Bir defans oyuncusu, üst düzey takım için neden kaygı konusu olabilir anlamıyorum. Sahada yoksa ya da kötü oynarsa Galatasaray bundan olumsuz etkileniyor.
Davinson Sanchez bu isim. Bodrumspor maçında oynamadı, Galatasaray'ın kimyası alt üst oldu. O gün sahada Sanchez de yoktu, Galatasaray da. Eyüpspor maçında da istediği ritmi bulamadı Sanchez. Ya yorgundu ya da rakip zorlu geldi.
Tarım bakanımızın dedi ya, ''Biz susalım rakamlar konuşsun''. Konuşsun. Karnıbahar 100, Mandalina 30, Portakal 35 ve bozuk para yerine konulan Maydanoz 10 Türk Lirası. Rakamlar daha konuşsun mu sayın tarım bakanımız?
Benim kafa yine çarşı pazara gitti. Davinson Sanchez'in istatistiklerinden örnekler verecektim, Tarım bakanının sözlerini hatırladım bir anda.
Kolombiyalı futbolcu ya da Galatasaray'ın tampon bölge komutanı maç başına yüzde 83 isabetli pas atıyor ve maç başına 3 kez önemli bir tehlikeyi önlüyor. Daha konuşsun mu rakamlar sayın bakan, pardon okuyucu.
Böyle istatistiklere sahip Davinson Sanchez, Eyüpspor'a karşı zorlandı çünkü artık sadece merkezi değil, Barış Alper ve Metehan'ın kaçırdığı rakip oyuncuları da kovalıyordu. Emre Akbaba'nın ve Prince Ampen'in attığı golerde olduğu gibi. Mame Thiam da ona biraz sert geldi.
AZ Alkmaar maçının devre arasında yaptığı yanlışı anlayan teknik direktör Okan Buruk oyuna sonradan girmeyi benimseyen Batsuhayi'yi yedek kulübesinde tuttu. O yedekte otururken, Osimhen hiç de yalnız kalmadı. İlk yarıda bir topu da direkten döndü. Özellikle Barış Alper Yılmaz'ın getirdiği toplarla istediği pozisyonları buldu.
Ama yine Osimhen'in de, taraftarın da gözleri hep İcardi'yi aradı. Hatta devre arasında statta İcardi'nin şarkısı çalındı. Sonra akıllara bir soru geldi. ''Acaba Galatasaray, Tottenham maçında o 65. dakikayı oynamasaydı da İcardi hep sahada mı kalsaydı?''
Üçlü defans ve duble 10 numara ile sahaya çıktı Galatasaray. Yunus her ne kadar sol kanat beki gibi ya da 4'lü orta sahanın en solu gibi gözükse de Mertens'in hemen yanında oynamayı tercih etti. Bu da Galatasaray'a sahada fazladan bir 10 numarayı kullanma şansı getiriyordu. Ancak bu tercih bir de sakatlığın yaşanmasına neden oldu. Yunus'un arkasında bıraktığı boşluğu güçlü koşularla dolduran Halil Akbunar, Abdülkerim'i de sakatlar arasındaki yere yani revire gönderdi.
Alkmaar maçı sonrası çok eleştirilen Barış Alper Yılmaz oynadığı süre içinde takımının en istekli ismiydi. Eyüpspor'un sol kanadını yıprattı. (Stat görevlisinden sahanın o bölgesi için ekstra bir çalışma yapması istenebilir.)
AZ Alkmaar maçından 2.5 gün sonra sahaya yorgun bir şekilde çıkan Galatasaray, hakemin ilk yarıdaki kararları ve kart tercihleri yüzünden çok gerildi. Tribünler de gerildi. Bazı küfürler edildi. Aynı gün Avrupa maçı oynayan Galatasaray rakiplerinden 1 gün önce sahaya çıktı. Burada yanlış verilmiş bir karar ve bunun sahaya yansıyan sonucu kayıp puanlar oldu.
9 eksiği var diye çokça eleştirilen Eyüpspor gereksiz dedikoduları çıkaranları utandıracak şekilde çok iyi bir maç çıkardı. Galatasaray'a karşı gole dönük 3 oyuncuyla sahaya çıkmak büyük cesaret. Arda Turan'ı tebrik etmek lazım.
Maça en konsantre isim Eyüpspor kalecisi Berke Özer'di. Yaptığı kurtarışlarla takımını ayakta, arkadaşlarını da hep oyunun içinde tuttu. 12 kurtarış yaparak Galatasaray ataklarına baraj oldu, gole izin vermedi. Muslera'nın alternatifi Galatasaray'ın ayağına kadar geldi, kaçırmadan yarın pazarlık masasına oturmak lazım.
Sonuç olarak yorgun Galatasaray, öne geçtiği maçta günün kahramanı Eyüpspor kalecisi Berke'ye 3. golü atamadığı için beraberliğe razı oldu.
Mustafa Ersoy kimdir? 1967 yılında Adana'da doğdu. 1987 yılında başladığı gazetecilik yolculuğunda Sırasıyla Cumhuriyet, Sabah, Star, NTV Spor, Lig TV dolayısıyla beIN Sports'ta çalıştı. Cumhuriyet, Sabah ve Star'da Galatasaray muhabirliği yaptı. NTV ve Lig TV'de istihbarat şefliği, beIN Sports'da ise haber müdürlüğü görevinde bulundu. 2020 yılında kendi köşesine çekildi. |