Arktik bölgesi içerisinde yer alan 8 devlet var
Kuzey Kutbu dendiğinde çok az insan gerçek anlamda bir fikir yürütebilir.
Çoğu kişinin aklına buz kütleleri, kutup ayıları veya morslar gelir.
Sıra dışı seyahat hayalleri olan insanlar Kuzey Işıklarını kutuplarda görmek hakkında romantik düşüncelere dalabilir.
İklim değişikliği hakkında kaygılı olanlar eriyen buz kütlelerini akılarına getirebilirler...
Soğuk Savaş tarihini bilenler ise Kuzey Kutup Dairesi'nin Sovyetler Bilirliği ve NATO arasında gergin bir sınır bölgesi olduğu dönemdeki askeri üsleri ve askeri rekabeti hatırlayabilir.
21. yüzyılda bölgenin jeopolitik önemi yeniden artmakta.
Önemine göre oldukça az konuşulan ve gerilimi gittikçe artan, küresel bir jeopolitik rekabet burada gerçekleşiyor.
Kuzey Kutup Dairesi sadece 8 ülkenin sınırını oluşturmakta: ABD, Rusya, Kanada, Finlandiya, İsveç, Norveç, İzlanda ve Danimarka (Grönland himayesi ile).
Bölgenin önemi ise Soğuk Savaş'tan bu yana oldukça artmış durumda.
İklim değişikliğinin etkilerinden dolayı eriyen buzullar, ortaya kara ve su rotaları ortaya çıkarıyor.
NASA uydu verilerine göre Arktik Okyanusu'nda 1981-2010 averajına kıyasen 640 bin kilometre kareyi kaplayan buzullar eridi.
Bir türlü önüne geçemediğimiz buzulların erimesi elbette dünyanın geleceği için oldukça kaygı verici.
Fakat coğrafik değişim aynı zamanda farklı gelişmelere yol açıyor.
Bir yandan bugüne kadar erişilemeyen doğal kaynaklara erişim sağlıyor; bir yandan da yeni, deniz üstü ticari rotalar oluşturuyor.
Bazı araştırmalara göre bunlar arasında dünyada bulunmamış petrol rezervlerinin yüzde 13'ü, bulunmamış gaz rezervlerinin yüzde 30'u, uranyum, nadir toprak mineralleri, altın, elmas ve dev balık stokları gibi ciddi ekonomik değeri olan kaynaklar bulunuyor.
Bu kaynaklara sahip olabilme potansiyeli ülkelerin ilgisini gittikçe arttırmakta ve önemini yıllardır farkında olan ülkeler de aksiyon almakta.
Amerika ve Rusya en rekabetçi ülkeler olarak, bölgede büyük önem taşıyan ve buz kırıcı olarak bilinen gemi filolarını genişletmek için adım atmaktalar.
İki ülkede, ama özellikle Rusya, iddia ettikleri sınırları içerisinde birçok kıyı bölgesinde ve adada askeri üs oluşturdu.
Hem Ruslar hem NATO, yıllardır bölgede askeri tatbikat düzenlemekte.
Bölgedeki devletler arasındaki pek çok yasal konu, Arktik Konseyi adlı hükümetler arası bir kuruluşta görülüyor.
Üyeler arasında sınır ülkeleri ve aralarında Çin'in de olduğu 14 gözlemci ülke bulunmakta.
Bu konular çeşitli zamanlarda yazılmakta ve siyasi liderler tarafından ele alınmakta.
Fakat daha geriden gelen ve göz ardı edilebilen bir ülke daha var: Çin.
Çin bütün siyasi ve ekonomik gücüne rağmen doğal kaynakları limitli olan ve ekonomisi için Rusya, Orta Doğu ve Afrika'ya bağlı olan bir ülke.
Bu sebepten dolayı da her zaman doğal kaynaklara erişimini en büyük önceliklerinden biri olarak görmekte.
Arktik Dairesi'ndeki kaynaklar da elbette dikkatlerinden kaçmadı.
Ve şimdi bölgedeki askeri rekabete Çin de katılıyor.
Çin kendisini "Arktiğe-yakın" bir ülke olarak tanımlıyor ve bölgedeki stratejisine 2017 yılında "Polar İpek Yolu" adını verdi.
Rusya ile ortaklıkla bölgedeki enerji kaynakları ve ticari rotaları geliştirmek üzere çeşitli açıklamalarda bulunsalar da Ukrayna Savaşı'nın da etkisi ile ticari gelişimde çok yol kat etmediler.
Askerî açıdan ise durum biraz farklı;
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Çin ve Rusya'nın Arktik bölgesindeki askeri faaliyetlerini değerlendirirken, mevcut durumun "güvenlik manzarasını değiştirdiğini" belirtti.
Geçen ay, Çin ve Rusya bölgede Asya ve Avrupa'yı bağlayan yeni bir ulaşım koridoru oluşturacaklarını tekrarladılar... (Asya'dan Süveyş Kanalı üzerinden Avrupa'ya deniz üstü ulaşım 40 gün civarındayken, bu yeni rota bu süreyi 23 güne indirebilir.)
Bu ay ise Alaska'da Amerikan Sahil Güvenlik güçleri; dört Çinli savaş gemisinin Amerikan münhasır ekonomik bölgesine girdiğini belirtti.
Bu ilk kez gerçekleşmiyor.
Geçen Ağustos ayında 11 tane Çin ve Rus savaş gemisi, bu sefer Böring Boğazı'nı kullanarak Pasifik Okyanusuna geçiş yapmıştı.
Amerika, Alaska'da askeri üslerine yatırım yapıyor olsa da Rusya bölgede NATO'nun tüm üslerinden daha fazla askeri üsse sahip. Ayrıca diğer bütün ülkelerden daha fazla buz kırıcıya sahip.
Ukrayna Savaşı ile Rusya gittikçe Çin'e bağımlı bir ülke haline geldikçe, Rusya'nın bölgedeki gücü elbette Çin'e de büyük destek olacaktır.
Çin ve Amerika'nın potansiyel infilak noktalarından biri de bu vesile ile Arktik Dairesi olabilir. Belki de yeni Tayvan çatışması bile diyebiliriz. Yakın zamanlarda bu meselenin gergin sürecine tanık olacağımız düşüncesindeyim.
Mehmet Önal Kimdir? Mehmet Önal İstanbul'da doğdu. Hukuk lisans ve yüksek lisans tahsilinden sonra İngiliz Parlamentosu ve Atlantik Konseyi'nde çalıştı. İzleyen dönemde enerji sektöründe çalışmaya başladı. Ticari görevlerden sonra enerji dönüşümü ve iklim değişikliği kamu politikaları üzerine uzmanlaştı. Avrupa Birliğini'nin teknik iklim değişikliği danışman organı olan Sıfır Emisyon Platformu'nda ve İngiltere'de Karbon Yakalama ve Depolama Derneği'nde görev aldı. İklim değişikliği temalarında Avrupa'da, Orta Doğu'da ve Asya'da birçok devletin yürüttüğü çalışmalara katıldı. Profesyonel olarak kamu politikaları ve siyasi gelecekler üzerine senaryo çalışmalarında yer alıyor, büyük toplumsal gelişmeler, sosyolojik değişimler, insanlık için varoluşsal tehdit oluşturan etkenler ve küresel jeopolitik konular üzerine kafa yoruyor. Enerji sektörü profesyoneli olarak Londra ve İstanbul'da yaşıyor. |