“Maskeler takıldığında, gerçek hisler ortaya çıkar lakin maskeli baloda takılan maske saklanmana olanak sağlar. Eğlenir ve sorun yokmuş gibi davranabilirsin.”
Osimhen’in ilk 11’de başlayacağının açıklanması ile, maç önü ısınma hareketlerindeki davranışları, taraftarın gerçek hislerini yani her sorunu unutup takımına olan aidiyetini ön plana çıkartırken, çeşitli ithamlarla ve transfer planlamasındaki sıkıntılarla uğraşan Galatasaray yönetiminin de Osimhen’in maskesinin arkasına saklanmasına ve sorun yokmuş gibi eğlenmesine olanak sağladı.
Galatasaray’ın iyi yönetemediği transfer planlaması, İtalya’dan gelen “Okan Buruk 3-5-2 oynatacak” söylentisine hepimizin kafa yorması, bire bir ikamesi olmayan belli başlı 2 mevkide yaşanma ihtimali olan sıkıntılar göz önüne alındığında, Galatasaray’ın nasıl bir kurgu ile sahaya çıkacağı, teknik ekip ve rolleri belli olan oyuncular haricinde herkes için muammaydı. Transfer döneminin bitmesini “oyuncularının ve kendi kafasının rahatlaması“ adına dört gözle bekleyen Okan Buruk, rakip takımın değişen oyun kurgusuna rağmen, akılcı ve net bir oyun planı ile sahaya çıktı. 3.dakikada gelen Davinson golü ile de ipleri eline aldı ve maçı sonuna kadar da ipleri gevşetmedi.
Davinson Sanchez’in dönüşü ve savunma kurgusunun liderliğini alması ile takım boyunu enine ve dikine daraltan Galatasaray, alanı iyi savunduğu için de kalesinde tehlikeli pozisyon görmeden maçı bitirdi.
Kaan Ayhan’ın asimetrik olarak savunmayı üçlemesi, yeni sol bek Jakobs’un dengeli hücum ve savunma performansı, Gabriel Sara’nın özellikle duran top organizasyon becerisi, Osimhen’in sadece takıma değil, tribünlere kattığı hava, maskeli baloyu renklendiren etmenlerdi.
“Rize hücum dahi yapamadı, hangi savunmayı övüyorsunuz” itirazlarını duyar gibiyim. Savunma sadece rakibi karşılamak , top rakipteyken çaba göstermek değildir. Doğru oyun planı, rakibinizin size çalıştığı planı da devre dışı bırakmaktır. Okan Buruk uzun süre sonra ilk defa “planının çözüldüğünü” gördü ve top rakibindeyken, kaleciye kadar basması, orta alana çekilerek, belirli bir mesafede rakibinin pas yapmasına izin verip, yaptığı presin atılacak direkt toplarla devre dışı kalmasını engelledi. Takımın atletizm ve fizik kalite olarak da seviye atlaması sayesinde de, çizgiye doğru atılan uzun pasları da toplayarak oyuna hükmetmeyi bildi. Blokların birbirine olan yakınlığı, sahipsiz topların kazanılması sayesinde de, futbolun en basit kuralını uygulayarak “çok değil verimli koşarak” maçı neredeyse yorulmadan bitirdi.
Genel olarak oyuncu performansları üzerinden bir değerlendirme yapacak olursak;
1 ) Abdülkerim: Geçen sezon yaşadığı sakatlıktan iyi dönememiş ve Euro 2024 dahil eski performansını özletir hale gelmişti. Son İzlanda maçı ve bu maç ile eski günlerine dönüş sinyalini verdi.
2) Davinson Sanchez: Savunma lideri nedir sorusunun cevabı. Atletizm, güç, oyun görüşü ve pas kalitesiyle, bu ligin standartlarının üzerinde. Attığı golü pastadaki çilek olarak değerlendirmek lazım. Galatasaray bu akşam merkezde boşluk yaşamadıysa, bu başarıdaki en büyük pay kendisinin. Okan Buruk da bunun farkında ki, skoru alır almaz oyundan çıkarttı.
3 ) Gabriel Sara: Yaşayacağı sıkıntı, bonservisi için ödenen ücret olacaktı. Doğru kurguda neler yapabileceğini gösterdi. Mesele neler yapamayacağı idi, onu da kötü kurgulanan 2. Young Boys maçında hepimiz gördük. Tek başına maç alan Sneijder veya Hagi performansı beklemeden izlemek lazım.
4 ) Mertens: Büyük maçlarda gözden kaybolsa da, şampiyonluğun esas anahtarı olan Anadolu maçlarında ortaya çıkıp farkını hissettiren kalite. Bu maçlarda , ara ara gözden kaybolsa da, sahneye çıktığı anda spot ışıkları kendisine dönüyor ve kalitesi ile parlıyor. Attığı golün yanı sıra, zekasıyla oyunun sıkışmamasını sağlamasını izlemek bile keyif veriyor.
5 ) Osimhen: Yayıncı kuruluş sayesinde, golü kimin attığını o an için alamasak bile, 4 ay sonra 11 başladığı ilk maçta, futbola olan yaklaşımını, verdiği ve duyduğu heyecanı ekran başında dahi hissettik. Maskeli Balo’nun başrol oyuncusu, kendsinin attığı gol sonrası verdiği Metin Oktay pozu ile okula yeni gelen ve kaynaşma sıkıntısı yaşayan asosyal genç olmadığını, aksine verilecek partinin baş aktörlerinden biri olacağını gösterdi. Maç sonu açıklaması ise, mütevazi davranmanın ayıp sayıldığı bu topraklara verilen en büyük derslerdendi “İcardi bu oyunun efsanesi, Batshuayi ise çok iyi bir forvet. İkisinden de öğreneceğim şeyler var” Bu sözler, kendisi için istenen bonservis bedeli sebebiyle, dünyanın aktif en pahalı oyuncularından birine ait. Umarım mütevazı olmanın acizlik olduğunu düşünenler, bu sözlerden ders çıkartabilir.
Son not ise yine maskeli balo ile alakalı; maskeli balolarda sahne her zaman pürüzsüz ve parlak olmalıdır ki, insanlar sıkıntı yaşamadan dans edebilsin ve eğlenebilsin. Osimhen ile maskeli balo düzenliyorsanız, zemininiz de bir o kadar iyi olmalı lakin Rizespor maçında zemin dans için uygun değildi. Bir an önce düzeltilmesi ve dansa uygun hale getirilmesi gerekmekte.