunlar. Ve bu devirde her şey siyaset. Yani seçim. Yani yeniden seçilme.
Reis yerine yapıştı kaldı, kalkmaz, diyorlar.
Hepsi yerlerine yapışıp kalmışlar, kalkmıyorlar.
Bir söylesin bunlara, reis olmakla parti başkanı olmanın aynı şey olduğunu. 

Marx devrimi söyledi, Lenin nasıl yapılacağını.
Bizde Mustafa Kemal, "İdare-i maslahatçılar esaslı devrim yapamaz," dedi.
Bunlardan esaslı devrim bekleyen yok. Ayağa kalkamıyorlar ki, devrime yeltensinler.
Bunu bekleyen yok! İdare-i maslahatla günlerini gün etmesinler,
günün icabı, siyasetin o gün gerektirdiğini düşündükleri neyse onu yapmasınlar yeter!

"Şu doğru ama, doğruyu yapmak siyaseten yanlış olur." 

"Şunu söylemek gerekir ama, bugünün şartlarında onu söylemek
siyaseten yanlış olur."

Bunu öğrendim ben. Bunu öğrettiler bana 1995 ve 1999 seçimlerinde.
CHP ve ANAP. Ve bu anlayış, bu feci yanlış, insana ve hayata bu korkunç ihanet sürüp gidiyor. 

Ve bu tutuma 'reel politik' adını takmışlar.

Düpedüz reel kepazelik!

Bunun yanlış olduğunu onlar da biliyor elbet! Varsa mideleri, ki yok, her bir şeyi sindirebiliyorlar çünkü. Varsa vicdanları, ki yok, geceleri rahat uyuyabiliyorlar belli ki. Çünkü, gene belli ki, bilmenin ve yapmamanın 'siyaseten doğru' olduğunu bellemişler. 

Biri söylesin bunlara, 'siyaseten doğru' her şeyin yanlış olduğunu. 

Biri söylesin bunlara, yurttaşı devlete kurban etmenin ebedi yanlışlığını. 

Biri söylesin bunlara, siyasi partiler kanununu baştan sona değiştirmek,
lider sultasına son vermek gerektiğini.
Ve seçimlere giderken bunu taahhüt etmelerini.

Biri söylesin bunlara, seçim mevzuatını baştan sona ele almak gerektiğini, katılımcı demokrasinin öyle kurulacağını. Ve seçime giderken bunu taahhüt etmeleri, neyi nasıl yapacaklarını yazılı ortaya koymaları gerektiğini.

Ve ancak siyasi partiler kanununu demokratik işleyiş yönünde değiştirirlerse,
bazı şeylerin değişmeye başlayacağını.

Biri söylesin bunlara, yeni bir anayasanın nasıl yapılacağını.
Ön şart: Siyasi partiler, seçimler, özgür ve demokratik olacak.
Önce siyasi partiler ve seçim yasalarını değiştirmek hedefiyle seçime gideceksin.
Bunu layıkıyla yaptıktan sonra bu yeni yasal çerçevede yeniden seçime gideceksin.
Ancak ondan sonra yeni bir anayasayı gündeme alabilirsin. 

Biri söylesin bunlara, maruz kalınan her zulümde kendilerinin de payı olduğunu. 

Biri söylesin artık bunlara.