Mehmet Önal

15 Ocak 2023

Körfez'in sessiz kültürel dönüşümü

Modern zamanlarda tek kuşakta kültürel bir dönüşüm ve ulusal bir kimlik yaratmayı başaran tek örnek Singapur'dur. Ancak uzun vadeli, istikrarlı ve toplumsal destek bulan reformlar kalıcı olabilir

Modern tarihin en büyük kültürel dönüşümlerinden birinin Körfez'de gerçekleştiğinin farkında mıyız?

FIFA Dünya Kupası'nı ile Körfez ülkelerindeki kültürel değerler ve yaşam biçimi küresel olarak yoğun ilgi gördü.

Dünya Kupası'nın ardından da bu hafta gündeme düşen büyük konulardan biri Cristiano Ronaldo'nun Suudi Arabistan'daki Al-Nassr takımına katılıyor olmasıydı.

Asıl tartışılan ise evlenmediği kız arkadaşı ile aynı evde yaşayıp yaşayamayacağı idi.

Krallıkta evli olmadan iki sevgilinin aynı evi paylaşması yasalara aykırı…

Fakat bazı hukukçulara göre devlet ilk defa istisnalara göz yummaya başladı.

Sosyal medyada yasa değişikliğini destekleyenlerden, Suudi kültürel değerlerinin saldırı altında olduğunu düşünenlere kadar birçok paylaşım ve tartışma gerçekleşti.

Formal bir yasa değişikliği olmasa bile, konunun bu kadar açıklıkla konuşuluyor olması bile kendi başına bir devrim.

Ronaldo ile başlayan bu konu, ülkede çok daha derinden gerçekleşen bir dönüşüme ışık tuttu.

Suudi Arabistan dediğimizde, insanların aklına gelen petrol veya bölgedeki jeopolitik konular değilse, kültürün muhafazakârlığı veya Arap dünyası ile ilgili yaygın önyargılardır.  

Ki çoğu görüşün temeli genellikle bir gerçeğe dayanıyor.

Daha önce Körfez ülkelerinin büyük ekonomik dönüşümlerini yazmıştım.

Fakat Suudi Arabistan ekonominin yanı sıra, kültürünü de değiştirmeye çalışıyor.

Vatandaşlarına dini kimliğinden çok, ulus kimliği aşılamaya çalışıyor.

Modern ve tarihi Suudi kültürü ve bir ulus devlet olarak Krallığın yakın tarihini tanıtan insiyatifleri destekliyor.

Ekonomik gelişimde, Suudi vatandaşların istihdamını ve üretkenliğini teşvik ediyor.

Kadının toplumdaki rolünü radikal (Orta Doğu'da tehlikeli bir kelime) bir şekilde değiştirmeyi başardı bile.

Kültürel dönüşüm dediğimizde Türkiye'de akla gelen yakın zamanda kaybolan değerler, emperyalist tarihte sömürge ülkelere empoze edilmiş zorlu değişimler veya Çin devrimi gibi büyük acıya sebep olan tarihi dönüşümlerdir.

Fakat bunun tarihe daha pozitif yansımış örnekleri de var.

Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yılları ve reformları, yurt dışında okullarda hala öğretilen, tarihin gördüğü en büyük kültürel gelişim adımlarından biriydi.

Singapur, tek bir jenerasyonda multi-kültürel bir ulus kimliği oluşturabilip, Asya'nın ekonomik mucizesini gerçekleştirdi.

K-Pop olarak da bilinen Güney Kore popüler kültürü, dünyanın her yerinde müzik ve film gibi alanlarda büyük bir ilgi ile takip ediliyor. Bu çok itibarlı uluslararası aşamaya oldukça kanlı ve sorunlu bir siyasi ve toplumsal bir tarihten geçerek vardılar.

Şimdi bu deney ve dönüşümlere Suudi Arabistan teşebbüs ediyor.

2018 yılında Kültür Bakanlığını kurarak, ülkedeki kültürel faaliyetlere devlet desteğini koordine etmek için büyük bir adım attı.

Suudi Arabistan'ın geçmişe dönük Arap edebiyatına katkısı çok daha azken, devlet artık hem edebiyat basımına hem de tercümelerine büyük destekte bulunuyor.

Fazla bilinmeyen turistik bölgelerini popülerleştirmek için birçok ülkede kampanya başlattılar.

Bu bölgelerin en başında, birçok anlamda keşfedilmemiş bir Kapadokya'yı andıran Al Ula bölgesi geliyor. Petra'yı kuran medeniyet olan Nebatilerin ikinci şehri olarak bilinen Al Ula, binlerce yıllık birçok antik mabet ev sahipliği yapıyor.

Antik mabetleri gezdiren rehberlerin neredeyse tamamı kadınlardan oluşuyor ve en gururla gösterdikleri nokta ise kadınların sahip olduğu mabetler ile toplumda büyük yer edindiklerini gösteren, Al-Anbat, yani 'Kadınlara Saygı Duyun' anlamına gelen bölge.

Ülkedeki kadınların rolünü özgürleştiren ve ahlak polisinin rolünü azaltan reformlar birçok kez uluslararası haberlere yansıdı...

Fakat bu reformların topluma yansıması için şart olan güvenlik güvencesini de yerine getiriyorlar.

'Hepimiz Güvendeyiz' anlamına gelen 'Kulluna Amn' uygulaması ile kadın tacizinden, tehlikeli araba kullanımına kadar birçok kültürel sorun direk emniyet güçlerine rapor edilip, toplumda değiştirilmesi istenen davranışlar para cezaları ile teşvik ediliyor.

Suudi vatandaşları değişimi memnuniyetle gözlemlediklerini ifade ediyorlar.

Eylül ayında ezeli rakipleri İran'da, 'dayatılan yaşam biçimini' reddeden kadınlar gösterilerde öldürülürken, Suudi Arabistan başörtüsüz kadınları taciz etmeye karşı çıkan bir düzenlemeyi yürürlüğe geçirdi.

Bu yılın başında havalimanlarında ilk defa alkol satışına açmak değerlendirildi. Özel bir muamele yapılmamasına karar verilse de, değerlendirmeleri büyük bir adım ve belki de geleceğe doğru bir sinyal idi.

Bu örnekler dev bir dönüşümün göstergesi.

Belki yasalar hemen değişmeyecek.

Belki hiç değişmeyecekler.

Ama konuşuluyor olmaları bile çok kısa bir süre öncesine kadar imkânsızdı.

Modern zamanlarda tek kuşakta kültürel bir dönüşüm ve ulusal bir kimlik yaratmayı başaran tek örnek Singapur'dur.

Ancak uzun vadeli, istikrarlı ve toplumsal destek bulan reformlar kalıcı olabilir.

Yüz yıl önce dünyanın en büyük reformlarından birini gerçekleştirip; günümüze zedelenmiş ulusal kimlik, sosyolojik kutuplaşma, etnik çatışma, göçün yarattığı kalıcı demografik değişimle giren ülkemizin şansızlığı karşısında oldukça ilginç bir örnek oluşturuyor.