Galatasaray-Hatayspor maçı (Fotoğraf: AA)
2024 yılına damga vurmuş, istatistikleri alt üst etmiş Galatasaray gibi bir futbol takımının sadece 1 futbolcuya bağımlı olmasına anlam veremedim. Biz Mauro İcardi derken, meğer her şey Gabriel Sara'nın üzerine kurulmuş. Geçen hafta tat vermeyen oyunun nedeni olarak Sara'yı göstermiştik ama deplasmanda alınan Başakşehir galibiyeti tüm kusurları örtmüştü. Brezilyalı futbolcunun yokluğu pas bağlantılarında kendini gösterdi.
Gabriel Sara yoktu da Galatasaray pozisyon mu bulamadı? Hayır, buldu. Gerideyken öne geçecek kadar buldu hem de. Ama olmadı. Sara'nın duran toplarını, orta yapacak futbolculara vereceği kilit pasları özledi Sarı-Kırmızılı Takım'ın gol ayakları...
Mersin'den 17 maç sonra ilk kez bir deplasman maçından puan kaybederek dönen Galatasaray'da suçluyu bulmak hiç zor değil. Sahada rakiplerini küçümseyen futbolcu grubu, ayak ayak üstüne atmış gideceği günü bekleyen Nelson'lu yedek kulübesi ile kaçan akıl almaz goller... Galatasaray yönetiminin sağ bek, stoper derken Gabriel Sara'ya alternatif olacak bir futbolcuyu daha transfer etmesi şart gibi gözüküyor. Maçın son dakikalarında Okan Buruk'un yaptığı değişiklikler yönetime mesajdı bence ve içeriğinde ''Bendeki malzeme bu, haberiniz olsun'' der gibiydi.
Maç Galatasaray açısından sıkıntılı, topal başladı. Hatayspor kalecisi 15. dakikada Torreira'nın direkten dönen şutuna kadar yere atlamadı. Boşa geçmiş bir ilk yarı ve sonra uyanan futbolcular...
Kazanmayı unutmuş, ligde kalmak için son zarlarını atan, küme düşmeye aday 2 takımdan biri Hatayspor. Maç başına gol ortalaması 1 bile değil, 0.9. Ama Galatasaray bu takımdan da gol yedi. Adana Demirspor bu Hatayspor'u 1-0 geriden gelerek yendi. Bu da mı Gabriel Sara'nın yokluğundan? Hayır. Galatasaray'da bu kronik hale gelmiş bir hastalığa döndü. Amatörce goller yemeye bayılıyorlar.
Başakşehir maçının on biri değişmiş, orta sahada Berkan tercihi yapılmıştı. Sağ bek yine Kaan Ayhan'a emanet ama Hatayspor'un yeni hocası Murat Şahin o bölgeye hızlı bir Portekizli Fernandes'i yerleştirmişti. Kaan Ayhan'ın ilk yarıda sarı kart görmesiyle iş riske girince ikinci yarıda on bir de değişti, oyun planı da...
İlk 45 dakikada 1 tane isabetli şut atan Galatasaray, ikinci yarıya çok hızlı girdi. Sadece ikinci yarı 18 şut attılar.
İlk penaltı pozisyonunu es geçen VAR odası, Mertens'e yapılan faul pozisyonunda kararı hakeme bıraktı. Beraberlik golü Osimhen'in penaltı golüyle geldi.
Penaltıdan sonra ben oturduğum yerde yoruldum; Galatasaray şut atmaktan, Barış Alper Yılmaz gol kaçırmaktan yorulmadı... Geçtiğimiz hafta ''kara kış''ın ortasından 3 puanı çıkartan Barış Alper Yılmaz şanssız bir günündeydi. Atamadı gollerini. Arkadaşları da ona ayak uydurdu, 2 puan havaya uçtu.
Gol beklentisi 3.52 olan Galatasaray sadece 1 gol buldu; Kasımpaşa ve Eyüpspor maçının ardından yediğinin bir fazlasını atamadı ve 1 puana razı oldu.
İlk yarıda tartışılan penaltı pozisyonuna Belçikalı VAR hakemi devam dedi. Bu konu gürültülü futbol programlarına güzel malzeme. Ama kulüpler arası demeç savaşlarını da unutmamak lazım. Bakalım ne gibi görsellerle, nasıl stat dışı demeçlerle gündemi değiştirecekler, göreceğiz...