Levent Kurnaz

10 Eylül 2010

Petrol Tepesi

Petrol konusundaki kötümser düşünce dünya petrol üretiminin bu tepe noktasına çoktan ulaşmış olduğu veya...

Son yazımızı en iyi senaryolar düşünülecek olursa doğal gaz rezervleri 170, kömür rezervleri de 410 yıl yeterli olabiliceğini söyleyerek bitirmiştik. Bu rezervlerin ne kadar süre dayanacağı önemli bir tartışma konusudur. King Hubbert 1956'da petrol tepesi (peak oil) kavramını ortaya atmıştır. Bu kavrama göre petrol üretimi çan eğrisine benzer, simetrik bir dağılım gösterir. Petrol tepesi ise bu eğrinin en yüksek olduğu noktadır. Petrol konusundaki kötümser düşünce dünya petrol üretiminin bu tepe noktasına çoktan ulaşmış olduğu veya önümüzdeki birkaç yıl içinde ulaşacağı, iyimser düşünce de bu tepenin en erken 2020 ve sonrasında geleceğidir. Bunun anlamı da hangi açıdan bakarsak bakalım petrol üretiminin azalacağı buna karşın fiyatının da fazlasıyla artacağıdır, dünya vatandaşları olarak bu şoka hazır mıyız? 
Gerek petrol gerekse de diğer tüm fosil yakıtlarındaki tepenin geleceğini inceleyebilmek için bakmamız gereken iki ana faktör vardır. Öncelikle bu yakıtın ne kadar tüketildiğini bilmemiz gerekir. 2006 yılı verileriyle dünyada günde 86 milyon varil ham petrol tüketilmektedir. Bu ihtiyacın 2030 yılına kadar %37'lik bir artışla 118 milyon varile ulaşması beklenmektedir. Petrol tüketiminin yarıdan fazlası taşıma sektöründe kullanılmaktadır. Tüketimin lokomotifi ABD'dir. 2005 yılı verileriyle ABD günde 20.7 milyon varil petrol tüketmektedir. Buna karşılık gerek nüfus gerekse de üretim açısından çok daha büyük bir ülke olan Çin'in tüketimi sadece 7 milyon varildir. Ancak Amerika'nın tüketimi 1995-2005 döneminde 17.7 milyondan 20.7 milyona, yani 3 milyon varil artarken, Çin'in tüketimi 3.4 milyon varilden 7 milyon varile, yani 3.6 milyon varil yükselmiştir. Bu da gelişmekte olan ülkelerdeki petrol tüketiminin gelecekte daha da hızlanacağının önemli bir göstergesidir. Mesela Çin'de araba satışları her yıl %15-20 arasında artmaktadır.
Çin'deki kişi başına düşen araba sayısı başlangıçta Amerika'ya oranla çok düşük olduğundan, araç sayısındaki bu korkunç yükselişin beraberinde getirdiği petrol tüketimindeki artış doğal olarak nüfus artışından daha yavaştır. Bu sebeple de kişi başına düşen senelik petrol tüketimi 1980'de 5.26 varilden 2006'da 4.73 varile düşmüştür. Her ne kadar petrol ana olarak taşımacılıkta kullanılsa da günümüzde özellikle tarım ve gübre üretimi de petrolün varlığına dayanmaktadır. Bu sebepten petrol tepesi aşılıp petrolün fiyatında ciddi artışlar olduğunda bu dünya besin piyasasında da ciddi fiyat artışlarına sebep olacaktır.
Tepenin geleceği konusunda bakmamız gereken ikinci parametre senelik üretim ve keşif miktarıdır. Dünyadaki ek yüksek keşif miktarı 1965 yılındaki 55 milyar varillik rezervdir. Keşifler bu seneden sonra azalmış, 2002-2007 yılları ortalaması sadece senede 10 milyar varil olmuştur. Senelik tüketimin 30 milyar varil civarında olduğu düşünülecek olursa senelik 10 milyar varillik yeni keşiflerin dünyanın ihtiyacına yetişmeyeceği kesindir.
Dünyadaki rezervleri kanıtlanmış, mümkün ve ihtimal dahilinde diye üçe ayırmak olasıdır. Kanıtlanmış en az %90-95 ihtimalle varlığı bilinen, mümkün kaya yapısına göre o bölgede petrol olması olasılığı %50, ihtimal dahilinde ise %5-10 ihtimalle petrol olabilir demektir. Dünya rezervleri bu ihtimaller dahilinde hesaplandığından ve eksper yorumları da maddi kuşkularla değişik yönlere çekilebildiğinden dünya petrol rezervlerinin miktarını tam olarak bilebilmek mümkün değildir. Ayrıca yer altındaki petrolün tamamını da bugünün teknolojisi ile çıkartamayız. Petrol kuyuların verimi yaklaşık yarı yarıyadır. Bunun temel sebebi yeraltındaki petrolün ilk kuyu açıldığında basınçla dışarı fışkırması ama sonrasında yerin altından zorla çıkarılması gereğidir, bu da petrolün çıkarılma maliyetini ciddi miktarda arttırmaktadır.
Tüm bu faktörler düşünüldüğünde petrol üretiminin 1987-2005 yılları arasındaki senelik %2 artıştan sonra 2005-2009 yılları arasında sabit görülebilir. Bu da petrol üretiminin neredeyse bir tepe yaptığının göstergesi sayılabilir. Son olarak 2008 verilerine göre dünyanın en büyük 811 petrol alanındaki üretimde senelik %4.5'luk bir azalma gözlemlenmektedir. Bunların tümü bir tepeye vardığımızı ya da çok yaklaştığımızı göstermektedir. Gelecek yazımızda bu tepenin olası sonuçlarını ve petrol üreticisi ülkelerin bu tepenin varlığını gizlemek için yaptıklarını tartışacağız.