T24’te ilk yazılarımdan biri Metaverse’in toplum için içerdiği tehlikeydi.
Metaverse, aslında Covid dönemi izolasyonunun sonucu yapay gerçeklik ve dijital iletişimin toplumu ele geçirmesinin bir yan ürünüydü.
Bankalar gerçek dünyada şube kapatırken Metaverse’de açıyorlardı.
Ünlüler, dijital arsa veya sanat eserleri alarak haber oluyor, büyük şirketler markalarının sanal ortamlarda görünmesi için büyük bütçeler ayırıyordu.
2020 ile 2022 arasında sektöre yapılan girişim sermayesi yüzde 400’den fazla artmıştı.
Haberler zirveye vurduğunda, Citi Bankası metaverse sektörünün 2030’a kadar 13 trilyon dolarlık bir değere erişebileceğini öngörmüştü.
Metaverse’in kısa tarihine bakıldığında, alandaki en iddialı kurum Facebook’du.
Hatta şirket, ismini Facebook’tan Metaverse’den daha geniş bir anlam içeren Meta’ya değiştirdi.
Instagram, Facebook, Whatsapp gibi platformların sahibi olan Meta’nın bir sonraki platformu içinde bizzat bulunacağınız sanal bir platform olacaktı.
Mark Zuckerberg 2020’ler bitmeden bir milyar kullanıcıya erişebileceklerini ölçüyordu.
Covid sonrası yatırımcıların hayal ettiği gibi milyarlarca insan sanal dünyaya göç etmedi.
3 boyutlu dijital toplantı odaları büyük şirketlerde çalışan profesyoneller ile dolu değil.
Dijital sanat eserleri üzerinden dev spekülasyonlu alımlar çoğunlukla sona erdi.
Meta’nın sanal ve artırılmış gerçeklik bölümü Reality Labs, 2023 yılında yaklaşık 16 milyar dolar kaybetti.
Final sonuçları açıklandığında geçtiğimiz yıl da benzer bir rakam kaybetmiş görünüyor.
Google’da Metaverse sözcüğünün aranması, 2021 ile kıyaslandığında, yüzde 96 düştü.
Sonra derin bir sessizlik oluştu… Adeta unuttuk!
Bu sessizliğin kendisi bile ilginç! Ne oldu da Metaverse unutuldu?
Metaverse iki büyük soruna sahip:
İlki; kimsenin tam olarak ne olduğunu bilmemesi.
Ne olduğu ile ilgili tek bir tanımı olmasa da artık Vikipedi sayfasında ana seçenekleri sunan bir tanımı bulunmakta.
Tanımın genişliği, işlevlerini anlamayı zorluyor ve doğal olarak popülerliğine engel oluyor.
Bu da ikinci soruna işaret ediyor; yeteri kadar popüler değil!
Metaverse, ilk andaki popülerliğini yitirmiş olabilir. Fakat tamamen yok olmadı.
Tabii bu Meta için uzun vadeli bir yatırım. Ve işaret ettiği önemli bir yer var:
Aslında tek bir teknolojiyi tanımlamaktan çok teknoloji ile olan evrimimizi tanımlıyor.
Destekleyenler, mobil internetin bir sonraki adımı olarak, sanal dünya ile daha da kuvvetli bir entegrasyon olarak görüyor.
Devletler hala bu teknolojiye yatırım yapmaya devam ediyor.
Güney Kore, metaverse ekosistemi geliştirecek startuplara 50 milyon dolarlık bir fon ayırdı.
Dubai Hükümeti 2030’a kadar dünyanın en büyük 10 metaverse ekonomisinden birisi olmak için strateji yayınladı.
El Salvador, Metaverse benzeri teknolojileri teşvik amacıyla spesifik innovasyonları vergilendirmiyor.
Özel sektörde daha küçük çapta ilgi devam ediyor.
Sağlık devi Pfizer Şirketi, Metaverse teknolojileri ile eğitim amaçlı sanal laboratuvar geliştiriyor.
Onkoloji eğitimine yönelen şirket için, bir doktora öğrencisine 3-4 yıl boyunca sponsor olmak ortalama 140 bin pound; Cambridge’deki araştırma enstitüleri ise yılda 45 milyon pounda mal oluyor.
Bu eğitim sistemini, sanal ortama taşımak çok daha ucuza, daha fazla öğrenciyi eğitme imkânı sağlayacağı için şirketin yatırım alanları arasında.
Benzer şekilde BMW; makina düzeni, robot eğitimi ve tesis dizaynlarını sanal dünyada test eden ‘dijital ikiz’ sistemleri kullanıyor. Sanal ortamda bu testleri yapabilmek, üretim planlama etkinliğini yüzde 30 arttırmakta.
Nvidia, Metaverse altyapı kurulumunda lider olmak için büyük yatırım yapıyor.
Ana Metaverse platformu olmak içinse, Roblox, Decentraland ve Sandbox gibi portallar rekabet içindeler…
Bu platformlarda dijital arsa fiyatları hala artıyor…
Metaverse’ün geleceğini asıl belirleyecek olan gerçek dünyadaki demografik değişim.
Alfa Kuşağı, her gün Roblox, Fortnite, Genies gibi platformlarda saatler geçiriyorlar.
Bir araştırmaya göre, TikTok ve YouTube’da harcadıkları zamanın toplamından daha fazlasını bu platformlarda geçiriyorlar.
Bu, çocuklarının TikTok kullanımını gören ebeveynler için anlaşılır bir istatistik.
Kısacası gençler arasında hala büyüyen bir kullanıcı tabanı söz konusu…
Konsepti sadece oyun gibi dijital aktiviteler olarak düşünmemek lazım.
Bu platformlarda gerçek topluluklar, arkadaşlıklar ve kültürel fenomenler doğuyor.
Oyunlardaki reklam sektörünün, 140 milyar dolarlık seviyesini düşünürsek, oyundan daha da bağımlı ve ikinci bir yaşam gibi adlandırılabilecek Metaverse platformları üzerinden; kullanıcılar ile bağ kurmanın ne kadar önemli olduğunu anlayabiliriz.
Örneğin Nike’nin Roblox’ta Nikeland adlı kurduğu sanal dünya, geçen yıl mayıs ayında kapatılana kadar 37.5 milyon kişi tarafından ziyaret edildi.
Böyle büyüyen bir kuşak için, sanal ev almak veya profesyonel toplantılarını sanal odalarda gerçekleştirmek oldukça normal olabilir.
Kuşkusuz negatif toplumsal etkileri de olacak. Ama Metaverse kaybolmadı.
Sadece çok dağınık bir şekilde gelişiyor.
Sonunda neye benzeyeceği ise uzak bir gelecekte belli olacak.
Mehmet Önal Kimdir? Mehmet Önal İstanbul'da doğdu. Hukuk lisans ve yüksek lisans tahsilinden sonra İngiliz Parlamentosu ve Atlantik Konseyi'nde çalıştı. İzleyen dönemde enerji sektöründe çalışmaya başladı. Ticari görevlerden sonra enerji dönüşümü ve iklim değişikliği kamu politikaları üzerine uzmanlaştı. Avrupa Birliğini'nin teknik iklim değişikliği danışman organı olan Sıfır Emisyon Platformu'nda ve İngiltere'de Karbon Yakalama ve Depolama Derneği'nde görev aldı. İklim değişikliği temalarında Avrupa'da, Orta Doğu'da ve Asya'da birçok devletin yürüttüğü çalışmalara katıldı. Profesyonel olarak kamu politikaları ve siyasi gelecekler üzerine senaryo çalışmalarında yer alıyor, büyük toplumsal gelişmeler, sosyolojik değişimler, insanlık için varoluşsal tehdit oluşturan etkenler ve küresel jeopolitik konular üzerine kafa yoruyor. Enerji sektörü profesyoneli olarak Londra ve İstanbul'da yaşıyor. |